Hayatıma gireli fazla bir zaman olmadı ama sana ne kadar bağlı olduğumu tahmin edemezsin. Öyle bir insansın ki başa çıkmak veya inkar etmek gibi bir seçenek sunmuyorsun. Bakışın, gülüşün, sesin, tenin.. Hepsi bağlıyor körü körüne sana. Işığım bu tarif edilemez bir his. Hayatıma uzaktan olsa bile el uzattığın için minnettarım. Teşekkür ederim Kim Taehyung. Beni düştüğüm o çukurdan sen çıkardın. İyi ki varsın, iyi ki doğdun. Ah ve senden bir gün önce doğmak bile güzel bir his. Doğum günümüz kutlu olsun. İkimiz için de mutlu yıllar diliyorum 💜
"Birthday at the Kim's House"
Jk-7 Th-9 Hs-12
"Joonie hyung!"
Hoseok ve Jeongguk yerdeki süsleri nereye asmaları gerektiğini bilmiyorlardı açıkçası.
Namjoon yaramaz eli sayesinde üstüne bulaşan unları silkeyerek yanlarına geldi.
"Sorun ne bakalım?"
Jeongguk yanaklarını şişirerek yanıtladı.
"Bunları tam olarak nereye asmamız gerekiyor? Her yer bizim için fazla yüksek gibi."
Namjoon düşünür gibi yaptı ve bir anda Jeongguk'u kucağına aldı.
Jeongguk ağzından istemsiz çıkan çığlıkla eliyle dudaklarını örttü.
Hoseok ve Namjoon sırıttı.
"Şimdi de mi çok yüksek?"
Jeongguk gülerek başını salladı.
Namjoon'un yardımı sayesinde çocuklar salonu güzelce süslemişti.
Diğerlerinin gelmesine daha 2 saat vardı.
Öte yandan Jimin, Yoongi ve Taehyung bir sanat müzesini dolaşıyorlardı.
Aslında Taehyung buraya diğerlerinin de gelmesini istiyordu ama Hoseok hyungu hasta olduğu için babaları onun başında kalmıştı.
Jeongguk ise su çiçeğinden dolayı kaybettiği dersleri toparlamak için sınıf arkadaşı Yugyeom'un yanına gitmişti.
'Sorun değil.' diye düşündü Tae.
Sonuçta başka bir günde onlarla gelebilirdi.
"Bak TaeTae!"
Jimin hyungun ona gösterdiği tablo ile tatlı, kare gülümsemesini takınarak önüne koştu.
Rhône Nehri’nde Yıldızlı Bir Gece.
İşte Taehyung'un hayal kırıklığını unutturabilecek şeylerden birisiydi bu Van Gogh tablosu.
Küçük yaşlarından beri sanata düşündü.
Bir şeyler çizmek, boyaları saçmak onun için çok eğlenceli bir etkinliğin yanı sıra hayranlık duyduğu bir şeydi.
Yoongi dikkatle tabloyu inceleyen Taehyung'un başını okşayıp, eşine sessizce dudaklarını oynattı.
'Bu işi biliyorsun.'
Jimin gülümseyerek onları başka tablolara yönlendirdi.
~~~~~~
"Tamam herkes yerine geçsin geliyorlar."
Herkes karanlık salonun farklı köşelerine dağılırken Jin kapının yanına gitti.
Son kez üstüne giydiği şeyleri düzeltti ve çalan kapıyı anında açtı.
"Hoşgeldiniz!"
Evet biraz heyecanla bağırmış olabilir.
Taehyung'un dikkatini tamamen karanlık olan salon çekmişti.
"Işıklar neden kapalı?"
Seokjin oğlunun yanaklarına tatlı öpücükler kondurdu ve üstündeki montu dikkatle çıkarttı.
"Işıklarda bir sorun olmalı bebeğim. Sabahtan beri gelip gidiyordu zaten."
