✧1✧ [•]

4.8K 323 649
                                    

"vay canına kacchan, ne havalı bir özgünlüğün var!"

dört yaşıma bastığımdan beri duyduğum kelimelerin sadece bunlardan ibaret olmasını isterdim.

özgünlüğüm ilk ortaya çıkmaya başladığından beri kendimi güçlü ve yenilmez hissediyordum- elbette öyle hissedecektim, sonuçta "harika bir kahraman olabilecek potansiyele" sahiptim. etrafımdaki herkesin de ağzından düşmek bilmiyordu bu 'gerçek'.

çok geçmeden bana söylenen bu kelimeler "güçlü"den "alfa"ya dönmeye başladı. aklımda güçlü ve alfa kelimelerini birleştirmem çok da vakit almamıştı bu yüzden.

o zamanlar bilmiyordum, bu ağızlarından dökülen kelimelerin bir iltifat değil de saf zehirden ibaret olduğunu.

alfalar, güçlüydü; bu yüzden de eğer güçlüysem, bir alfaydım... değil mi?

annem ve babam da aynı çevremdekiler gibi beni bir alfa olarak görmeye başlamış ve öyle büyütmüştü, kuşkusuzca.

gerçeklerle yüzleşmem, şu an kulağa geldiğinden daha yıkıcıydı. o elime verilen kâğıtta yazılanları asla unutamadım. bugüne kadar, kelimesi kelimesine, beynime kazınmıştı.

hayatımın ellerimden, aynı o kâğıt gibi, kaydığını hissettim.

başından beri biliyordum ki, bir alfa olarak doğmalıydım.

mantıklıydı, değil mi? güçlü bir özgünlük, sınıfın yetenekli çocuğu, herkesin gözdesi... bunları yapan kişi bir alfa olmak zorundaydı;

bir omega değil.

"kacchan, konuşa-"

"işine baksana, seni inek!"

bir pazartesi sabahıydı ve katsuki bakugo yine olabildiği kadar agresifti.

o da çoğunluk gibi pazartesi sabahlarından nefret ediyordu ve genelde en huysuz olduğu günlerinden biriydi, ki bu her gün huysuz olduğu gerçeğini de değiştirmiyordu. bunu çok iyi bilen -ve bunu zor yoldan öğrenen- kirishima ve sero, ona mesaj bile atmaya cürret edememişler, lavaboda en uzaktaki musluğu kullanmayı tercih etmişlerdi. izuku'nun katsuki'ye yaklaştığını gördüklerinde ise hızlıca dişlerini fırçalamışlar ve hemen tüymüşlerdi, izuku'ya son dualarını bahşederek.

izuku ise katsuki ile olan konuşmasını hiç tırsmadan gerçekleştirmeye çalışıyordu. yılların verdiği bilinçaltı defans sistemi her ne kadar ellerini terletse de, artık daha iyi sohbet ediyorlardı, eskiye göre. o epey ünlü kavgaları sonrasında ikisi de diğerine açılmış gibiydi. gibiydi. izuku yutkundu.

"konuşsak?" dedi yeşil saçlı, pes etmeyerek. yaşıtına soracağı soru, uzun zamandır aklını yoran bir meseleydi. sözünün karşısındaki tarafından kesilmesine alışmış olsa dahi, bu huyundan vazgeçmesinin hiçbir olasılığının olmadığını düşünüyordu izuku. katsuki ile iyi anlaşmak istiyorsanız onu ve onunla gelenleri kabul etmeniz gerekiyordu.

"seninle konuşacak hiçbir şeyim yok? siktir git?" dedi katsuki, diş fırçasını suyun altında temizlerken. sesi, izuku'nun beklediğinden daha soğuktu ve kelimeleri tamamen nefret ile doluydu. eh, son kısım çok da yeni bir şey sayılmazdı katsuki'nin jargonunda.

aralarındaki uzanan sessizlik, katsuki'nin sinirle izuku'ya bakmasını sağladı. aynı zamanda da her geçen saniye siniri artarken. tam ağzını açacakken, izuku kendisinden daha hızlı davrandı.

"omega mısın?"

deku'nun sözleriyle elindeki fırça musluğa düştü.

kafasını kaldırıp izuku'ya baktığında ise ciddi suratını gördü. dalga geçmiyordu. katsuki, yıllardan sonra ilk defa korkarak istemsizce yutkunduğunda ise, izuku sadece nefesini dışarı verdi. ne─ ?

infinite ⊹ todobaku [✅] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin