Sirius ve James her zaman oturdukları yere oturmuş, etrafı izliyorlardı. Sirius arada bir arkadaşına dönüp elindeki sigaraya tiksintiyle bakıyordu. Daima bir şeyleri abartma huyu olan James ona göre sigarayı çok kullanıyordu. Kendisi de arada -ki çok nadir zamanlarda- sigara kullanıyor olmasına rağmen, arkadaşı her gün paket bitiriyordu.
"Ne oldu Sirius?" James arkadaşının kendisine bakarken dalan gözlerini farketmişti. Sirius omuz silkti. En iyi dostuyla sadece, içtiği sigaralar yüzünden kavga ediyordu ve yeni bir tartışmaya hazır sayılmazdı.
"Gözüm dalmış." James onu onayladı ardından gözünü, az önce bulduğu
-ve bulduğu için fazlasıyla sevindiği- kızıl saçlı kıza dikti. Lily onun için önemliydi. "Sen nereye bakıyorsun Jamie? Lily ortalıklarda görünmüyor." Sirius bunu der demez James arkadaşına döndü."Lils hemen şu ağacın altında Siri, onu nasıl görmezsin? Üstelik Lupin de yanında. Zaten ne zaman yanında değil ki!" Sirius güldü. Bu gülüşle çoğu kişi kendisine büyülenmişcesine bakmıştı. Ve Sirius da bunun gayet farkındaydı.
"Neden bu kadar Lils ile vakit geçiriyor anlayamıyorum. Belki de ona aşıktır?" Sirius, Remus'a bakarken bunu dışından söylediğini farketti. Fakat artık çok geçti.
"Lanet olsun! Eğer Lils'imi sevmeseydi onu sadece birkaç saniye yalnız bırakırdı ama çoğu zaman kızlar ve erkekler -biseksüel olduğunu öğrendiklerinden beri- peşinden koşsa da o pek umursamıyor. Üstelik kim Lils'e aşık olmaz ki! Tanrım o bir melek." Sirius göz devirdi. Arkadaşı kesinlikle ama kesinlikle bir şapşaldı.
"Merak ettiğim tek bir şey var. Lils kimi seviyor? Sonuçta Lupin böylesine popülerken ve onu severken ona karşılık vermiyor?" James'in bu tespitle yüzü aydınlandı.
"Tabii ki! Lils onu sevmiyor önemli olan tek şey bence bu." O sırada çocuğun biri gelip Remus'un kulağına eğilmiş ve bir şeyler söylemişti. Bunun üzerine Remus çocuğa sırıtmış ve arkasından giderken tüm bedenini süzmüştü. "Sonunda yalnız kalabildi!" James çantasına koyduğu zambakları çıkarırken yüzünde geniş bir gülümseme vardı. Çantasını Sirius'a verdi ve birlikte Lily'e doğru ilerlediler.
"Günaydın Lils çiçeğim. Senin kadar güzel değiller ama zambakları lütfen al." Lily gözlerini okulda fazlasıyla popüler olan ikiliye -sağolsun kendisi de James yüzünden baya popüler olmuştu- çevirdi.
"Laftan anlamıyor oluşunu beyinsizliğine mi yormalıyım Potter?" Lily ateş saçan gözlerle baktı.
"Lily alsan ne olur ki?" Sirius konuştu. Açıkçası arkadaşına üzülüyordu çünkü Lily sadece en iyi dostuna bu kadar kaba davranıyordu geri kalan herkese James'in de dediği gibi melekti.
"Almak istemiyorum Black. Hatta arkadaşından, benden olabildiği kadar uzak durmasını istiyorum." James üzüntüyle başını eğdi. Pes edecek değildi fakat çiçekleri elinde, öylece kalakalmıştı. Sirius çiçekleri arkadaşının elinden alıp Lily'e verdi. Lily sinirle yerinden kalktı ve çiçekleri çöpe atıp -gözlerinin içine baka baka atmıştı- içeriye gitti. Sirius biliyordu eğer James'in eliyle verdiği çiçekleri çöpe atsaydı arkadaşı fazlasıyla üzülecekti.
