Okul Bahçesi

333 148 6
                                    

Mutfağa girdiğimde Mehmet annemle koyu bir sohbet içindeydi.
Saçım başım dağınık üstümdeki pijamalarımla mutfağa dalmışım. Ama onu karşımda görünce  o halimi unutmuş ve  bütün kırgınlığım geçmişti.  Mehmet  ise beni görünce gülme krizine girmiş hemen dalga geçmeye bile başlamıştı.
"Şuan bu halini ölümsüzleştirmem lazım gülümse!"
Ve şak diye fotoğrafımı çekmişti.
"Bu yaptığına hainlik denir. Ne var yani sen sanki sabahları İngiliz Dükü gibi mi uyanıyorsun. Ama bunun acısını çıkartırım biliyorsun..."

Bunları sıralarken o sırada mutfaktan çıkmıştım. Aceleyle üstümü giyinip tekrar mutfağa döndüğümde annem çoktan işe gitmek için evden çıkmıştı. İkimizde kahvaltı yerine kahve içeceğimizi bildiğimden hemen elim kahve makinesine gitti. Mehmet sessiz bir şekilde sandalyede oturuyordu. İkimizde aynı anda birbirimize bakıp '' Çakmak var mı? '' der demez gülmeye başlamıştık. Biz böyleydik işte.
Evde kimse yoktu bu da demekti ki rahatça sigara içebilirdik. Mehmet çoktan yakmış ve bana dönerek: "Hazırsın değil mi?"
Neye hazır mıyım diye düşünürken: "Oha buğün konser günü değil mi? Nasıl unuttum ya. Tabiki hazırım günler öncesinden hemde."
İşte şimdi herşey eskiye dönüyordu. Mehmet ile hiç o konuyu açmadan barışmış ve eskisi gibi yakın olmuştuk. Beni üzen Mehmet'in biriyle yakınlaşması gülüşmesi değil her gün beni arayan dostumun gelmediğim halde umursamayıp başkasıyla gülüşmesiydi. Onu kıskanmıyordum.Belkide bu duyguya çok uzak olduğum için farkında değildim.
Okul yolu boyunca Mehmet ile devamlı konser nasıl olur hangi şarkılar söylenir diye tartışırken seyyar bir simitçiden simit alıp yerken konuşmaya devam etmiştik.

İlk ders bitmiş biz çoktan Mehmetle tenefüse çıkmıştık. Herzaman ki köşemize ilerlerken dünkü kız  bize bakıp duruyordu. Onu umursamamaya çalıştıkça karşıma çıkıyordu. Kafamı başka yere çevirip gizli saklı sigara içtiğimiz yere gelmiştik. Buranın en güzel yanı okul kamerası burayı çekemiyordu. Kameranın kör noktasıydı burası. Böylece yandaki bina ile arasındaki küçük duvar sayesinde rahatça sigara içebiliyorduk. Bizimle beraber birkaç kişi daha vardı. Okulun sigara içen tayfası hiç değişmezdi. Herkesin teneffüs saati belliydi. Bu şekilde organize olarak içerdik ki kalabalık olup dikkat çekmeyelim. Herzaman ki grup içinde hiç görmediğim bir sima vardı. Uzun boylu, hafif kirli sakallı  saçlarıda oldukça havalı, kemikli bir çenesi ve çukur gibi iki gamzesi, okul gömleğini dışarı çıkarmış  üstünde Adidas bi ceket aynı uyumlu ayakkabısı vardı. Farkında olmadan çocuğu süzmüştüm ve bunu yapan tek kişi de ben değildim. Oradaki bütün kızlar benim gibi oğlanı süzüyordu. Ben kendime gelip sigaramı yakmak ceplerimde çakmak arıyordum. Mehmet ise birkaç oğlanla konuşuyordu. Bu şekilde debelenirken istemsizce kafamı kaldırıp çocuğa baktığımda bana doğru geldiğini gördüm. O bana yaklaştıkça elim ayağıma dolanmıştı. Ağzımda tuttuğum sigaramı yaklaşıp yaktı. Ben kekeleyerek teşekkür edip hızlı hızlı sigaramı içtim. Mehmet'i beklemeden sınıfa çıktığımda  çocuğun yüzü gözümün önünden gitmiyordu. Uzun zaman sonra ilk defa birinden bu kadar etkilenmiştim. Ben dalgın dalgın sırada otururken Mehmet çoktan sigarasını içip gelmiş ve bana hesap sormaya başlamıştı. Ona çocuktan bahsetmeden sigara başımı döndürdü diye yalan söyleyip geçiştirdim. Bütün gün tenefüse çıkmadan dersler bitmişti. Akşam olacak konserin heyecanı ile resmen koşarak eve gitmiştik.

