🥀Selamlarr!
Yine bomba gibi bir bölümle geldim.
Bu yazdığım en uzun bölüm oldu. Ve içindeki olaylar gerçekten şok edici.
Vee size bomba gibi bir haberim var!
Diğer bölümü Kaan'ın ağzından yazacağımm
Allahım çok heyecanlıBölümü yukarıdaki müziği açarak dinleyebilirsiniz...
Keyifli okumalar :)
***
Toprak, sevdiklerimizi elimizden aldığı için mi bu kadar güzel kokar?
***
2 Gün sonra
-Özge kankacım bak iki gündür bu kişinin kim olduğunu arıyoruz ama daha en ufak bir ipucu dahi yok. Sence de Murat Amca'ya söyleme zamanı gelmedi mi?- evet tam iki gün oldu fakat bizim daha kimin yaptığı konusunda hiçbir fikrimiz yok. Rüya'nın çok ısrar etmesine rağmen ben henüz babama söylemedim. Düzeltiyorum söyleyemedim.İki gündür babam eve çok geç geliyor, geldiğinde de oldukça yorgun oluyordu. Babamın kafası zaten şu sıralar oldukça doluydu birde bu olaylarla onu sıkmak istemiyordum.
-Rüya hayır! Nasıl bulacağımızı bilmiyorum ama babama söylemeyeceğiz. Hem belki de ara vermeliyiz. O kişi her kimse unuttuğumuzu zannedip başka şeyler de gönderebilir! - heyecandan gözlerimin içi gülüyordu. Bence gayet uygulanabilir bir plan. Hem Rüya'yla dinlenebilmemiz içinde iyi bir fırsattı. Rüya'da fikrimi beğenmiş olacak ki başıyla onaylayıp koşa koşa yatağıma atladı.
Odadan yavaşça çıkıp kapıyı çektim. Rüya kafasını yastığa koyduktan iki dakika sonra uyumuş bir de olayı abartıp horlamaya başlayınca insanda tahammül kalmıyor.
Merdivenlerden aşağıya inip mutfak kapısını araladığımda Nurten teyze keki fırına atmış yaprak sarıyordu.-Ooo yaşıyor muydunuz siz Özge hanım gözümüz yollarda kaldı. – masanın üzerindeki kurabiyeler ve sarmalar o kadar nefis görünüyordu ki kendimi onlara dalmamak için zor tutuyordum.
-Nurten teyzecim bu ne hazırlık. Benim doğum günümde bile bu kadar hazırlık yapmamıştın. Kim bu şanslı kişi?-
diyerek kaşla göz arasında ağzıma bir sarma atıverince Nurten teyze elime vurup;-Özge! Çık şu mutfaktan yoksa ben çıkartacağım seni. Önemli bir misafir gelecek baban iki dakikaya burada olur. Git hazırlan. –
Kim gelecek bilmiyorum ama babamda gelecekse önemli biri olmalı deyip koşarak odama çıktım. Dolabımın içinde iç savaş çıkmıştı sanırım. Aradıklarımı içinde zar zor bulup yatağın üzerine koydum. Altıma asker yeşili şortumu üstüme de boyundan bağlamalı blüzümü geçirdim. Evet sonbaharın sonlarına geliyoruz fakat ben şort giyiyorum çünkü hava bugün gerçekten çok bunaltıcı. Hasta olursam şaşırmam.
Odadan çıkıp terasa çıkan merdivenlere yöneldim. Teras bu evde en sevdiğim yerdi. Odamdan çok burada vakit geçiriyordum. Ve gözlerim her seferinde Kaan'ın evine takılıyordu. Yine evine bakarken Kaan'ı üzerinde bornoz ağzında diş fırçası ile gördüm.
O havalı, sert halinden eser kalmamış şuan tam bir köpek yavrusuna benziyordu.Biraz uygunsuz bir anda baktığımı fark edip gözlerimi camdan çekecekken Kaan'ın odasına uzun boylu, kirli sakallı bir adam girdi.
Bir dakika! Bu şimdi Rıfat Dinçer mi?
Kaan boyunu, vücut yapısını babasından almış olduğu belliydi. Adamın gözlerini buradan pek seçemesem de ela gibi görünüyordu.
Bakışları Kaan'a o kadar çok benziyordu ki...O soğuk, dimdik bakışlar.
Gözlerimi arada kaçırıp çaktırmadan onlara bakarken babası Kaan'ı önce bir süzüp daha sonra bağırmaya başlamıştı. Ama bir sorunumuz var.
Babası neden eliyle bizim evi göstererek bağırıyordu? Ben şok olmuş olanları anlamaya çalışırken bir anda Rıfat amca sinirli bir şekilde cama doğru yürürken camdan onlara baktığımı gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Kayıp Umutlar~
Fiksi RemajaBenim hayatımda bir dönüm noktasıydı. Birileri benim hayatımdan bir parçayı alıp sökmüştü sanki gözlerimin önünde. Bir daha onun sesini asla duyamayacak, hayatım boyunca onun sevgisinden yoksun kalacaktım, bu acı hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak k...