"Tanrı aşkına bu kız neden bu kadar kaba!" Sirius sordu. Zaten arkadaşının onda ne bulduğunu da bilmiyordu. Evet zekiydi ve ikisi hariç -bazı zamanlar Sirius'a da- herkese nazik davranıyordu ve güzeldi ama böyle olan başka kişiler de vardı. Lanet olası James'in peşinden koşan kızların haddi hesabı yoktu -tamam kendi peşinde koşanlar kadar değildi ama hatrı sayılır bir miktardı- ve o salak, Lily için kendisini üzüyordu.
"Şaka mı yapıyorsun uzun zamandır en kibar konuşması bu!" Sirius göz devirdi.
"Sen bir salaksın dostum." James kahkaha atınca Sirius da kahkaha attı.
"Sonunda onunla evleneceğim Siri." Sirius korkuyla arkadaşına baktı.
"Önce çıkman daha mantıklı olur." James omuz silkti. Ardından uzun bir sessizlik oldu.
"Dersin bitince ne yapıyorsun?" Sessizliği James bozdu.
"Sizinkiler bu gece bize geleceklermiş. Eve gidersek Regulus onu dışarı çıkarmamız için şantaj yapar." Kardeşi tam bir gerizekalıydı.
"Ne olacak ki? Gelmesinde hiçbir problem yok." James, Regulus'u kendi kardeşi gibi seviyordu.
"Şaka mı yapıyorsun! Geçen sefer bizimle geldiğinde içmiş ve kızın tekine sarkmıştı."
"Ee yani?"
"Yanisi kızın sevgilisi vardı ve sevgilisi ne yaptığını sorunca edepsiz edepsiz konuşmuştu. Bir keresinde de ikimizi sarhoşken çekmiş -hiç masum bir video değildi- ve videoyu annelerimize yollamıştı. O videoda ben bir erkekle öpüşüyordum ve biliyorsun öpüşmelerin devamı daima gelir. Senin de kucağında bir kız vardı tabi sen kızı Lily sandığın için o olmadığını anlayınca büyük hayal kırıklığına uğramış ve ağlayarak kızı üzerinden atmıştın. Ama Regulus kızın olduğu kısmı çekmişti. Sonra annem demişti ki en azından benimkinin yediği halt sonucunda torun olmuyor. Senin annen de seni boğmasın diye sen bir hafta bizde kalmıştın." James arkadaşına şaşkınca baktı.
"Ben o hafta neden sizde kaldığımı yeni öğreniyorum. Arada annem beni karşısına alıp konuşma falan yapıyor korunmayla ilgili falan." Bir süre sessiz kaldı. "Ben bu Reggy'i boğarım." Sirius kahkaha atmamak için zor tutmuştu kendisini ama bu mümkün değildi çünkü James'in yüz ifadesi çok komikti.
"Bu durumda eve gitmiyoruz?" James onu onayladı. Sirius ise babasından gelen mesaja baktı.
Babam: Eğer ikinizin de eve gelmeye niyeti yoksa söyleyin biz de gitmeyelim. Annenler çok dedikodu yapınca biz de katılıyoruz onlara. Fabrika ayarlarına dönmek zor oluyor.
Kesinlikle eve gitmiyoruz baba. Ama istersen Regulus evde. Tabi istemezsen haklısın.
Babam: Regulus zaten annenlerin öğrencisi. Annen arayıp sorarsa babamın yanına ders çıkışı uğradım çok işleri varmış gelemediler dersin.
Tamam babaa.
"Ne diyor? Babam da beni arayıp söyledi baya bir şey de işte niyetleri yakalanmamak." Sirius mesajları gösterdi ve ardından ikisi de derse gitti.
Merhabaa
Yeni kurgu yine beeen. Umarım bu kurguyu da seversiniz.
Sizi seviyorum brownielerim 💕💕