Fobilerimizi sorduklarında aldıkları genel cevap "karanlık" olur çoğu zaman. Bu kitlenin her yaştan insanı kapsadığını bilmek kolaydır fakat sebebi bu denli basit değildir. Karanlıktan korkmalarının sebebi yalnızca ışık yoksunluğu ve körlüğü deneyimlemek midir?
Hayır, hiç sanmıyorum. Özellikle de kendi yaşadıklarımdan sonra, bunun sadece bir korkudan ibaret olmadığından oldukça eminim.
Fobi olgusunun derinine inmek gerekiyor. İnsanların kişisel yaşam şartları çerçevesinde çizilmiş farklı karakterler, farklı zihniyetler hepsi için başka bir karanlık oluşturuyor.
Aslında kimse karanlıktan korkmuyor, herkes kendi karanlığından kaçmanın peşinde. Hepimiz için farklı karanlıklar var ve açıkça söyleyebilirim ki "karanlık" denen yaratık kesinlikle canlı.
Nefes alıyor, bunu sık sık duyuyorum. Yalnızlığın sessizliğinden güç alıp korkuyla besleniyor.
Bazen bir insan veya yaratık formunda karaltılar gördüğünüzü sanarsınız. Kimi zaman odanızın kapısından geçip gidiyorlarmış gibi görünürler. Karanlık koridorda yürürken arkanızda, sizi takip eden biri olduğunu da hissedebilirsiniz.
Dikkatli dinlerseniz, nefeslerini dahi işitebilirsiniz.
Geceleri yanıbaşımda bekleyip ara sıra derin nefeslerle soluduklarına tanık oldum, özellikle uyumamız için fırsat kollarlar. Ürkünç karanlık, eğlenmek istediğinde fısıldayarak sizi uyandırır.
Hiç oluyor mu, gece aniden irkilip gözlerinizi açtığınız? Sebebini anlamazsınız ama "karanlık" sizinle uğraşmaya devam eder.
Karanlıkla baş başa kalmanız için nöbet tutarlar, kaldığınızda ise...
Olacaklar pek hoş değildir.