Bölüm-38

308 25 2
                                    

Sezin yataktan kalkarken Beril'in gözlerinin üstünde olduğunu biliyordu. Küçük sapık diye geçirdi içinden. Hızla banyonun kapısını açıp kapattı. Kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Beril'in dokunuşları, teninin üzerinde gezen parmakları ve hiç ayrılmayan dudaklarının hissini hâlâ üzerinden atabilmiş değildi. Çıplak bedenlerinin teması ise vücudunu daha fazla karıncalaştırmıştı. Gece boyunca yaşadıkları şeyi düşününce heyecanı giderek ağır basmaya başladı. Aynaya baktığında yanaklarına ulaşan kırmızılığı görünce kızarmasına engel olamadı. Beyaz tenli olmak bazı durumlarda çok korkunç diye düşünüyordu.

Sezin etrafına bakındı. Almayı unuttuğu bir şey vardı. Havlu.. Derin bir nefes verdi. Beril'den isteyebilirdi. Sonuçta artık utanacak bir şey yoktu. Evet yok.. diye geçirdi içinden. Neden kapıyı açıp isteyemiyordu o zaman? 1,2,3.. Bu kadar zor olmamalıydı. Gece olan cesaretinden eser kalmamıştı. İsteyecekti. Kapı koluna uzandığı sırada kapı dışardan tıklatılmıştı.

"Sana havlu getirdim. Almayı unuttun."

Kapının ardından Beril'in sesini duyunca kalbi bir garip olmuştu. Gayet normal bir şey söyledi Sezin! Sakin ol! Sanki dün gece durmak istemiyorum diyen sen değilmişsin gibi davranma!

Kapı tekrar tıklatıldı.

"Sezin, iyi misin?"

Sezin kapıyı aralayıp Beril'e baktı. Gözlerini kaçırdı. Elini uzatıp havluyu aldı. Bir yandan da kendi kendine içinden konuşuyordu. Ne yapıyorum ben?!

Kapıyı tamamen açtı. Gerçekten ne yapıyorum ben..

"Gelmek ister misin?"

Beril'in kaşları havaya kalktı. Az önce utançtan karşısında bayılacak olan kız mı söylüyordu bunu? Sezin de kendine inanamıyordu. Hâlâ utanması geçmemişti. Aniden gelen cesur tavırlarını şaşkınlıkla izliyordu.

"İsterim." dedi Beril.

Sezin kapıyı daha fazla araladığında Beril adımlarını içeri atarak banyoya girdi. Üstündeki tişörtü çıkarttı. Sezin de kabine girerek duş başlığını askılığına yerleştirip suyu açtı. Beril'i kolundan tutup suyun altına çekti. Su saçlarından başlayıp bedenlerinden aşağı süzülürken Beril elini Sezin'in beline koyup kendine çekti. Bedenleri birbirine değiyordu.

"Utanıyor musun sen?" diye sordu Beril gülümseyerek. Gözlerini kaçırdı Sezin. Masmavi gözleri suyun altında daha da renklenmişti.

"Farkında mısın bilmiyorum ama çok güzelsin. Gözlerin, saçların, yanakların, burnun her şeyinle çok güzelsin. Geçmişte gözlerinin maviliğinde boğulduğumu hissediyordum. Sana açılmadan önceydi her şey.. Bazen o mavilik benim için yaşam alanı oluyor. Nefes almamı sağlıyor. Utanınca da yanakların pembeleşiyor. Şu an olduğu gibi." Beril Sezin'in iki yanağına da küçük öpücükler kondurdu. "O kadar tatlı oluyorsun ki... İyi ki evren seni bana gönderdi ve senin farkına varmamı sağladı."

"Bana hiç iyi hissettirmiyorsun. Kalbim için bu sözlerin iyi mi kötü mü bilmiyorum." dedi Sezin başını Beril'in boynuna gömerken.

Beril kahkaha attı. "Bence iyi." dedi daha sıkı sarılırken.

Birlikte duş aldıktan sonra duştan çıkmışlardı. Sezin dolaptan çıkardığı tişörtün birini kendine birini de Beril'e verdi. Yatağın üstüne oturduktan sonra Beril Sezin'in saçlarını kurutup Sezin'e uzattı kurutmayı. Sezin gülümsedi. Çok mutluydu. Beril'in başına öpücük kondurdu.

Belki ? ( GirlxGirl )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin