Arkadaşlar bol bol yorum istiyorummm lütfen. Hikaye hakkında ki görüşlerinizi ve düşüncelerinizi merak ediyorum. Her türlü eleştiriyede açığım ve yine yazım stilimle ilgilide eleştiri ve yorumlarınızı esirgemezseniz sevinirim , Seviliyorsunuz :))
-
Hastaneden çıktığımızdan beri arabada ki kimsenin sesi çıkmıyordu. Aslında bize doktor her şeye hazırlıklı olmamızı çok öncesinden de söylemişti ama işte insanız sonuçta hep bir umut hep bir ışık bekledik. Lakin beklediğimiz umudu da, ışığı da göremedik.
Bakışlarım babama kaydı. Yola odaklanmış gibiydi ama aslında yola bakmadığını az önce son anda çarpmaktan kurtulduğumuz iki arabadan anlamıştım. Annemin ise sessiz hıçkırıkları kulaklarımı dolduruyordu.
Aslında bende ağlamak istiyordum. İçimi boşaltana kadar, rahatlayana kadar, bütün umutsuzluğumu kusana kadar... Ama işte şimdi olmazdı. Daha sonra ağlayacaktım belki de hiç ağlamamam gerekti. Ölüm bir gün gelecekti nede olsa. Biliyorduk dimi? Bir gün hepimiz ölecektik sadece benim ölümüm için bir zaman biçiliyordu o kadar.
Derin bir nefes aldım. Yirmi ikinci yaşımı bir hafta önce kutlamıştık ailemle. O zamanda bu ihtimali biliyorduk, benim ölebileceğimi biliyorduk fakat küçük de olsa bir umudumuz vardı. Şimdi elimizden o da yok olup gitmişti. Aslında iyi yönden bakmak gerekirse hayatımın yirmi iki yılını iyi geçirmiştim. İstediğim her şeyi almış ya da elde etmiştim. İstediğim bölümü İngiliz Dili ve Edebiyatını okumuştum. Bir ay önce mezun olmuştum. Ne umutlarım vardı ama! Yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. Biz insanlar hayaller kurarken kader zaten bizim için bir yol çiziyor oluyordu ve biz bunu bile, bile kadere inat hayallerimizi yaşamaya çalışıyorduk.
Araba evin önünde durunca hızlı bir şekilde arabadan indim. Balkonda oturan on yaşında ki erkek kardeşimiz geldiğimizi görünce koşarak kapıyı açmak için içeri girmişti.
Evimiz iki katlı, bahçeli şirin bir evdi. Güzel günlerimin geçtiği evdi burası. Kapının açılması ile meraklı iki çift gözle karşılaştım. Ali sonucu merak ediyordu.
''Abla ne oldu? Ölmeyeceksin dimi?''
İşte o an artık dayanamadım ve gözümden yaşlar ardı ardına akmaya başladı. Hiçbir şey söylemeden son kez sarılıyormuşçasına kardeşime, canıma sarıldım. Ölecektim ben. Ailemi bırakıp gidecektim. Bunu düşündükçe daha çok artıyordu gözyaşlarım. Kulaklarımda annemin sesi çınlıyordu. Onun ağlama sesleri geliyordu. Elime damlayan gözyaşı ile kardeşimden biraz ayrıldım. O da ağlıyordu. Elimle hızlıca gözyaşlarını sildim. İki elimle yüzünü kavradım ''Hepimiz öleceğiz ablacığım.'' diye fısıldadım. Bu sözüm ona yetmemiş olacak ki kafasını iki yana salladı.
''Abla ölme.''
''Ali.''
Yüzünü ellerimden kurtarıp koşarak içeri girdi. Yere yığılmamak için kapının kenarına tutundum. Ben kendim bile bu ölüme hazır değilken Alim'i canım kardeşimi nasıl hazırlardım?
''Ahla...''
Babamın acı dolu sesi ile kendimi toparlamaya çalıştım. Güçlü olmalıydım.
''İyiyim baba.''
Arkama bakmadan içeri girdim. Baktığım takdirde annemin o perişan halini görüp dayanamayacaktım. Merdivenleri koşarcasına çıktıktan sonra odamın kapısını açarak içeri girdim ve kapıyı kapattım. Yatağımın üzerinde gördüğüm pasta ile neye uğradığımı şaşırdım. Yatağın kenarına yaklaşarak yanına bırakılmış kâğıdı aldım elime. Kâğıtta gördüğüm yazının Ali'ye ait olduğunu anlamıştım. Kimse böyle karmaşık yazamazdı bu evde ondan başka.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnci Taneleri
ЧиклитGökyüzü ruh halimi anlamış gibi fazlasıyla kapalıydı. Tıpkı kalbimde ki kasvet gibiydi. Birazdan da gözyaşlarıma uyum sağlayıp yağmaya başlayacaktı. Imm nasıl başlayacağımı bilemiyorum aslında fakat bir yerden başlamalıyım dimi? Ben Ahla. Adımın a...