Giriş: "Kaza"

13.6K 619 218
                                    


"Ve herkesin hayatını değiştirecek o seçimi yaptım. Kendimi bile bile ateşe attım."


***

Soğuk bir kış günü akşamında, dışarı da yağmur tanelerini atıştırırken ben yine her zaman ki masamın başında oturmuş gözlerim yorgunluktan kapanana kadar ders çalışıyordum. Lakin odamın dışarısından gelen sesler kitaba odaklanmamı zorlaştırıyordu. Bu yüzden derin bir nefes alarak elimdeki kalemi yavaşça kitabımın arasına koyarak ayağa kalktım.

Oturmaktan ağrıyan belimi hafifçe ovuşturarak odamın beyaz renkteki kapısını açtım ve merdivenlerden aşağıya doğru inmeye başladım. Solana yaklaştıkça kardeşim Azra'nın sesi kulağıma daha net gelmeye başlamıştı.

"Baba, lütfen bugünlük izin versen? Hem sınıfımızın hepsi bu partiye katılıyor. Eğer ben gitmezsem benimle kesin dalga geçerler."

Kardeşim ve ergen halleri yine devredeydi anlaşılan.

"Olmaz Azra! Gecenin bir vakti kızımı bir grup ergenin içine yollayamam. Hem sen de biraz ablan gibi derslerine çalışsan ne güzel olur."

Babam ve kardeşimin atışmalarını, umutsuz bir şekilde izlerken başımı olumsuzca iki yana salladım. Bu ikili asla tartışmaktan vazgeçmeyecek gibi görünüyordu. Gerçi onları bu halleri ile seviyordum. Onları tatlı kılıyordu.

"Bugünlük izin ver baba. Hem Azra üniversite sınavına hazırlanıyor, biraz stres atsa fena olmaz." diyerek olaya el atmamla birlikte babam sinirli, kardeşim ise sevinçli bir şekilde bana baktı.

"Peki tamam, ama eve geç gelmek yok." diyen babam sıkıntıyla bana dönüp işaret parmağını salladı. "Eğer kardeşinin başına bir şey gelirse senden bilirim Alkım."

Bu sözler üzerine yutkunmadan edemedim. Nedense o an üzerime bir ağırlık çökmüş, kalbimi sıkıştırmıştı. Tam lafımı geri almak istediğimde ise kardeşimin mutluluktan parlayan kahverengi gözlerini gördüm. Bu yüzden bir şey demeyip sadece gülümsemeye çalıştım. Umarım pişman olmazdım.

"Sizi seviyorum." diyerek öpücük atan kardeşim önce babama sonra bana bakıp sarıldı. "Ben o zaman hazırlanmaya gidiyorum, çünkü çok az bir vaktim var."

Zıplaya zıplaya merdivenlerden kardeşimin ardından babam yan gözle bana bakıp "Hem sen şımartıyorsun bunu biliyorsun değil mi?" dedi.

Azra'nın arkasından bakarak ne yapabilirim dercesine omuz silktim ve "Biliyorsun baba, ona kıyamıyorum." dedim. Evet, gerçekten küçük kardeşime bir türlü kıyamıyordum. Bunun başlıca nedenlerinden biri ise annemin Azra'yı doğururken vefat etmesiydi. Bu yüzden kardeşim, beni abladan ziyade bir anne gördüğü için bana çok düşkündür. İşte bu yüzden ona asla kıyamıyordum.

Nereden bilebilirdim ki günün birinde bu yönüm yüzünden ona izin vererek hepimizin başına iş açacağımı..

"Bilmez miyim.." diyen babam derin bir nefes alarak başını iki yana salladı ve yanıma gelerek ellerini omzuma koydu. "Alkım kızım, kardeşinin iyiliği için bu yönünü düzelt. Yoksa ilerde başta sen üzülürsün."

Gözlerim anlık bir şekilde boşluğa daldı. Babam sözlerinde haklıydı. Umarım kimse üzülmezdi. "Anladım baba, ben bir Azra'ya bakayım."

Başını sallayan babam, ellerini indirip bana gülümsedi. "Tamam kızım."

Azra'nın odasına çıktığımda küçük kardeşimim çoktan hazırlandığını görüp ellerimi göğsümde bağladım ve tebessüm ederek "Dikkatli olun, tamam mı Azra? Biliyorsun babamın azarını yemek istemiyorum." dedim uyarırcasına.

RUHU VİRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin