Hasan ve Rose küçük bir evde kendileri yaşamaya başlamıştı, beraber güzel günler geçiriyorlardı ama dilleri kültürleri farklı olduğu için sohbet derinlesemiyordu sığ kalıyordu. Hasanın muziplikleri espirileri Rose için çok da anlamli olamıyordu. Rose çoğunlukla zamanını evde geçiriyordu, Hasan ise işlerle haşir neşir oluyordu geceleride eve çok geç geliyordu. Rose durumdan hiç hoşnut değildi ailesi ile de sık görüşemiyordu hepten yanlız kalmıştı. Evde yanlız kalmaktan korktugundan Hasana bahsedince annesinin evine taşımaktan oranın kalabalık olduğundan ve evin çok geniş olduğundan hepsi için ayrı oda olduğundan sürekli aynı şeyleri söylüyordu çünkü Rose ikna olursa oda gönül rahatlığı ile arkadaşları ile takilacakdi. Rose un beklediği cevap bu değildi ama baktı Hasan çok hevesli kabul etti. Çok gençdiler daha okul yılları olması gerekirken hayatın içine dalivermistiler. Pisman değillerdi ama birşeyler de eksikti.
Cemal ile Nejlaya gelecek olursak okulun zorlu vizeleri finalleri içinde günlerini yorgun geçiriyorlardı. Cemal Nejla ile ablasını ve kardeşlerini tanıştırmıştı, hafta sonları Nejla ile ablasına gidiyordu. Cemalim babası hepten iflas etmişti ellerinde avuçlarında birşey kalmamıştı. Dışarda zaman geçirmenin masraflı olacağını düşündüğü için bu yolu seçiyordu Cemal. Bu arada üniversitede bayanlar Cemal e hayrandı neden mi? Cemalin mavi boncukları çoktu dağıtıyordu. Nejla kızların Cemale hayranliklarına anlam veremiyordu kendisini çok şanslı olduğunu Cemalin onu seçtiğini düşünüyordu.