Ateş, odayı kısık bir ışıma içinde hafifçe aydınlattı ve ona keyifli bir his verdi. Sıcaklık evin her yanına yayıldı. Odanın bir köşesinde Noel ağacı duruyordu. Onun göz kamaştırıcı güzelliği, biraz önce bacadan aşağı inen, oturma odasının ortasında duran adama huşu getirdi. Uzun bir adamdı ve bir o kadar da şişmandı. Beyaz kürk ile kaplı ağır bir kırmızı ceket giymişti. Ağaca sarılı ışıkları seyrederken gözleri parıldıyordu. Gözlerinde ağacın yeşil dallarında asılı süslemelerin yansımasını görebilirdiniz. Büyük adam içinde bulunduğu odanın havasını kokladı. Çam ağacının kokusu burnundan içeri girdi ve dudaklarının hafif kıvrılıp gülümsemesine sebep oldu. Yavaş yavaş şöminenin üzerine baktı. Ateş her zamankinden daha parlaktı. Şömineye gümüş astarlı kadife çoraplar asılıydı ve üzerlerinde kumaşa tutturulmuş iki kelime vardı: Baba ve Sarah. Adam cebinden kahverengi bir kese çıkardı. Çabuk hareketlerle keseden bir tane baston şeker aldı ve çoraplardan üzerinde Sarah yazanın içine nazikçe yerleştirdi. Buz gibi soğuk bakışlarını üzerinde baba yazan çoraptan çevirmeden önce birkaç saniye dik dik baktı. Sonra da mutfağa ilerledi.
Mutfağa girer girmez burnuna garip bir koku çarptı ve kokunun geldiği masaya yöneldi. Odanın ortasındaki masanın üzerinde birikmiş yemek artıklı porselen tabakların kirliliğine eşlik eden, sert alkolün kokusuydu bu. Birbiri üstüne yığılmış, taze pişmiş çikolatalı kurabiyelerin yanında bir bardak süt duruyordu. Adam memnuniyetle bardağı aldı ve bir dikişte sütün hepsini içti. Elleriyle yeni elde ettiği bıyıklarını kaşıdıktan sonra gözlerini kurabiyelere çevirdi. Gözlerindeki açlık ve arzuyla birkaç saniye kurabiyeleri izledi. Sonra da bir tanesini ağzına attı ve kar gibi beyaz dişleriyle çiğnemeye başladı. Neşeli adam merdivenlere doğru yürümeye devam ederken kırıntılar ağzından zayıf sakallarına dökülüyordu. Evin ikinci katına çıkana kadar bir yere çarpmamak için elleriyle kendisini korudu.
Kâğıttan yapılmış kar taneleri koridor boyunca tavanda asılı duruyordu. Pencerelerden sızan ay ışığı, koridora ürkütücü bir parıltı katıyordu. Adam ahşap zeminde bir adım attı. Zeminin hafif gıcırtısı, ilerlemesini durdurmasına sebep oldu. Gözlerini evin her yerinde gezdirdi. Hareket etmeye cesaret edemedi. Toz taneleri havada süzüldü ve sessizlik yere düşen tek bir ter damlasının bile duyulabileceği noktaya geldi. Adam nefesini tutup birkaç saniye sonra hafifçe bıraktı ve dikkatlice bir adım daha attı. Her gıcırtıda korkuyla ilerlemesini durdurdu. Ama kimse bu habersiz gelen misafirin sesini duymuyor gibiydi. Adam koridorun sonundaki büyük ahşap kapıya varmadan önce bir kapı daha gördü. İçeri girdiğinde bir çocuğun sessizce uyuduğunu gördü. Büyük adam kızın en çok güvenmesi gerektiği insanların elinden çok acı çekmiş olduğunu biliyordu. Noel Baba çocukların nasıl hissettiğini bir şekilde bilirdi.
Dikkatini tekrar önündeki kapıya çevirdi. Pirinç sap buz gibiydi, soğuk vücuduna yayıldı. Sapı çevirdi ve kapıyı açtıktan sonra hafif aralık bırakarak içeri girdi. Detayları odadaki gölgeler tarafından gizlenmiş, yalnız bir figür yatakta yatıyordu. Adam, yatağın yan tarafına yürüdü ve komodinin üstündeki fotoğrafı eline aldı. Fotoğrafta bir aile vardı. Bir adam, bir kadın ve bir de küçük kız. Adam fotoğrafı yerine koymadan önce birkaç saniyeliğine gülümsedi. Fotoğrafın yanında bir sürü alkol şişesi vardı. Bazıları boş, bazıları da ağzına kadar doluydu. Yatağının yanında yerde uzanan deri bir kemer vardı. Metal kısmı kanlıydı.
Örtünün altındaki büyük boyutlu figüre yargılarcasına baktıktan sonra onların fotoğraftaki ebeveynler olduğunu düşündü. Veya en azından bir tanesi. Adam fotoğraftaki babayı ortaya çıkarmak için örtüyü hafif hafif çekerken kaşlarını çattı. Sinirle yatağın diğer tarafındaki yastığı aldı ve babanın suratına bastırdı. Babanın vücudu aniden sarsılmaya başladı ve adamı tutmaya çalıştı. Ancak adam çok daha güçlüydü. Gösterdiği insanüstü güç, babanın gücü karşısında karşılaştırılamazdı bile. Yaşam, babanın vücudundan yavaş yavaş çekilirken kolları da yana düştü. Kızı tekrar incitemeyecekti artık.
İş bittikten ve adam cesedin üzerindeki örtüleri ve yastıkları bir kenara koyduktan sonra odanın arka tarafındaki pencereye yöneldi. İpeksi beyaz karlar nazikçe yere düşüyordu. Gökyüzü adeta dans edercesine ışıldayan yıldızlarla parıldıyordu ve adamın gözleri de parıldadı. Odadan çıktı ve bu gibi şeyleri yapma zorunluluğunun getirdiği mutsuzlukla iç çekti. Tam arkasını dönüp gidecekken, girdiği bir önceki odayı hatırladı; kızın odasını. Adam sessizce yürümeye başladı, kızı uykusundan uyandırmamaya çalışıyordu. Kapıyı açtı ve kendisini duvara asılı küçük bir gece lambasının hafifçe aydınlattığı odada buldu. Pembe kar taneleri mavi tavanda dans eder gibi dinlendirici bir düzende savruluyordu. Odanın köşesinde araba büyüklüğünde bir yatak vardı. Adam ona doğru ilerledi. Örtüleri nazikçe kaldırıp altındakinin ortaya çıkmasını sağladı. Fotoğrafta gördüğü küçük kız yatakta yatıyordu.
Kıza doğru hafifçe eğildi ve uyumasını seyretti. Dişleri neredeyse kızın kulaklarına dokunacak bir mesafedeyken mükemmel sarı saçlarını kokladı. Kız uykusunda homurdandı, onun odada olduğunu fark etmemiş gibi görünüyordu. Sırtı, omuzları ve cildinin belli bölümleri yaralıydı. Adam kızı uyandırmamaya çalışarak yanağını sevdi ve mırıldandı. Birkaç dakika, yumuşak dudakları kızın alnına dokunmadan önce kızı izlemekten kendisini alıkoyamadı. Sonra nazikçe derin bir sesle fısıldadı:
"Mutlu Noeller, küçük kız. Umarım bütün dileklerin gerçekleşir."
Şişman adam odadan ayrıldı ve oturma odasına, Noel ağacının tüm ihtişamıyla durduğu yere geri döndü. Önceden oradaki koltukların birine büyük kırmızı bir çuval bırakmıştı. Onu almaya gitti. Çuvalı alıp ağacın yanına getirdikten sonra açtı. Hediyeleri, oyuncakları ve çeşitli şekerleri çuvaldan çıkarıp ağacın altına yerleştirdi. Buradaki işi bittikten sonra evden ayrıldı. Soğuk kış havası dışarıda onu karşılarken gitmeden önce son defa arkasını dönüp eve baktı. Ardından cebinden katlanmış bir kâğıt çıkardı ve üzerinde yazılanları bir kez daha okudu:
"Kuzey kutbuna,
Sevgili Noel Baba. Umarım sen ve geyiklerin iyisinizdir. Diğer çocuklarla çok meşgul olduğunu biliyorum, bu yüzden çok isteğim olmayacak. Noel hediyesi olarak istediğim tek şey, babamın iyi biri olması. Annem gideli çok oldu ve o zamandan beri babam çok değişti. Artık daha fazla kızıyor ve canımı yakıyor. Neden olduğunu bilmiyorum, ama bitsin istiyorum. Lütfen babama yardım et Noel Baba. Bu senden tek isteğim.
Sevgilerimle, Sarah."
Noel Baba hafifçe gülümsedi ve gecenin tadını çıkardı. Noel mutluluğunu ihtiyacı olan bir kıza ilettiği için kendisiyle gurur duyuyordu. Adam yürüyerek gözden kaybolurken karların üzerinde bıraktığı büyük ayak izleri yere yeni düşen karlar sayesinde yavaş yavaş kapandı.
(Alıntı)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korku Hikayeleri Ve Bilgiler
HorreurKorku dediğimiz nedir? Yatağımızın altında ki canavar mı? Ya da dolabımızın arasından bizi izleyen, bizi bekleyen biri midir?...Korku nedir?Korku daha fazlasıdır...