Bir rüya gördüm ama normal bir rüya değildi bu sanki boğuluyordum ama
Bir denizde değil gölde yada nehirde de değil ama nerede boğuluyordum?Soruyordum kendime neredeydim ne
yapıyordum . Ellerimi hareket ettirmek istedim ama nedense hareket ettiremiyordum neden ki?
Başımı çevirdim ellerim birbirine bağlanmıştı sadece bununla sınırlı değil ağzım da bağlıydı.Bağırmıyordum çünķü sesimin çıkmayacağını gayet iyi biliyordum o yüzden kendimi zorlamama pek gerek yoktu.Ben bunları düşünürken kafama bir seýin doğrultulduğunu hissettim.Birinin derin derin nefes alışını;
"Sesini çıkartma yoksa seni öldürürüm .Şimdi ellerini çözücem ve sen yavaş yavaş ayağa kalkacaksın "
Neredeyse bayılacaktım o yüzden ne başımı sallayabiliyordum nede cevap verebiliyordum.Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu ve...
3 SAAT SONRA...
Gözlerimi açtığımda herhalde hastane yatağındayďım kolumdaysa bir serum .Birden kapı açıldı içeriye mavi gözlü, 1,70 boylarında, siyah _kahve karışık saçlı ,yirmili yaşlarda bir adam çıktı. Sende kimsin demeye kalmadan;
"Ben Selim"
Demek adi Selim ha ...Selim . İyi asi varmış bende ona kabalık olmasın diye;
"Bende Derya.Tanıştığıma memnun oldum demek isterdim ama görüyorsun pek memnun olacak bir taraf göremiyorum ben"
Dedim. Bence çok iyi dedim gayet iyi hakkını verdim ona ama o da bana;
" Abartmanın lüzumu yok serum bittikten sonra gidiyoruz . "
Ne! O kas yığını beni nereye götürüyor hayır! Beni kimse hiç bor yere götüremez özellikle zorla.Neyse bende ona şu sözlerle ona karşılık verdim;
" Hayırdır adam mı kaçırıyorsunuz bağırdım imdaaat! diye görürsün terbiyesiz nezaket denilen birşey var. Hayırdır bilmiyormusun? sözde beyefendi olacaksın utanmaz"
Dedim ona hak etti de bide o kalın sesiyle bana;
Sen ne şımarık bir kızsın "
Dedemezmi hey ALLAH 'ım sınır etti beni sinir ya varya şeytan diyorki al çantanı eline çıkart oradan biber gazını sık gözüne kaç git hatta ver polise rahatla git.Dur bir saniye ben neden öyle yapmıyorum ki tam elime çantayı alacaktım ki eyvah! Çanta yok o aldı kesin oof benim bu çakaldan kaçmanın tek yolu çantamdı. Neyse ben bu konularla sizin kafanızı şişirmeyeyim. O Selim denen adamda bana dik dik bakıyordu ona;
"Ne oldu ne bakıyorsun hayalet mi gördün?"
Dedim oda bana;
" Hayır hayaletten daha kötüsünü gördüm seni"
Dedi. Ben miyim hayaletten kötüsü hı kendisidir bir kere . Serumun çoğu bitmişti Selim beğendi tabi ona beyefendi denilirse hemşire ve doktordan izin alıp serumu çıkarttı. Serumun takıldığı yerede pamuk koydular .Ardından paltomu üzerime alıp odadan dışarı çıktık . Koridor iğrenç kokuyordu ;
"Burada leş mi saklıyorsunuz neden bu kadar pis kokuyor ? "
Diye sordum sormasına da cevap sesizlik oldu.Üzerimdeki kazanla burnumu kapattım.Ve o iğrenç koridordan yürümeye devam ettik .ikimizde suskunduk heralde söyleyecek tek bir cümle bulamadığımız içindi. En sonunda o leş kokulu hastaneden çıkmıştık. Derin bir nefes aldım. Selim ayısı da bana kapıyı açarak;
" Bin şuraya sesinide çıkarma "
Dedi Ama nereye götürüyordu beni bu ayı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Kırıkları
RomanceIki birbirinden bağımsız gencin kaderin cileleriyle bir araya gelmeleri