Sor

3.1K 56 307
                                    

Ferman hocam birini sikmek nasıl bir his?”

Ferman yudumladığı çayı kalabalık kafeteryanın ortasında burnundan çıkarttı. Ferman ne diyeceğini bilemiyordu, öylece donup kalmıştı. Ali'nin böyle bir şey söylemesinin şaşkınlığından mı, çayın çıkarken burnundaki kılları yakışından mı yoksa herkesin şuan onlara bakıyor olmasından mı bilinmez ama Ferman sanki oturduğu yere eli havada çayla sabitlenmişti.

Ali ise her zamanki gibi Ferman Hocasının cevap vermesini sakin sakin bekliyordu.

“Ali?” Ferman’ın sesi çok ince çıkmıştı, “Sen o kelimeyi nerden öğrendi” Ali’nin o soruyu kendisine sorduğuna hâlâ inanamıyordu.

“Hastane koridorlarında yürürken aniden tuvaletim geldi,” Allah’tan Ali çok bağırmıyordu çünkü Ferman onu bu halinde susturabileceğini sanmıyordu.

Ali sanki konuştukları en normal şeymiş gibi Ferman’ın kalp krizine aldırmadan mutlu mutlu anlatıyordu, “Ben de tuvalete gittim tabi ama işimi tam bitirdiğimde yan kabinden sesler geldiğini fark ettim.”

Ferman’ın eller terlemeye başlamıştı bile. Bunun nereye varıcağına az da olsa fikir erebiliyordu.

Ali hâlâ tatlı tatlı anlatıyordu, “Sonra ben de düşündüm acaba biri boğuldu mu diye. Ferman Hocam biri tuvalette nasıl boğulur? Ben de şaşırdım. Sonra tam kapıya tıklıyacakken içeriden çok farklı bir ses geldi. Ben de hemen elimi çektim! Sanki karnı ağrıyor gibi bir kadın inliyordu. Acıdım, belli ki onunla birlikte içerde olan adam ona iyi muayene edemiyordu. Adam da nefes nefeseydi! Ama orası bir tuvalet! Hemde hastane tuvaleti! Yardıma ihtiyacı olsa etraf doktor kaynıyor Ferman Hocam! Ben de doktorum! Bu sefer gerçekten tıkladım kapıya ama içerdeki kadın çığlık atınca korktum.”

“Kapıyı açmadın ama Ali değil mi?” Nedense bir an Ali’nin o çifti o halde görmesi aklına gelmişti ve sinirlenmeye başladığını fark etmişti Ferman. “Sonra ne oldu?” Ferman kollarını masaya koyup Ali’ye doğru eyildi. “Bir şey görmedin di mi?”

“Yo hayır bir şey görmedim. Kapıyı kapalı tuttular her an. Yardım etmek istediğim de bile bana hayır olmaz diye bağırdılar hatta. Bu çok kabaydı, hâlâ alınığım.” Ali son kısmı Ferman'a kafasını yaklaştırıp fısıldayarak söyledi.

Ferman içinden derin bir oh çekti. Ali hâlâ masumdu.

...Bir yere kadar.

“Ali sen o kelimeyi nerden öğrendin?” Ferman sorusunu tekrarladı.

“Anlatıyorum ya Hocam! Dinlemiyor muydunuz yoksa beni?”

“Dinliyorum dinliyorum hadi anlat ne oldu.” Ferman baya gerilmişti. Ali görmemiş olabilir ama neler duymuş neler.

“Ben de tabi merak ettim benim, bir doktorun, yardımını gerektirmeyen inleye inleye ne yapıyorlar orda içerde diye. Sonra ben de sordum onlara ne yapıyorsunuz diye. Bana benim kim olduğumu sordular. Ben de kendimi tanıttım dedim ben doktor Ali Vefa, cerrahi asistanım, sonra nedense içerdekiler özür dilemeye başladı panikle... ben de hiçbir şey anlamadım Ferman Hocam. Onlardan sakin olmalarını istedim. Bu sefer sustular. Sonra tekrardan ne yapıyorlar diye sordum. Bir süre sessiz kaldılar sonra bana üzgün olduklarını ve bir daha yapmıyacaklarına söz vererek seviştiklerini açıkladılar. Ben tuvaletlerin sevişmek için hijyen açısından kötü bir yer olduğunu söylediğimde tekrar sustular. Çok garipti Ferman Hocam... Keşke siz de orada olsaydınız, ben hiç bir şey anlamadım çünkü.”

“Valla ne diyim Ali keşke olsaymışım.” Ali tam cevap vermek için ağzını açacakken garson Ali'nin kaşarlı tostunu getirdi. Ferman işaret parmağını dudaklarına yapıştırdı, Ali’nin sessiz olmasını gözleriyle yalvardı.

Nasıl Bir His Hocam? || FeraliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin