Gülümseyerek arkasını döndü genç kız onu küçümseyen , acıyan ya da düşman bakışlarla izleyen insanlara. Yılların getirdiği özelliklerden biri de umursamamaktı... Ya da öyleymiş gibi davranmak...
İçi kan ağlasa bile bunu belli etmemek zorundaydı.
Gülümsemeyi öğrenmişti seneler içinde genç kız. Sahte olduğu anlaşılmıyordu. Zaten insanlar gerçek gülümsemesini görmedikleri için farkı da bilmiyorlardı ya. Neyse...
Başını yavaşça sağa soşa sallayarak silkelendi bu iç karartıcı düşüncelerden. Bu konuları tekrar tekrar düşünmesine gerek yoktu. En sonunda tekrar çıkmaza ulaşak , hayatı suçlayacak ve olmayan moralini mümkünmüşcesine daha da düşürecekti.
Gri bulutların kapattığı havada yavaşça evine yürümeye başladı. Sonra neden yürüdüğünü düşündü. Herkesin onu suçladığı şryi yapmamak adına evine yürüyordu ilk başlarda. Dikkat çekmek...Oysa o asla olduğu kiişi olmak istememişti. İlk başlarda gözdrn uzak olmak için yaptığı yürüyüşler zamamla hayatının bir parçası olmuştu.
Hiçbir zaman normal olamamıştı. İsmiyle başladı herşey. Alis..... Oysa annesi ona hem babasının ismini koymak hem de harikalar diyarındaki prenses gibi hissettirmek istemişti. Sonra ucube oldu. Beyaza yakın sarı saçları ve neredeyse renksiz gri gözleri. Gözlerinden ve saçlarından korkan çocuklar "Sen olsan olsan harikalar diyarındaki kötü kalpli yaşlı cadı olursun" dediler. Kimse güzelliğinin farkına varamadı minik kızın.
Ve minik kız büyüdü. İnsanlar ona ailesini sordular. Ve acıyarak bakmaya işte o zaman başladı insanlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alis
RomanceTemkinli bir şekilde yaklaşıp, tam karşısında diz çöktü genç kızın "Adın ne senin küçük kız?" Titrek ve kısık sesiyle cevap verdi güzel kız:"Alis" Gözlerinde minik bir pırıltıyla cevap verdi : "Merhaba Alis. Harikalar diyarına hoş geldin."