KIZ İSTEME

2K 90 1
                                    

Damla, Fırat'tan Bahadır'ın daha iyi olduğu haberini alınca sevindi. Bahadır'ı görmek için tekrar İstanbul'a gitmedi. Kendince bu konu kapanmış, sular durulmuştu. Damla, Cihan ile olan telefon sohbetlerine devam ederken bir yandan da Eda'nın isteme hazırlıklarına yardımcı oluyordu.
- Cihan, Eda o kadar heyecanlı ki, bana da bulaştırdı bu heyecanı. İsteme töreni için çok güzel bir elbise seçtik. Hatta nişan tepsisini bile hazırladık. Herşey tam Eda'nın istediği gibi oldu.
- Sen nasıl bir isteme töreni hayal ediyorsun Damlam?
- Evlenme teklifi yapan olacak ki isteme törenini hayal edeyim öyle değil mi?
- Bak sen, büyük bir taş geldi kafamı yardı. Demek öyle diyorsun Damlacım... O zaman teklif duymaya ve cevabını vermeye hazır ol canım.
Damlanın yanakları kızardı, gözleri heyecanla parladı. Titrek bir nefes aldı.
- Herkes hazırlığını yapsın o zaman.
Telefonun diğer ucunda Cihan'ın yüreğinden bir yük kalktı. Damla duyguları söz konusu olunca güvensiz ve çelişkilerle dolu cümleler kurardı. Yaşadıklarını göz önüne alarak hep sabreden taraf Cihan'dı. Şimdi sabrının ödülünü almıştı. Şu an Damla'nın kullandığı sözler, duygularını net olarak belli ettiği ilk cümlelerdi. Aklının bir köşesinde ise Bahadır vardı. Damla'nın onu görmeye gitmiş olmasını hala hazmedemiyordu. Yüzyüze gelince bu konuyu konuşmaya karar verdi.
*****
Eda, bulutların üstünde gezerek, her an Ceyhun'u düşünerek, onunla konuşarak bir ay geçirdi. Çok mutluydu. Hele önceki akşam Ceyhun'un evlenme teklifini alınca kabına sığamaz oldu. Sevincini ilk Damla ile paylaştı. Sonra cesaretini toplayıp annesi ile konuştu. Gönül hanımda konuyu Şakir beye anlattı. Böylece Ceyhun'un annesinin "size hayırlı bir iş için gelmek istiyoruz" diye ettiği telefonla bu günlere gelindi.
Eda giydiği koyu kırmızı elbise ile bir içim su olmuştu. Heyecandan sürekli konuşuyor, bir şeyleri elinden düşürüp duruyordu. Onun bu halleri evdekilerin kıkır kıkır gülmesine sebep oluyordu.
- Edacım kendine bir zarar vermeden otur şuraya lütfen. Sakin ol canım. Her şey yolunda gidecek tamam mı?
- Elimde değil Damla. Her yanım titriyor. Düşüp bayılacağım şimdi.
- Derin derin nefes al canım. Kapı çalıyor geldiler.
Eda hızla yerinden kalkıp kapının önüne geldi. Tüm aile gelenleri kapıda karşılayıp içeri buyur etti. Ceyhun elindeki çiçeği Eda'nın gözlerinin içine bakarak verdi. Ceyhun'un kardeşi Çiğdem'de çikolataya içli içli bakıyordu. Elinden bırakmak istemediği çikolataya bakıp cılız bir sesle sordu.
- Bunu kime vereceğim ağbi.
Damla elini uzatıp şık çikolata kutusunu aldı.
- Ben alırım. Beraber yeriz. diyerek göz kırptı
Salona geçen aileler dile getirmese bile çocuklarının evlenmesini arzuluyordu. Hoş sohbetin ardından kahveler içildi. Sade kahve seven Ceyhun'a bol şekerli kahve yapılmıştı. Kahveyi içen Ceyhun suratını buruşturarak gözlerini Eda'ya dikti. O sırada Ceyhun'un babası "Allahın emri Peygamberin kavli ile kızınız Eda'yı oğlumuz Ceyhun'a istiyoruz" deyince Şakir beyin gözleri doldu. Eda'ya baktı. Küçük kızı büyümüş gelinlik kız olmuştu. Gençlerin birbirlerini sevdiklerini biliyordu. Sevdaya her zaman saygısı vardı.
"Kızım kızındır, oğlun oğlumdur. Allahın izni ile hayırlı bir yuva kurmaları dileğiyle verdim kızımı."
Gençler ayağa kalkıp büyüklerin ellerini öptüler. İkramlar yenirken nişan alışverişi planları başladı. Gecenin sonunda Eda'nın odasında durum değerlendirmesi yapan hanımlar memnundu.
- Darısı başına Damla. İnşallah sende çok mutlu olursun.
- Kısmet diyelim kısmet olsun canım.
- O kısmet kim Damla?
- Damla'yı çok seven bir arkadaş anne...
- Gönül teyze, şimdilik arkadaşız.
- Ben anlamam arkadaş filan, yüreği varsa, sevgisi varsa gelsin istesin kızım.
- Gönül teyze, şu an Amerika'da ama gelince bakalım ne olacak?
- Hayırlısı olsun güzel kızım. Allah bahtını güzel etsin.
- Aminnnnnn

SON PİŞMANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin