Ben Burcu 17 yaşındayım, Babamı yıllar önce ben yaklaşık 1-2 yaşlarındayken kaybettik. Ama hala babamın gitmesini kendime yedirebilmiş değilim. Maddi durumumuz gayet iyi ve hatta babamdan anneme ve bana kalmış yüklü bir miras var.Annem babam öldükten sonra çok değişmiş . Herzaman gülücükler saçan ,gözleri parıldayan biriymiş annem. Eğlenmeyi gerçekten iyi bilirmiş. Şimdi odasından çıkmayan ve kesinlikle konuşmayan birine dönüştü, bir kaç kez onun yanına gidip konuşmayı denedim aslında ama pek olumlu sonuçlar vermedi.
Sabah o her zaman gereksiz bulduğum alarmın sesiyle uyandım. Gözlerimi açmadan alarmı fırlattım ve nihayet sustu. Bu mükemmel alışkanlığım sayesinde duvarda 3-4 delik açmıştım. Tam tekrar uykuya dalacakken üstün zekam bana bugünün çok önemli olduğunu hatırlattı. Evet bugün gerçekten çok önemliydi okulun son günüydü ve sonunda şu aptal karneyi alıp 3 ay boyunca okula ait gereksizleri görmeyecektim. Tam bir ışık hızıyla yatağımdan kalktım. Dolabımdan vazgeçilmezlerimi çıkardım;kot pantolon, askılı bir bluz ve converslerim. Aynanın karşısına geçtiğimde gördüğüm manzara pek iç açıcı değildi malesef. Dün gece geç yattığım için gözlerimin altı şişmiş, saçlarım bağımsızlığını ilan etmişti. Hemen sıcak bir duş aldım. Zaten böyle bir durumda beni sadece bu kendime getirebilirdi. Üstüme kıyafetlerimi giydim,saçımı topuz yaptım ve işte hazırdım. Kesinlikle makyajdan nefret eden biriyim. Aylaynır (nasıl yazıldığını bilmiyorum sorisorisori) bile sürmem yani. Aynanın karşısına geçip son bir kendime baktım. Uzun kahverengi ve kıvırcık saçlarım sonunda bi şekil almıştı. Boyum ne uzundu nede kısa. Çok olmasada bikaç kilo fazlalığım var gibi duruyordu ama kesinlikle bunu dert etmiyorum. Gerçi bizim okuldakiler için bu konu aynı değil. Asosyalin önde gideniyim. Bütün gün kitap okur veya müzik dinlerim. Ders mi? Asla çalışmam. Okulun en eziği benimdir, herkes benimle dalga geçer tek bir kişi dışında; Enes. Hayatım boyunca sahip olduğum ilk ve tek arkadaşım enes. Şu ana kadar aramızda geçen kısa ve gereksiz tartışmalar dışında kötü bir şey yaşanmadı. Dişlerimdeki ufak sorunlar yüzünden taktığım bir diş telim ve gözüm çabuk yorulup ağrıdığı için kullandığım dinlendirici gözlüğüm var. Ve bunlar beni her zaman alay konusu yapsada onları çıkarmayı düşünmüyorum. Ben kendimi seviyorken diğerlerinin dediklerinin ne önemi var? Herneyse. Gözlüğümü taktıktan sonra hazırdım işte, herzamanki burcu olmuştum yine. Kahvaltı etmeden koşar adımlarla dışarı çıktım. Okulla evimiz arasında 2 sokak var ve ben bu yolu yürüyerek gitmeyi tercih ediyorum. Kulaklığımı takıp yürümeye başladım, hem yürüyor hemde düşünüyordum ama ne düşündüğümü anlamıyordum içimde kötü bir his vardı ve ben bunun sebebini çözemiyordum.
Kafamda düşüncelerle boğuşurken sonunda okula gelmişim. İlk defa bu kadar uzun geldi bu yol bana.
Onca insanın arasından zorlukla kendimi içeri attım. Bugün son gün olduğu için herkes farklı bir havadaydı. Kızlar elbiseler, olup olmadığı belirsiz şort yada etekler giymiş, erkekler cool gözükebilmek için aptal siyah gözlükler takmıştı. Gerçekten onlardan fazlasıyla farklıyım. Ve bu hoşuma gidiyordu.
Gene düşüncelerimle boğuşurken sınıfa ulaşmıştım. En önde olan sırama doğru ilerliyordum. Herkesin gözü üstümdeydi ve bana gülüyorlardı. Alışkınım diye geçirdim içimden ve sırama ilerledim. Sıramın altındaki eşyalarımı topladım, öğretmen masasının üstümde duran karnemi aldım ve hızlı adımlarla sınıftan çıktım. Bu lanet yerden hemen uzaklaşmak istiyordum. Okulun bahçesine çıktığımda herkes bana bakıyor gülüşüyor ve aralarında fısıldaşıyordu. Okulun popüler kızlarından irem yanıma yaklaştı yüzünde anlam veremediğim iğrenç bi sırıtış vardı. Birden kahkaha attı ve yanıma dahada yaklaşıp;
-Bakıyorum bu yılıda büyük bir eziklikle bitirdin tebrikler EZİK.
ezik kelimesini bastırarak söylemişti ben ona anlamsız bir ifadeyle bakarken yine kahkaha atmaya başladı ama bu sefer sadece o değil bütün okul. Kahkahasını kestiği anda kendimi yerde buldum ve tekrar o kahkahalar geldi kulağıma. Bugün ne kadar çok kahkaha duymuştum öyle. Acıyla yüzümü buruşturdum. Herşey bi anda gelişmişti. Beni bütün gücüyle yere itmişti ve şuan yerdeydim. Ve okulun yarısı bana acıyla bakarken yarısı gülmekten karnını tutuyordu.
O lanet olası okulun içindeydim işte, yine herzamanki gibi dışlanmış ve yine herzamanki gibi rezil olmuştum. Okulumuzun kendini bişey sanan sözde "popülerler" grubu yine beni yerin dibine sokmayı başarmıştı. Ama artık bu bardağı taşıran son damla olmuştu. Yerden kalkerken bi karar verdim, değişecektim. Değişecektim ve o gereksizlere kim olduğumu gösterecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KÖTÜ KIZ~
Teen FictionO lanet olası okulun içindeydim işte, yine herzamanki gibi dışlanmış ve yine herzamanki gibi rezil olmuştum. Okulumuzun kendini bişey sanan sözde "pöpülerler" grubu yine beni yerin dibine sokmayı başarmıştı. Ama artık bu bardağı taşıran son damla ol...