Jungkook
"Namjoon ile Seokjin hyung, neredeler?"
Artık sesim titremiyordu. Kekelemiyor ve konuşurken tereddüt etmiyordum. Bitmişti işte, beslediğim her umut gibi bu da bitmişti, yok olmuştu.
"Olması gerektiği yerde"
Bu ne demekti şimdi?
Yg:"Sadece Jungkook'u bırakamaz mısın?"
Öfkeyle ona baktım. Gider miyim sanıyordu? Gerçekten onsuz çıkacağımı mı düşünmüştü? Saçmalık.
Yg:"Bana öyle bakma"
"Nasıl?"
"Merak etmeyin, kimsenin bir yere gittiği falan yok. Şimdi size beş dakika vereceğim. Ölmeden önce buna hakkınız var diye düşünüyorum. Üstelik Yoongi, elindeki son kişiyle beraber hayatını da almadan önce o kabullenişi ve çaresizliğini göster bana. Bunu kesinlikle hak ettim"
Bu kez gülmemişti, ciddiydi. Son iki saat içinde her şeyimi alan adam şimdi de canımı alacaktı. Ben belki bunu sorun etmezdim. Sevdiğim adamın hayatının bağışlanmasının bedeli canım olsaydı, asla üzülmezdim. Madem dakikalar sonra ölecektik, son kez bakacaktım gözlerine, o hâlde korkaklık yapmayacağım. Artık duygularımı susturmayacağım
Ona döndüm, bana bakıyordu, gülümsedim. Eğer vaktimiz fazlaca olsaydı şuan ona sarılıp saatlerce ağlamak isterdim. Yoktu, ne vaktimiz ne de karşılıklı sevgimiz...
"M-madem son dakikalarımız,"
Belki ölümden korkmuyordum, o adama karşı sesim çaresiz tınıyla çıkmıyordu ağzımdan. Ama ben sevdiğim adamın karşısında tükenmeye, korkmaya mahkûmdum. Kendime sordum, özgürce sevebilme şansım olsaydı, hiç korkmadan, çekinmeden, tereddüt etmeden... Nasıl olurdu?
"S-sana hyung demeyeceğim"
İlk kez ismini öylece diyeceğim için heyecanlanmıştım
"Seni s-seviyorum Yoongi"
Tam şuan ölebilirdim çünkü gerçekten çok utanıyordum!
Yg:"Ben de seni seviyorum"
Bu doğru değildi
"Sorun değil, bunu söylemek zorunda de-"
Yg:"Seni seviyorum Jungkook, ciddiyim. Ölmeden önce seni memnun etmeye çalışmıyorum. Rhee, benim canımı yakmak istiyordu. Sana zarar vermesini istemediğim için yalan söyledim"
"B-ben..."
Ne demem gerektiğini bilmiyorum. Şaşkındım, gerçekten çok şaşkındım!
Min Yoongi beni seviyordu... Böylesine bir mucize nasıl mümkün olabilirdi?
Daha fazla yaklaşıp iki elini yanmakla meşgul olan yanaklarıma yerleştirmişti. Alnını alnıma yaslamış baş parmaklarıyla narince tenimi okşuyordu. Bunu beklemeyen gözlerim kocaman açılmıştı ve an bozulmasın diye yutkunmak dahi istemiyordum. Tanrım! Bunu ölmeye yakın yaşamak zorunda mıydım!?
Yg:"Her şey için üzgünüm. Bunu yaşamak zorunda olduğumuz için, sana çok geç kaldığım için, korkağın teki olup kariyerimi senden önde tuttuğum için çok üzgünüm"
Büyülenmiştim. Bana yakın duran bedeniyle, yanaklarımdaki şefkatli dokunuşlarla, ağzından çıkan her bir sözcüğün kalbime işlemesiyle, o pürüzlü sesiyle, her şeyiyle büyülemişti beni. Konuşmak istiyordum, sorun olmadığını, üzülmemesini ve şuan beni ne kadar mutlu ettiğini söylemek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atıştırmalık Oneshotlar |YoonKook ✓
FanfictionAtıştırmalık Oneshot isteyen herkesi 'tanıtım' bölümüne çağırıyorum <- <- <- <- <- <- <- Ana karakterler: Yoongi ve Jungkook Yan karakterler: Vmin, Namjin, Hoseok+Yugyeom -2019 & 2020-