Bazen sadece insanların sizi farketmeleri için dualar edersiniz, bazen ise hissettiklerinizi farkettirmeye çalışırsınız.
Fakat o insanlar sizi farketmemeye and içmişlerdir.
ㅡ
Bir anda çalan telefon sesiyle gözlerimi açtım karşımda duran saate baktığım da okula geciktiğimi farkettim hızlıca yataktan kalkıp tuvalete doğru ilerledim, kısa süre de hazırlanıp odama geldiğimde eşyalarımı alıp evden çıkacakken elimde titreyen telefondan bildirimlere baktım.Yoongi aramış fakat açamamışım.. Bildirimlere basıp yoongiyi aradım evden çıkmamış olması için dua ediyordum çünkü bugün yoongiyle birlikte okula gidecektik, normalde ben geç çıktığım için pek ona yetişemezdim.
"Uyanır mıydın sen ya?"
"Uyandım işte, umarım çıkmamışsındır.."
"Evdeyim, seni bekleyeyim dedim."
"Ah, pekâlâ sizin evin önüne geldim bende-"
diyecekken telefon kapandı ve bana seslenen yoongi'ye döndüm.
"Günaydın uykucu, naber?"
"İyidir, senden?"
"İyii-"
Tanımadığım bir ses yoongi'nin konuşmasını yarı da kesmiş cırtlak sesiyle ona bağırıyordu.
"Yoongiii, sende geciktin sanırım."
Bu kıza uyuz olmuştum salak salak davranışlar sergiliyordu yoongi'nin karşısında.
"Pek sayılmaz, hera'yı bekledim."
Adını bilmediğim kızın, kaşlarını kaldırıp baştan aşağı beni süzmesiyle daha da deli oluyordum.
"Biraz daha gecikmeden gidelim bence, hm?"
Diğer ikiside söylediğim şeyi onayladığında yalandan tebessüm ettim ve önden ilerlemeye başladım. sonradan gelen kızın yol boyunca yoongi'ye bir şeyler anlatıp yavşamasına mı sinirleneyim ilk defa yoongi ile okula gidecekken boka dönmesine mi?
Okula vardığımız da diğerlerine hiçbir şey demeden sınıfıma ilerledim ve en sevdiğim sıram da yerimi aldım, en arka cam kenarı.
Zil çalmıştı ders matematikti, matematiği pek sevmiyordum. Kendi kendime deftere bir şeyler karalıyordum -ki öğretmen bana takık olduğu için tahtaya soru yazıp özellikle benim kalkmamı istemişti.
Soruyu anlamaya çalışırken sınıfın kapısı açılmıştı yoongi gelmişti, sınıftaki öğretmene karşı güzel gülüşünü sergilemişti, bir şey istemek için gelmişti.
Gülümsemesi karşısında neredeyse eriyordum özellikle o bembeyaz teni ve bembeyaz elleri. Min yoongi'ye o kadar dalmıştım ki elimdeki kalemin yere düştüğünü bile farkedememiştim.
Bu çocuk beni deli ediyordu, min yoongi'yi gördüğümde bambaşka bir dünyaya dalıyordum resmen.
Cidden bu çocuk beni her seferinde büyülüyordu.
Öğretmenin tahtaya vurmasıyla daldığım rüya aleminden çıkmıştım.
"Ne o aşık mı oldun?"
Öğretmenin söylediği sözle bütün sınıf gülüşmüştü, onlar gülüşürken zil çalıyordu, utanarak biraz da sinirle sırama doğru ilerleyip çantamdan cüzdanımı aldım ve kantine gitmek için sınıftan çıktım.
Kantine geldiğimde o kız ve yoongi'yi yan yana görmüştüm, tekrardan sinirlenmiştim. Kız hatta dibindeydi, ne bu birlikte mi nefes alıyorlar?
Yoongi'yi çaktırmadan izlemeye devam ederken, bir yandan kahveyi ağzıma götürüyordum kaynar olan kahve dilimle buluştuğunda ağzımdan küçük bir inilti çıkmıştı, resmen yoongi'ye dalmış ve salağa dönmüştüm. Ardından gülerek gelen tae'yi gördüğüm de gözlerimi devirdim.
"Dikkatli olsana aşık."
"Aşık falan değilim ben."
"Gördük kimin aşık olmadığını, bak yoongi geliyor buraya."
Aniden nedensizce mutlu olmuştum.
"Ne? nerede?"
Taehyung kendi kendine gülerken anlayamamıştım, hayır bir dakika benimle dalga geçmişti.
"Tam bir aptal aşıksın hera."
"Hayır değilim, aşık falan değilim."
Tae ile konuşurken arkadan başka bir ses duymayı beklemiyordum.
"Hera kime aşıksın bakalım?"
Yoongi, ne zamandır buradaydı?
Değişik bir kurguyla geldim, başlar biraz sıkıcı gelebilir birkaç bölüm sonra feels attack heart burn kalp spazmi her ne varsa kardeslerim, takipte kalın ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
childhood love
FanfictionSanırım hiçbir zaman hisslerimi farkedemeyeceksin min yoongi.