Profesör McGonagall belli edercesine onlara acımış ve hastane kanadına göndermişti. Öğrencilerine, geçmişten gelen ve şu an ölü olan öğrencilerine ceza vererek canlarına okumak istemiyordu. James günün yorgunluğuyla, aldığı yaralar yüzünden ve Madam Pomfrey'in verdiği uyku iksiriyle derin bir uykuya dalmıştı, elbette James'in bu şekilde gördüğü için endişelenen Lily'de onu gözetlemek için hastane kanadında kalmıştı.
***
Lily öğlen kalktığında, hastane kanadının gece boş olan diğer bölmesinde Remus'un olduğunu tahmin etti. Perdelerin arasında boşluk bırakılmadan örtülme sebebi başka ne olabilirdi ki? Lily kafasını kaldırıp James'e baktı, gözlerinin titremesinden uyandığını fark etmişti.
"James, gözlerinin titrediğini görüyorum." dedi, Lily.
"Desene yakalandım." yeni uyandığını gösteren boğuk sesiyle Lily'i cevapladı, James.
Hastane kanadının aniden açılmasıyla, ikisi de kafasını kapıya çevirdi.
"Sirius, kapıyı tıklatmalıydın. Burda bir aile var."
"Tekrarlayalım o zaman, gel." Sirius, Marlene'nin kolundan çekip, daha yeni girdiği hastane kanadından çıkıp, kapısını kapatmıştı.
Sirius kapıya hafif tıklatıp geri girdiğinde, Lily tepki olarak sadece gözlerini devirmişti.
"Siz ne zamandır Marlene ile ekipsiniz Sirius? Aldatıldığımı hissediyorum."
"Jamsie.. sevgilim kimse senin yerini tutamaz." Abartılı derece de korkmuş gibi davranarak James'in yanına oturup, James'in anlına bir öpücük kondurdu. "İyisin değil mi bebeğim?"
"Yorgun olduğuma dua et Sirius." dedi, James sinirle.
"Kesinlikle tek yorgun olan sensin James. Sabaha kadar ormanda koştum ve sen sormadan, Remus'u getirdim hastane kanadına."
Hastane kanadının kapısı tekrar açıldığında gördükleri kişiler ile biraz gerilmişlerdi.
Hermione, Harry'nin konuşmadığını görünce otoriter bir şekilde duruma el attı. "Sizi rahatsız etmiyoruzdur umarım."
"Rahatsız etmiyorsunuz, elbette."
"Bize bir açıklama borçlusunuz, özellikle de bana." dedi gergin bir şekilde Harry.
"Ben bir şey bilmiyorum, yorgunum, hastayım siz kendi aranızda halled-"
"James! Merlin aşkına bundan yırtamazsın!"
Harry içinden aynı sirius'un anlattığı gibiler diye düşündü.
"Evet, hala bekliyoruz."
"Ayrıca, her şeyi açıklamak yerine neden benim hafızamı niye sildiniz?"
"Demek istedik, gerçekten ama kargaşaya yol açar diye Dumbledore söylememizi istemedi." dedi Marlene ve utançla Hermione'ye baktı, "hafızanı sildiğim için özür dilerim."
"Şu an kaç yaşındasınız?"
"6. Sınıfta olduğumuza göre Harry, sence kaç yaşındayız?" dedi, Sirius büyük bir gizemle.
Harry buna sinir bile olamadı, vaftiz babasının bu asi halini gördüğü için mutlu bile sayılırdı.
"Teşekkürler, Sirius çok mantıklı bir cevaptı."
Lily ayağa kalkıp, Harry'nin yanına gitti. Sanki daha yakından incelemeye ihtiyacı var gibiydi Harry'i. "Gözlerin güzelmiş." dedi en sonunda. Harry herkesin dediği gözlerini annenden almışsın cümlesini gerçekten anlamış gibiydi, Lily'nin gözlerine bakarken kendi gözlerine bakıyor gibi hissediyordu. Harry dolu gözlerle, Lily'e sarıldı, Lily bunu beklemediği o kadar açıktı ki ne yapacağını bilememiş, kollarını Harry'e sarmıştı. James yatağından kalmış, onlara doğru ilerliyordu. Böyle bir anı sulandırması lazımdı, yoksa birazdan hıçkırarak ağlamaya başlayacaktı hepsi.