YoonMin çifti dikkat çekmeden diğerleri gibi karanlık tarafa geçerken Jin küçük TaeTae'sinin elini tutarak karanlığa doğru yürümeye başladı.
"Diğerleri nerede?"
Taehyung'un sorusu bir anda açılan ışıklarla havada kaldı.
"İyi ki doğdun Taehyung!"
Herkes bir ağızla ve neşeli bir melodi ile bağırdı.
Gözleri irileşmiş ve ağzı hafifçe aralık kalmıştı.
Bugünün doğum günü olduğunu nasılda unutabilirdi?
Namjoon, Jin ve Hoseok ona sarılınca şoktan çıkıp kocaman gülümsemesi ile o da onlara sarıldı.
"Bebeğim, küçük Kaplanım. Hayatımıza girdiğin günü çok net hatırlıyorum. Bir tutam saçın, kapalı gözlerin, minik burnun ve gülümser gibi duran dudaklarınla hayatımda gördüğüm en güzel bebeklerden birisiydin. İlk emeklemen, ilk yürümen, ilk konuşman dün gibi hatırlıyorum hepsini. Hayatımıza dahil olduğun için teşekkürler miniğim. İyi ki doğdun."
Seokjin'in yaptığı kısa ama duygusal konuşma herkesin içine dokunmuştu.
Taehyung her 2 babasınıda öpücüklere boğdu.
Jimin son zamanlarda daha çok duygusal olmasının verdiği etki ile akan gözyaşlarını silerek şakıdı.
"Seokjinnie'ciğimin yaptığı pastadan ne zaman yiyeceğiz acaba?"
~~~~~~~
Herkes sırasıyla hediyelerini verirken Taehyung çok mutlu hissediyordu.
Jimin hyungu onun için küçükken Tae'nin çizdiği bir resimden ilham alarak tasarladığı Tata'sının büyük bir versiyonunu hediye etmişti.
Yoongi hyungu ona sanat tarihi ile ilgili bir kitap seti almış, Hoseok hyungiesi ise ona rengarenk boyalar ile bir tuval hediye etmişti.
Babaları odasını tek tek kendi yaptıkları uzay çizimleri ile doldurmuş ve bir teleskop almışlardı.
Şimdi hediye verme sırası Jeongguk'daydı.
Paketi uzattıktan sonda gergince parmaklarıyla oynamaya başladı.
Umarım TaeTae'si bu hediyeyi beğenirdi.
Taehyung tavşanına gülümseyerek paketi merakla açmayı başladı.
İçinde olan şeyler gerçekten Taehyung'u mutlu eden şeylerdi.
Kutunun içinde gezegenler ve yıldız figürlerini yansıtan bir lamba ile Jeongguk'un bizzat kendisinin yaptığı - Aslında Jiminie'den biraz yardım almıştı - çerçevenin içinde üçünün bir fotoğrafı duruyordu.
Taehyung, Jeongguk'a kocaman bir sarılma verdi.
Jeongguk inanılmaz bir şeymiş gibi gözlerini kocaman açarak sordu.
"Gerçekten beğendin mi?"
Tae küçüğünün burnuna tatlı bir öpücük kondurdu ve kafasını salladı.
"Beğenmez olur muyum hiç? Bunlar cidden mükemmel!"
Jimin ve Seokjin bu manzara karşısında birbirlerine ima ile gülümsediler.
Biliyorsunuz ki onlar bu tatlı ikilinin en büyük shipperları.
Bu bölüm içime sinmedi ama bu gün için bunu yazmak istedim. 20 dakika sonra yani orada tam 12 olduğunda yayınlamak isterim fakat bugün benim doğum günüm ve ailemle yemeğe gideceğiz :) ah meleğim. İyi ki doğmuşsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
So Perfect ✔ Bangtan Fam.
Fanfic*Tamamlandı* Kim ailesi ve Min ailesi komşudur. Ayrıca yakın aile dostları da. Mpreg 04/05/2020 Taekook #1 24/04/2020 Namjin #2 15/05/2020 Yoonmin #5