Eve girer girmez odama çıktım. Önce sıcak bir duş alıp kendime geldim ve kıyafet dolabımı önüne geçip kapağı açtım. Hep spor kıyafetler gitmeyi sevmiştim. Bu yüzden boy-friend kotumu üstüme bol bir tişört giyip ön kısmını pantolonumun içine koymuştum. Zincirli bir kemer ve en sevdiğim basketbol ayakkabımı da giyip boy aynanın önüne geçtim. Şaçlarım düz olduğu için yapmak kolaydı ve ben çoktan konserde kendimden geçeceğini bildiğim için saçlarımı sadece yukarıdan bağlamıştım. İşte bu kadardı.
Bu arada kapı çalmıştı. Gelen kesin Mehmet'ti.

Doğru bilmiştim. Mehmet elinde biletlerle kapının önündeydi. Çantamı alıp onu bekletmeden evden çıktım. Annemgilden çok önceden yalvar yakar izin aldığım için kafam rahattı. İkisininde aslında işine gelmişti . Ben yokken birbirleriyle konuşmak  zorunda kalmıyorlardı. Ben varken de çok bir şey değişmiyordu ama neyse.

Konser öncesi hamburger yemeye karar vermiştik. Hızlıca hep gittiğimiz Ömer Ustanın yerine geldiğimizde her yer tıklım tıklımdı. Kendimize köşede bir yer bulup zar zor çift hamburger sipariş ettik. Gelen hamburger resmen midemize bayram ettirmişti. Kendimizden geçip hamburgerleri yediğimizde konsere 2 saat kalmıştı. Neyseki konser alanı buraya oldukça yakındı. Konser açık alanda olacağı için gidip yer tutmamız gerekiyordu.Bunu ikimizde biliyorduk ama tembelliğimize de karşı koyamıyorduk. Son bir enerji ile  birbirimizi gaza getirip şükür konser alanına gelmiştik. Konser alanında küçük küçük küme şeklinde gruplar vardı ama kimse kimseyle ilgilenmiyordu. Herkes aynı amaç için burdaydı ama bireysel olarak takılıyorlar. Aynı okulda olduğu gibiydi. Bizde zor kötek önlere doğru ilerliyorduk. Daha konserin başlamasına vardı. Ama baya baya dolmuştu. Beklerken sigara içmeye karar vermiştik. Hemen aklıma okulda olanlar geldi. Kafamı iki yana sallayıp zihnimi boşaltmaya çalıştım. Bugün sadece müzik olucaktı.

Hayalini kurduğum konser sonunda başlamıştı.Ve biz deliler gibi Tuğkan'a eşlik etmeye başlamıştık.

Yolum uzak biliyorum,

Ama yine girdi rüyama,

Bu bi tuzak hissediyorum,

Kader oyun oynuyor dünyama.

Yeter bu bitmeli,

Hayali bile s*ktir olup gitmeli,

Neyi kaldıysa bende hala yanan,

Bi an önce söndürülmeli.

Belki de seni hala deli gibi seviyorumdur.

Belki de gizliden gizliye istiyorumdur.

Belki de bunu söylemeye utanıyorumdur.

Belki de tekrar kaybetmekten korkuyorumdur.

Ruhumun onca karmaşaya karşı dinlendiğini hissediyordum. Sanki kalabalık içince tek bana söylüyordu. Yüzüme vuran rüzgar müzikle birleşince nefesimi okşuyordu. İşte uzun zaman sonra yaşadığımı hissediyordum.

Bütün gece ardı arkası kesilmeyen şarkılarla kendimi bulmuştum. Konser bitmiş Mehmet bana su almaya gitmişti. Sigara içme zamanımın geldiğini hissediyordum. Hemen sigaramı çıkarıp yakmıştım. İçime çektikçe ciğerlerim sanki bayram ediyordu . Ben çevreme boş boş bakarken bi anda radarıma o takıldı. Aynı anda gözgöze gelmiştik. Kalbim bir anda sanki daha hızlı kan pompalamaya başlamıştı. Bir an heyecanlandığımı fark edicek diye korkup kafamı çevirmiştim. İşte saçmalayan bir Eylül daha diye söylenirken aynı konserde denk gelmek hoşuma gitmişti. Demek o da Tuğkan hayranıydı...

Piraye Olmak VardıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin