Vampir Karım

Bölüm-20

Sabah uyandığımızda, Halton Ally ile birlikte yatakta oynarken, bende aynanın karşısında saçlarımı yapıyordum. Kara çemberden çıktıktan sonra, Halton ile tartışamamızı eve geldiğimizde sonlandırdık. Ve ne olursa olsun beraber olacağımıza söz verdik. Tıpkı evlenirken söylediğimiz yeminler gibi.

Omzuma konulan minik ve masum öpücükle gevşedim. Halton beni bu hale her soktuğunda, tembelleşiyordum.

''Bebeğim sen az önce Ally ile oyun oynamıyor muydun?''

''Seni öpmeden günüm güzel geçmiyor sevgilim. Hem vampir olduğumuz unutmaya başladın sanırım." Güldüm.

''Senden daha iyi biliyorum. Sadece her geçen gün, çok güçlü bir vampir oluyorsun.'' dediğimde tekrar yanağıma bir öpücük kondurdu.

''Neyse biz gidip kahvaltı hazırlayacağız. Sende çabuk ol annesi." diyerek Ally'i kucağına aldı.

''Tamam hemen geliyorum." dedim Ally'nin alnından öptükten sonra.

Ben makyajımı yapmaya başladığım sırada aynada oluşan karanlık gölgeler beni korkutmuştu. Ayna gölgelerle doluysa bu iyi bir haber değildir. Bir an Lady'nin yüzünü görünce nerdeyse sandalyeden düşecektim.

''Lady geliceğin zaman haber verde korkumdan altıma etmeyeyim. Yine sürpriz çıkışlar."

''Kusura bakma ama bu haberi sana vermezsem sonradan bana kızarsın.'' Tahmin ettiğim gibi önemliydi.

''Gene ne oldu? Ben artık mutluluk dolu bir nefes almak istiyorum. Yeter lütfen!'' dedim isyan ederek.

''İyi de bu o kadar da kötü bir haber değil." Yine de sıkılmıştım. Bir gün olaysız geçsin. Bir gün.

''Peki nedir?''

''Kardeşin, ikiz kardeşin." duyduklarım karşısında isyanlığım birden şoka girmişti. İnanamıyorum.Yıllar sonra kardeşim geliyor.

''C-Ciddi olamazsın." Şaşkınlığım kekelememe neden oluyordu.

''Çok ciddiyim."

İşte şimdi yandık! Hep demişimdir. Bir vampir göründüğünden daha sinsidir diye. İşte sinsinin kendisi benim kardeşim Anna. Onu uzun zamandır görmemiştim. İşin kötüsü o benim evlendiğimi bile bilmiyor. Çünkü bir kez bile ziyaretime gelmedi.

''Bella kendine gel. O senin kardeşin." diyerek uyardı.

''Evet. Başımın belası kardeşim." diye söylendim.

''Her neyse şimdiden kolay gelsin." deyip aynadan bir anda kayboldu.

***

Kahvaltımızı ettikten sonra Halton şirkete gitmek için hazırlanıyordu. Ben masadakileri toplarken Halton'ın kapıya yöneldiğini gördüm. Üst raftan onun için hazırladığım kanı götürdüm. Geyik kanı gibisi yok. Aslında tavşan kanıda güzel, ama o vejeteryanlar için. Kapının önüne geldiğimde Halton ayakkabılarını giyiyordu.

''Halton al bunu. Susuzluğun geldiğinde içersin." deyip elimdeki kavanozu aldı.

''Sağol bebeğim." Tam gidecekti ki onu kolundan tutup kendime aramızda mesafe olmayacak şekilde döndürdüm.

''Bella beni merak etme. Üzerimde Lady'nin verdiği tılsım var o beni korur." Benim bundan niye haberim yok? Lady çok fenasın.

''Tamam." dedim ve dudağıma kısa süreli bir öpücük kondurdu.

''Halton bu arada bu gün kız kardeşim geliyor." dediğimde tek kaşını havaya kaldırdı.

''Bana bir kardeşin olduğunu söylememiştin. Düğünde bile yoktu." dediğinde sertçe yutkundum.