Olay yerinden uzaklaştırılmak istenen ama asla gitmeyen meraklı kalabalık.. Telefonunu açıp, video çekip ihbar hattına göndererek, haberciliğe ve para kazanmaya soyunan birkaç kişi.. Ambulans ekibinin gelip yaralıyı almak için kalabalığı aşmakla mücadele etmesi, Oyi'nin delil toplamaya çalışması ve sabahtan beri bardaktan boşanırca yağan yağmur birçok şey anlatıyordu.
Meraklı kalabalığı yararak, yanına geldi. Şaşkınlık ve hüznün verdiği etkiyle oracığa diz çökmüştü Yunus Komiser.. Birkaç metre ilerde yatan şahsın kim olduğu, ağzından dökülen kelimelerle kimliğe büründü: "SİNEM... SİNEEEEEMM!"
Kalabalığı yararak güç bela Yunus'un yanına gelen Rıza, bir yandan Yunus Komiser'i uzaklaştırmaya çalışıyor; bir yandan da Yunus'un ürküten sakinliği ve aynı cümleleri tekrar etmesi Rıza'yı korkutuyordu.
Birden bağırarak: "YAPMA, YAPMA ABİİ! O İTİ YAKALAYACAĞIZ VE ADALETE VERECEĞİZ! SONRA ÜZÜL.. ABİ! ABİ!" Cümlesi yarım kalan Rıza, şaşkın ve üzgün bakışlarla Yunus'u tuttu. Bayılmıştı.
Elindeki şırıngayı çöpe atan polis memuru, 20 yaşlarında genç kadına öfkeyle bakan Rıza, bağırarak: "NE YAPTIN LAN SEN?!"
Resmi üniformalı, birden Rıza'nın yanında beliren genç kadın, aynı soğukkanlılıkla cevap verdi: "Şimdi onun ile uğraşamayız, sakinleştirici vermek en iyisi, dedi Macit Amirim! Yunus Komiser'in bünyesi sağlam. Onun için fazla sarsmaz, yarım saate uyanır ama Sinem Komiser'in durumu kritik.. elini uzatarak, bu arada ben Kriminal şubeden Komiser yardımcısı Fatmanur Soğuk! Nur'da diyebilirsiniz. Sinem Komiser'im sevdirmişti bu işi bana..."Rıza önce ters bakışları ile bu polis memurunu baştan aşağı süzdü. Nur'un havada kalan elini sıkmadan: "Eee.. Tetkik ettin mi?"
Aynı soğuk ve donuk tepkiyle havada kalan elini indirip: "Sizden yarım saat önce geldiğimiz için, acı gülümsemeyle Rıza'ya bakarak, aa evet tetkik ettim, Beyin kanaması geçirmiş, ağır yaralı! Komiser yardımcısı Nur, kalabalığa bağırarak, müsaade edin işimizi yapalım!! Sinem Komiser'i ambulansa aldıktan sonra, Rıza hemen dikkatini toplayıp, bozuntu vermeden; Kim bulmuş?"
"Saçı sakalı birbirine girmiş evsizlerden.. Yaşlı bir amca, Komiser'im.."
Gelen cevabı da garipsemişti Rıza ama yapacak birşey yoktu. Eleştirmek mantık işi değildi. Hele hele şimdi, asla...
"Konuştu mu peki hiç kimse?"Nur, yine gülümseyerek: "Komiser'im çok özür dilerim ama, üniformadan olsa gerek, bize öcü gibi bakıyor. Ama sizle konuşması muhtemeldir."
Rıza, pes etmişti. Nur'a dönerek: "Olay yerinden ayrılırken beni görmeden GİTME, ANLAŞILDI MI NUR HANIM?! Ekibi gönder ama sen, beni görmeden gitme!"
Komiser yardımcısı Nur, Rıza Komiser'in vurgudaki ses tonundan anlamıştı: "Başüstüne"Rıza, olay yeri bekleyen iki memura: "Komiser'imi hastaneye götürün. Ha, sakinleştirici verildi. Bunu da belirtin. Şuradaki ifadeleri alayım, sonra gelirim."
Resmiler, çevik hareketle:"Başüstüne Komiser'im!" deyip Yunus Komiser'i almışlardı.Rıza, üzerinde keçeden yapılma pançoya benzer bir kıyafet, sağ eline ve ıstakasına kurukafa deseni çizmiş uzun sopalı, saçı sakalı birbirine girmiş yaşlı adamın yanına gitti. Titreyen ellerle, işaret ederek: "Geldi, Geldi, Geldi o yaptı, O, o! O,o! Öldürdü kızı! Öldürdü! Öldürdü!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜLER İÇİN (Tamamlandı)
Azione"Ölüm, sadece bir başlangıçtır" Eğer buna inanıyorsan, 'Bir şeyi saklamanın en iyi yolu, onu, herkesin göreceği yere koymak' olduğunu kabul edeceksin... Sir A.C. Doyle *Mesleği ile ailesi arasında yaşayan ama aldığı cezalar nedeniyle yükselemeyen;...