Bana hiç de uzak gelmeyen bu sahne gerçekten ürkütücüydü. Peki ama daha önce bir erkekle hiç bu kadar yakın mesafade durmamıştım ki nerden biliyordum ben bu sahneyi?
"bırak beni" gözlerim dolarken seslendim ama canım yandığı için değildi gözlerimin dolması.
Emre de farkında olmalıydı ki hemen sıkıca kavradığı bileğimi rahat bıraktı "ben özür dilerim." korku dolu gözlerle tam gözlerimin içine bakıyordu."canını yakmak istemedim ben gerçekten üzgünüm."canımı yakan emre değildi ama gerçekten bana zarar vermekten kormuştu gözlerimi kırpmamla koca bir damla yaşı tenimde hissettim..
"Hey siz orada ne yapıyorsunuz" çağla imdadıma yetişmişti ama bu iyimiydi yoksa kötü mü bilemedim. Eğer ağladığımı anlarsa nedenini öğrenene kadar bi taraflarını yırtardı .
"yok bişey, geliyoruz" emre gözlerini üstümden çekip seslendi bense arkamı dönüp kazağımın kolu ile yüzümü sildim.
çağla mutfaktan girdiğinde alaylayıcı bir ses ile "bensiz rahat duramıyorsun değil mi? " diye direttim .
Ifadesiz bir şekilde bununu kırıştırdı ve "peki ya sen bensiz beceremiyorsun değil mi ?"Dolu bardakları tepsiye dizerken altta kalmamak adına cevap verdi. Ama onunla uğraşmak aptallık olurdu. Eğer konuşmaya başlarsa susturabilene aşk olsun.
Herkes evine dağılana kadar bir an önce yatağa gidip kendimi yorganın altına gömmek isteğimden dolayı durgundum gece boyunca emre bana kısık kısık bakışlarda bulunmuştu.
Göze göze gelmemek için direttim ama o da aynı düşüncedeydi bu yüzden fazla bir sorun olmadı
Sağa bak- sola dön- tavanı incele
Gerçekten uyuyamıyordum oysa ki tüm gece yumuşacık yatağımı ve sıcacık battaniyemi düşünmüştüm bu durum gerçekten can sıkıcıydı insanın uykusu olduğu halde uyuyamaması berbat ötesi bir durumdu.
Kapı sesi ile beynim susdu "girebilirmiyim" çağla kısık sesle konuşuyordu zaten uyuyamadığıma göre bir sorun olmayacaktı "elbette"dedim düz bir ifade ile.
Kapı yavaşca aralandı omzuna dökülen kahverengi düz saçları pembe kısa şortu ve ip askılı atleti ile odaya girerken ışığı da açmayı ihmal etmedi "neden uyumadın?" dedim.Gözlerinin içine bakarak aslında pek bir sorunu yok gibiydi "mutfakta neler oldu?" Gözlerim irileşti nasıl yani fark etmişmiydi?
"ne gibi? "dedim aynı onun kadar net bir şekilde "hadi ama benden daha ne kadar kaçabilirsin ki? "haklıydı bu imkansızdı.
"Emre işte saçmaladı."
Gayet tok bir sesle devam etti "nasıl?"Olanları tüm açıklığyla anlattım şimdi gerçekten rahatlamıştım "peki neden ağladın?" bu soru ile kalbim parçalanmış gibi hissettim. Her parça daha da acı veriyordu. Yutkundum , hatırlamak gerçekten kalbimi parçalıyordu.
Gozlerime baktı ve anlamış olmalıydı. "özür dilerim ben, afedersin." çağlayı bu yüzden çok seviyordum benim üzülmeme asla izin vermezdi.
Bu konularda oldukça hassastım ve o bunun farkındaydı. çaglaya sımsıkı sarılırken göz yaşlarıma engel olamadım.
Ben ona sımsıkı sarılırken omzuna düşen damlalar ile teninin ıslandığını gördüm. Birbirimizden ayrılırken eliyle çenemi kavradı baş parmağı ile gözlerimdeki yaşı sildi.
''Uyu artık yarın çok iş var.''
anlıma bir öpücük kondurdu ve ayağa kalktı. Odadan çıkması izledim ve o ışığı kapatınca başımı yastığıma gömdüm. Gerçekten rahatlamış olmalıyım ki hemen uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Adam
ПриключенияKaranlık ona yakışabilecek en aydınlık kavramdı belkide. Koyu kahverengi gözleri onun tek aydınlığıydı. Ay ışığı kadar güzel olan genç kız da en az onun kadar karanlıktı aslında. Derin, Melis için karanlığa gömülürken. Melis'i kurtarmaya and içmişti...