tarkan-biz çocukken
[2.SEZON]İsterdim ki her zaman çocuk kalayım. Hayatı toz pembe görmeye devam edeyim, oyuncak arabalarıma bakıp aşk yaşayayım. Arkadaşlarımla sokakta oynayayım. Büyümek bunlara engel değildir Baekhyun demeyin hiç, büyüdüğünüzde bunları artık yapmak istemiyorsunuz. Çünkü hayatınız daha bulanık ve karışık oluyor. Mesela en güvendiğiniz insan tarafından sırtınızdan bıçaklanıyorsunuz. Ve o bıçak yarasını hissetmek, en kötüsü. Sizin oralarda bu hain saldırıya "dost kazığı" derler, fakat ben buna "kahpelik" diyorum. Kahpelik.
Kimse yaşamak istediği hayatı yaşayamaz, yaşayamıyor yani. Fırsat mı veriyor sanki bu hayat. İnsanları kırıp dökmekten başka bir işe yaramıyor, bir de dönüp duruyor işte. Elde var sıfır yani anlayacağınız.
Sen böyle değildin Baekhyun, ne oldu sana diyenleri duyar gibiyim. Baekhyun artık 18 yaşındaki bir ergen oğlan değil. Ben büyüdüm artık. 25 yaşında bir erkeğim. İnanamıyorsunuz değil mi? Gerçekten bende inanamıyorum. Seneler ne çabuk geçti demeyin, geçmedi. Hiçbirimize hızlı geçmedi bu zaman. Oysaki gözümü dünyaya açtığımda daha 1 günlük bebektim ve gözümü kapatıp 18 oldum. Ne kadar hızlı geçmişti zaman benim için.
Ama 18 yaşımızdan sonra kaç kere gözümüzü açtık kapattıysak, yinede hızlı geçmedi zaman. Acısını tattıra tattıra, kafalarımıza vura vura, suratımıza çarpa çarpa 7 yıl geçti. Hayat bizi çok olgunlaştırdı.
Luhan ve Kris'in ölümünden 7 yıl geçti. Bu acı geçiyor mu? Hayır geçmiyor. Sadece alışıyorsunuz. Ama alışamayan birisi daha var. Sehun.
Luhan ve Kris'in ölümüne tabiki de hiçbirimiz inanmak istemedik. İnanmadıkta. Ta ki, iki bedeni toprağa emanet edene kadar. İşte o zaman kaburgalarınızın kırılma seslerine teker teker şahit oluyorsunuz. Oldukta. Hemde ne olduk.
Luhan ve Kris'in ailesi hiçbir zaman bu ölüme inanmak istemediler. İlk sene okulumuzu mahkemeye verdiler. Dava sürüp gidiyor. Ölümlerinden ben ve arkadaşlarım sorumlu tutulduk. Tabi bunu hukuk söylemedi. Kris ve Luhan'ın ailesi dile getirdi. O günden sonra bir daha onları hiç görmedik.
Tao okulunu bitirip ülkesine geri döndü. Bizimle vadalaşmak istemedi. Hepimize kırgın ayrıldı. Bizde kırık kaldık.
Şimdi merak ediyorsunuzdur, neden Sehun diye. Sehun ve Luhan'ın birbirlerinden hoşlandığını geçen sene öğrendik. Sehun itiraf etti. Şaşırmıştık, sarıldık Sehun'a, sonra ağladık. Acımız her zaman aynıydı, ama Sehun'un acısıyla boy ölçüşemezdi.
Derken böyle seneler sıkıntılı bir şekilde geçti gitti. Futbolu bıraktık, okulumuzu bitirip mezun olduk. Dağılmadık ama.
"Baekhyun, uyan."
Sesin sahibini tanıyordum, Jongdae. Lanet olsun ki sabahın köründe enerjikti ve sesi tiz çıkıyordu. Kulağımın dibinde ciyaklayıp uyanmamı istiyordu ama çok uykum vardı. Gece geç yatmıştım ve ölümüne uyumak istiyordum. Üstelik dışarısı yağmurlu ve soğuktu. Yağmur damlalarının camıma vurduğunu duyuyordum. Karanlık hava en sevdiğim havaydı ve yağmur sesiyle uyumayı çok seviyordum. Ama her zamanki gibi çocukluk arkadaşım uykumun içine sıçıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü Çocuklar Ağlamaz √chanbaek
Fiksi Penggemar"Sen güçlüsün diyip sırtıma kocaman dağ devirdiler." •Sezon1• "Hani derler ya; Güçlü insan ağlar mı? Defalarca aynı yere vurursan, taş bile dayanmaz." •Sezon2• •chanbaek/friends/ •chanbaek'in ne demek olduğunu öğrendiğim zaman yazdığım bir fic, bol...