"Dış görünüşü daha mükemmel gözlerle kıyaslanamaz elbette." biraz geriye çekilip ikisine bakmıştı, James. "Ailenin en uzunu benim."
"Çatalak?" dedi Sirius, rica edercesine.
"Sirius'tan sonra ailenin en uzunu benim." dedi James, Sirius'a dönerek.
"HASTANE KANADINDA SADECE 2 REFAKATÇİ KALACAK DEMEDİM Mİ?" Madam Pomfrey'in böğürmesiyle Harry ve Lily hariç herkes hastane kanadından kaçmıştı. Potter ailesi, ilk defa hepsinin hatırladığı bir an yaşarken, Sirius ve Marlene durumu değerlenmekten geri kalmamıştı.
"Birbirlerini seviyorlar, boş yere kendilerine acı çektiriyorlar." dedi Marlene umursamazca.
"James'in duygularını zaten biliyoruz. Lily ise.."
"Uzun zamandır sevmediğini nefret ettiğini söyledikten sonra sevdiğini kabul etmek istemiyor." dedi Marlene, Sirius'u tamamlarcasına.
Sirius, Marlene hak verircesine hararetle başını salladı. Marlene bir anda kendini tutamayıp kahkaha atmıştı. Sirius ne oldu dercesine ona döndüğünde, Marlene dalga geçer haliyle kendini açıklamaya çalışmıştı.
"Onları bir aile olarak ilk kez gördüm. Harry doğmadan önce öldüğümü biliyoruz. Onların mutlu olduğunu tamamıyla görememiş olmam ironik."
Sirius bir an kalbinin sıkıştığını hissetti. Kendi gerçekliklerine döndüklerinde bir süre sonrs Marlene onların yanından ayrılacaktı. Sadece Marlene ile de sınırlı kalmayacaktı James ve Lily'de gidecekti. Sanırım artık Remus, Peter ve kendisi, onlar için her hafta kadeh kaldıracaktı.
Sirius'u karanlık düşüncelerinden Marlene'nin sorusu çıkarmıştı. "Siz nasıl animagus oldunuz ve Peter? Ondan beklemezdim açıkçası biraz size kıyasla vasat sayılır."
"5 sınıfın sonuna doğru başarabildik. Peter'a çaba harcadık ama en sonunda başardı." Bir şeyi hatırlamaya çalışırcasına yüzü gerildi ve gerçekten de hatırlamıyordu. "Burda kimse Peter'dan bahsetmiyor, neden acaba?"
"Belki de önemli bir şey yapmamıştır."
Parolayı söyleyip, Gryffindor ortak salonuna sonunda ulaşmışlardı. Ortak salonda kimseyi göremediklerinde şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Tanrım nasıl olmuşta unutmuşlardı! Öğle yemeği saatinde Harry ve arkadaşları gelmiş olmaları lazımdı ve büyük ihtimalle diğer herkes dersteydi.
"Derse girmeliyiz, Sirius. Kitaplarını al gidelim." otoriter bir sesle, Sirius'u harekete geçirmeye çalışıyordu Marlene.
"Bu zamana bile ait değiliz yani derslere katılmamıza gerek yok. Burda sınava girmeyeceğiz nasıl olsa." ve Sirius en yakındaki koltuğa kelimenin tam anlamıyla kendini fırlattı.
Düşündüğünde Sirius'a hak vermişti, Marlene. O da Sirius'un kendini fırlattığı koltuğa oturdu. "Beni sıkıntıdan öldürmeyecek bir konu aç Black."
Kendilerini arkadaş olarak tanımlamamalarına rağmen uzun bir süre boyunca her konuda konuşabilmişlerdi ta ki Marlene uyuyana kadar. Sirius onun bu haline sadece gülmüş ve üstüne bir battaniye örtüp kendiside koltuğa sıkışmıştı.
Eski okuyucular için üzgünüm hikayede düzeltmem o kadar çok şey varmış ki yapmaya üşeniyorum ama inanıyorum kısa sürede bitecek. Yeni okuyucular içinse sizleri de aramızda görmek çok güzel, hoş geldiniz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapulcular golden trionun zamanında
Fiksi Penggemar"ne garip bir macera, gel oynayalım zamanla." Çapulcular yanlışlıkla golden trionun zamanına gitse ne olurdu?