Bilinmeyen arama ve bilinmeyen düşünce.

479 26 3
                                    

Yoğun bir günün ardından sadece ve sadece eve gidip en sevdiği kahvesini içerken kulaklığıyla beraber son ses müzik dinlemek istiyordu.

Jeongguk adli tıp teknikeriydi İnsanlarla iyi anlaşamazdı hayatı boyunca diriden görmediği faydayı ölülerden görüyordu hem bir kariyeri vardı hem de para kazanıyordu.

Arabasına bindi ve yola koyuldu evi Hastaneye yarım saat uzaklıktaydı. Seoul'da yaşıyordu dolayısıyla günlük rutin olarak kaosun yanında bitkin ve yorgun bir şekilde eve gidip kahvesini yudumlarken sevdiği şeyleri yapıyordu.

Eve gelmişti, içinde evin huzurlu ortamıyla beraber heyecan vardı. Mutfağa gitti kahvesini demlemeye koyarken kendini yumuşak koltuğa attı.

Masanın üzerinde koleksiyonundan bir parça vardı. Onu daha yeni almıştı ve incelemek için masanın üzerinde bekletiyordu. Birkaç dakika sonra kahve makinasından ses geldi. Kahvesi demlenmişti, fincanına koydu ve tekrardan koltuğa yayıldı.

Işte o an geldi, hiçbir şeyle değişmeyeceği bir andı kahvesi önünde kulaklığı kulağındaydı. Oynatma listesinden favori müziğini açtı ve gözlerini kapattı. Müzik tam başlayacakken telefon zil sesi yankılandı odada.

"Siktir" diyebilmişti sadece. Ilk 5 saniyesini bile duymaya razıydı.
"Arayan kimse ben onun zamanlamasına sıçayım" dedi

Telefonu kulağına götürdü. Ilk önce karşı taraftan bir hamle bekledi. Ses gelmeyince "Alo, kimsin" dedi.

Karşı taraftan derin sesi olan biri konuştu.
" Biliyorum sürekli dinlediğin o şarkının başını bile duyamadan telefonu açmak zorunda kaldın, çünkü numara bilinmedik bir numaraydı ve merak ettin kim olduğunu. Ama sana şunu söyleyeyim Jeongguk, fazla merak her zaman başına iş açar "

Jeongguk daha fazla dayanamadı ve lafa atladı " Ne merakı öküz herif sadece önemli bir telefon olup olmadığını düşündüm ve ayrıca ismimi ve sürekli dinlediğim müziği nerden biliyorsun? Bana kim olduğunla ilgili açıklama yapacak mısın yoksa hayatında hiç duymadığin kelimeler mi sunayım sana?!!!

"Bir nefeste fazla uzun cümleler kuruyorsun Jeongguk. Ögreneceksin, her sorunun bir cevabı olduğu gibi her merakın da bir sonu vardır. Ve sen Jeongguk şunu bilmelisin
'Ölüler dirileri yüceltir' "dedi sesi çok profesyonel bir şekilde düz bir tonda çıkıyordu.

"Şimdi öldüğünü hayal et Jeongguk. Hayatın değerini yitirmiş ve artık önemi kalmamış bir plak gibi çöpe atılıyor. Tüm yaşantılarının hiçbir önemi yok Jeongguk çünkü,

Ölüyorsun, görmüyor musun.

Hayatını istediğin kadar güzel geçir ama sonunda senin ne uğruna değil nasıl öldüğün konuşulacak.

"Benim hakkımda tahminlerde bulunuyorsun ve bana kelime oyunu yapıyorsun üstelik gece gece bu oyunlarla eğleneceğimi hiç düşünmüyorum belli ki kanı kaynayan ve kendini hacker sanan o tiplemelerden birisin amacın neyse uzatmadan söyle puşt seni !!"

Karşıdaki derin sesiyle gülmüşü sadece. Ve ardından "Masanın üstündeki silah umarım süstür Jeongguk yoksa senin bir psikopat olduğunu düşüneceğim. Aksi takdirde hiç anlaşamayız değil mi. Bilirsin aynı kutuplar birbirinden nefret ederler.

"Her neyse Jeongguk şimdi o güzel müziğine geri dönebilirsin."

"Ve ayrıca kahvene hiç şeker atmazsın hatta sen şekerden nefret edersin Jeongguk ama masanın üzerinde şeker tabağı var. Umarım yalnızlığı hissetmemek için böyle tuhaf hareketler yapıyorsundur. Yoksa hayatında biri olduğunu düşüneceğim "dedi .

Bir şey demiyordu. Demesi hiçbir şeyi değiştirmezdi çünkü.

Biraz sonra telefonun kapanma sesini duymuştu ardından az önce başlattığı şarkı birden çalmaya başladı ve yerinden sıçradı. Kafası o kadar doluydu ki bu kişinin kim olacağını düşünemiyordu bile, sanki beyni buna izin vermiyordu.
Kahvesini yudumladı ve telefondaki kişinin dediklerini tekrar aklından geçirdi.

"Tanrım, hiç iyi şeyler olmayacak" diyebilmişti sadece. Dayanamadı aklındaki sorulara cevap vermesi gerekiyordu takıntılı bir sapık tarafindan izlendiği bariz belliydi. Hatta şuan izleniyordu odanın içinde gizli kamera olup olmadığını kontrol etmek için ayağa kalktı.

Etrafa bakarken telefonu açtı ve az önce arayan numarayı tuşladı en azından şuan nereden izlendiğini ya da arayan kişinin bunları nereden bildiğini ve en önemlisi arayan kişiyi merak ediyordu. Telefonu kulağına götürdü ve tanındık bir kadın sesi yankılandı beyninde...

"Aradığınız numara şuan da kullanılmamaktadır.

Telefonu kucağına bıraktı ve sadece karşısındaki duvara boş ifadeyle bakınmayla yetindi ve koca bir gece evdeki kamerayı aramakla bitkin düşmüştü, ama bulamıyordu, nereden izlendiğini gerçekten merak ediyordu ve yıllar sonra korku hissini ilk kez hissedebilmişti..



Devam edecek.

-Biraz hızlı bir başlangıç oldu ama olsundu, birazcık aksiyon iyidir..
Ayrıca sadece  bu bölüm yazar ağzından yazıldı diğer bölümler karakterlerin ağzından olacak, teşekkürler.

10 & 1 Dakika || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin