Biricik meleğimizin doğum gününe özel bir bölüm yazmak istedim. İyi okumalar güzellerim
•••
"Süreniz 4 saat. Elinizden gelenin en iyisini yapacağınıza şüphem yok. Hepinize bol şans"
Masanın üzerindeki dijital saat, sürenin başladığını belirten "bip" sesini çıkardığında, önceden beyaza boyadığım tuvalin üzerine yumuşak uçlu kurşun kalemle resmimin taslağını çizmeye başlamıştım.
Çizdiğim her kıvrımda aklıma dolan görüntüler ve hissettiklerim ellerimi titretiyordu. Varlığını hala arkamda hissediyordum. Dudakları hala dudaklarımda, öpücükleri hala omzumdaydı sanki.
Tuvale aktardığım bedenimin tam üstüne, ellerim titreye titreye çizdiğim bedeninin her bir ayrıntısını öpmek istiyordum şimdi.
Dün kaç defa seviştiğimizi her bitişinde ve başlangıcında teker teker saymışken, bize en çok yakışan pozisyonu çizmek gülümsetmişti beni.
Sırtımla bir bütün olmuş göğsünü, koluyla belimi tutuşunu ve omzumdan ayrılmayan dudaklarını da çizdiğimde içim gitmişti eserimi izlerken.
Henüz ortada bir şey yokken bile çok güzeldik. Birbirine geçmiş iki yapboz parçası gibiydi bedenlerimiz. Birbirine tam uymuştu. Sanki birlikte olmak için yaratılmış gibiydik.
Dövmemi kaç defa öptü, kaç defa aldı dudakları arasına, zevkten sayamamıştım. Deliğimle kuyruk sokumum arasındaki o boş küçük alandaki içi boş minik kalbin içi jungkook sayesinde artık boş değil, mor rengiyle dolu doluydu.
Artık sevişmekten yorulmuş bedenlerimizi daha fazlasını istese de kımıldayamayacak hale geldiğimizden yatağa atmış, kirli bedenlerimiz birbirine dolanmışken, birbirimize aşk sarhoşluğuyla bakmış, dakikalarca öyle kalmıştık.
Sonra kalbimi tekletecek bir şey söylemişti bana. Çekinmiş, sevdiği çocuğa açılmakta zorlanan küçük bir çocuk gibi gözlerini kaçırarak sormuştu. "Belki bir ihtimal... Sevgilim olmak ister misin?"
"Sevgilin olmaya bayılırım" demiştim yüzünü severek. Yorgunluktan uyuyana kadar yüzüme bakarak gülümsemişti.
Taslak çizimini bitirdiğim resmi doğru renkleri karıştırarak canlı hale getirmeye başlamıştım. Esmer tenime gölge düşüren beyaz tenini renklendirmiştim. Aklıma kazıdığım her ayrıntısını en geçişli ve yumuşak haliyle çizmiş, gerçek pürüzsüz görüntüsünü vererek yeni bir biz yaratmıştım. Yeni bir aşk, yeni bir şehvet.
"Süreniz bitti. Lütfen fırçalarınızı masalarınıza koyup sınıftan çıkın"
Adımı yazmamla gelen anonsu dikkate alarak yerimden kalkmış, eserime son kez bakıp hızla çarpan kalbimle sınıftan ayrılmıştım. Jungkook'un beni aşağıda beklediğini biliyordum.
Labirentten farksız olan okuldan çıktığımda merdivenlerin bitişinde bekleyen sevgilimle buluşmuştu gözlerim. Merdivenleri zıplaya zıplaya inip son basamakta Jungkook'un boynuna atlayıp sıkıca sarılmıştım. Gülerek yürümeye başlamış, okula girmeden önce eline tutuşturduğum kabanımı diğer eliyle bacaklarıma sarmıştı. Kışın ortasındaydık ve kar yağıyordu ama ben yine de şortlarımdan vazgeçemiyordum. Götüm donsa da süsümü asla bozmuyordum.
"Güzel geçmiş anlaşılan. Fazla mutlusun"
"Mutlu olmamı sağlıyorsun" demiştim dudaklarına öpücük kondurmadan hemen önce. "Bunun için minnettarım" demiştim fısıldayarak. Ellerimi soğuktan kızarmış yanaklarına koyarak ısıtmaya çalışmıştım. Öyle güzel bakıyordu ki bu bakışı karşısında ağlamamak için sıkıyordum kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cute Bitch •taekook•
FanfictionŞirin bir sürtük? Kesinlikle. [Feminen Taehyung içermektedir]