35.Bölüm

2.5K 124 9
                                    

Artık olaylara giriş yapıyorum...

"Hazır mısın Zayn?" Perrie'ye baktım. Hayır... dedim içimden. Hayır hazır değildim. İçerideki cansız bedenlerin olduğu odada onu görmeye hazır değildim. Ölmüş olma ihtimaline hazır değildim.

"İçerideki o olmayabilir, neyse. Hadi vakit geldi" Elini belime koyup destek verircesine bana sarıldı. Morga adımımı attığım sırada suratıma çarpan soğuk hava dalgası kanımı dondurdu.

Tankların bulunduğu yere yaklaştık. Perrie karşımızdaki adama işaret edince tanklardan birine ilerleyip demir kapağını açtı. Sürgülü sedyeyi çekti ve üstü beyaz örtülü beden açığa çıktı. Sedyeden sarkan siyah saçlar tanıdık gelirken beynim işlevini yitirmeye başlıyordu. Adam örtüyü açtığında çıkan görüntü ile aldığım nefesi hızla ve rahatlıkla geri verdim. Elimle yüzümü kapatıp kapıya doğru yürümeye başladığım sırada konuştum.

"O değil"

Perrie günden güne Allison'a dair izler buluyordu ve benim yardımımla bu izler üzerinde ilerliyorduk. O çok cana yakın bir kızdı. Hiçbir karşılık almadan bu işi kabul etmişti.

Allison'un FBI merkez binasına giriş yaptığı günün kamera kayıtlarını almıştık. Eğerki işler ters giderse Allison sizin elinizde diyebiliceğimiz kanıtımız vardı artık.

Perrie morgdan çıkıp yanıma geldi. Gülümsemesi banada yansıdı.

"Zayn, ben bir düşünce yürüttüm"

"Nedir?" Dedim otoparka giderken.

"Eve gidelim, herkesin bilmesi gerek"

"Pekala" arabaya binip eve doğru yola çıktık. Yolda giderken çalan telefonumla arabayı yavaşlatıp telefonumu çıkardım ve aramayı cevapladım.

"Benim Zayn, Amanda"

"Efendim Amanda"

"Allison'u nereye götürdüklerini ve ne üzerinde çalıştıklarını biliyorum" Cümlesinden sonra arabayı aniden kenara çekmemle Perrie'nin vücudu sarsıldı ve merakla bana döndü.

"Ne demek biliyorsun Amanda?"

"Biliyorum işte, nerden ve nasıl olduğunu sorma bildiklerimi herkesle paylaşmam gerek eve gel hemen"

Cevaplamadan eve doğru sürdüm arabayı. Bazı şeylerin iyiye ilerlemesi harikaydı. 2 aydır onu göremiyordum ve sonunda doğru ipin ucunu tutmuştuk.

Perrie'ye olayı kısaca anlatıp hızımı arttırdım. Bir an önce ona ulaşmak istiyordum.

Eve gelince direk salona girdim.  Herkes gelmişti. Hemen bir koltuğa oturdum.

"Perrie ile dün konuştuk ve onun aklındaki olayın aslında gerçeğimiz olduğunu öğrendim" Diye başladı söze Amanda.

"Allisom bildiğimiz gibi normal bir insan değil. FBI başka bir görev tuzağı ile Allison'a ulaşıyor ve onu kaçırıyor. Üzerinde yapılan her deney hafızasından siliniyor. Tabi sadece deneyler değil geçmişine dair anılarda birer birer gidiyor. New Orlands'daki büyük binalarında saklıyorlar" Tad hemen ayağa kalktı.

"Ordaysa hemen gidip alalım kızımı" Onu ilk defa bu kadar sabırsız görüyordum.

"Öyle olmaz Tad, benim oraya aktarımımı istedim. Allison'u ordan yetkili birisinin çıkarması gerek. Ben Allison'u çıkartma yollarını bulurken sizde bazı belgeler elde ediceksiniz" dedi Perrie. Plan kusursuzdu ama aklıma takılan birşey vardı.

"Allison 2 aydır yok. Ne kadar anısını kaybetmiş olabilir?" Sanırım herkesin nefesini kesen soruda bu olmuştu....

Çete || TanışmaTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang