Okula varmışlardı. Chanyeol, ’’Akşam ne yapalım,’’ diye sorunca annesinin dedikleri geldi aklına.’’Ah, babam akşam benimle maç izlemeyi planlıyormuş. O yüzden bu akşam işten erken çıkacakmış, sabah annem söyledi.’’
’’Anlıyorum,’ ’dedi Chanyeol.
’’Sen de gelmek ister misin? Birlikte izleriz ne dersin?’’ Chanyeol gülümsedi.
’’Sanırım baban seninle yanlız vakit geçirmek istiyor. Başka zaman olur ama,’’ diyerek reddetti.
’’Evet. Sanırım öyle, bana biraz fazla düşkün. İkimizi annemin deyimiyle, biraz kıskanmış galiba,’’ gülerek devam etti. ’’Onu ihmal ettiğimi düşünüyor. Düşünsene sadece iki gecedir çıkıyorum ve beni özlüyor, onun gözünde hâlâ küçük bir çocuğum. Benim büyüdüğümü asla kabul etmeyecek.’’ Chanyeol onu gülerek dinliyordu, babası haklı olabilirdi Baekhyun gerçekten de bazen küçük bir çocuk gibi davranabiliyordu.
’’Bir gün evden ayrılınca ne yapacak merak ediyorum?’’ dedi birden bire Baekhyun.
’’Niye, biryere mi gitmeyi düşünüyorsun?’’ diye sordu merakla sordu Chanyeol.
’’Chanyeol... Hayatımın sonuna kadar ailemle oturmamı beklemiyorsun herhâlde? Benim de kendime göre planlarım var. Okul bitti mi mastır yapmak istiyorum, bunun için yurt dışını düşünüyorum. Henüz karar vermedim ama Japonya olabilir, sonrasında iyi bir işe girip kendi hayatımı kurmayı düşünüyorum.’’
’’Hmmm... Öyle demek. Peki, bu plan içinde ben neredeyim Baek?’’
Baekhyun, bu soru karşısında birden afalladı, bunu hiç düşünmemişti. Chanyeol’a baktı.
’’Ne? Aa... Yapma Chanyeol, ben bu planları yaparken seni tanımıyordum bile.’’
Chanyeol, düşünceli bir şekilde, ’’Şimdi tanıdın işte, planlarına beni de dahil edecek misin? Yoksa, hâlâ yok muyum?’’
Baekhyun, derin bir nefes aldı. Neden eğlenceli başlayan konuşma böyle ciddi bir konuşmaya dönüşmüştü. Chanyeol’un niye böyle bir şeyler ima eder gibi konuştuğunu anlamıyordu. Konuşurken kelimeleri dikkatli seçmeye çalışıyor, onu kırmak istemiyordu. Nedense Chanyeol, birdenbire alıngan davranmaya başlamıştı.
’’Hey, hadi, Chanyeol, neden böyle konuşuyorsun? Şu an yanımda değil misin? Bende senin yanındayım, ileriyi düşünmek için çok erken değil mi?’’ Chanyeol garip bir şekilde ona bakıyordu, sonra incinmiş bir ses tonuyla yavaşça konuştu.
’’Ama ben ne kadar beni planların içinde bana yer vermesende, bütün planlarıma seni de dahil ettim, sen bütün hayatımsın,’’ dedi ve arkasını dönüp yürüdü.
Baekhyun sadece baka kalmıştı. ’’Şimdi neye kızdı bu? Her şeyi açıklığa kavuşturmadan nasıl böyle gidebilir?’’ diye söylenip arkasından seslendi.
’’Chanyeol! Nereye gidiyorsun? Beni yanlış anladın sanırım.’’ Chanyeol ciddi olamazdı, bu çok büyük bir karardı. Neden herşeyi zamana bırakmıyorlardı ki sanki.
’’Ah, bu nasıl bir gün? Sabah ne kadar mutluyduk, neden böyle oldu?’’
Baekhyun, çok üzülmüştü. Chanyeol’u üzdüğü için kendini çok kötü hissediyordu, bir an önce onun gönlünü almalıydı ama nasıl yapacağını bilmiyordu.
*
Baekhyun, morali bozuk bir şekilde sınıfa girdi. Aklı hâlâ Chanyeol’la yaptıkları konuşmadaydı. Aslında düşününce Chanyeol haklıydı ama o da haklıydı, bunu konuşmak için gerçekten çok erkendi. Onu henüz iki gündür tanıyordu, bu kadar büyük bir kararı nasıl verebilirdi ki? Chanyeol açıklamasına bile izin vermeden dönüp gitmişti. Bunları düşünürken, Sehun sınıfa girdi. Baek’i görünce gülerek yanına geldi.
"Selam Baek, nasılsın?
Baehyun, Sehun’u görünce rahatladı gülerek, "İyi, bende seni görmek istiyordum." Sonra endişeli bir sesle devam etti. "Suho nasıl? O iyi mi?
Sehun derin bir nefes alıp, "Bilmiyorum, onu dünden beri görmedim. Telefonlarıma da cevap vermiyor,’’ dedi üzgün bir sesle.
"Belki diğerleri biliyordur birde onlara soralım," dedi Baek.
Sehun, olur anlamında başını salladı. Sınıfa giren Kai’yi görünce yanına gidip sordu Sehun.
"Dostum, Suho’yu gördün mü?
"Evet," dedi Kai, "Dün bütün gün birlikteydik, onu sakinleştirmek için D.O ve ben çok uğraştık. En son Chen onu alıp götürdü ondan sonra görmedim."
"Peki, Chen nerede şimdi?’’ diye lafa girdi Baekhyun.
Kai bir an düşündü. "Kantine gitmişti, gelir birazdan.’’
Chen elinde kahve bardağıyla geldi sınıfa. Baek, Sehun ve Kai’yi gören Chen, onların yanına gitti. "Selam millet, ne yapıyorsunuz bakalım? Sesi oldukça neşeli geliyordu.
Baek’in sormasına fırsat vermeden Sehun hemen atladı. "Suho nasıl? Onu görmedim."
"Ah, o mu? İyi, yok bir şey. Gelir birazdan.’’
"Dün neden öyle davranmış, öğrenebildin mi? diye sordu Baek.
"Dün? Ha, evet dün ki olay. Büyütecek birşey yok, canı sıkkınmış biraz size patlamış. Suho’yu tanıyorsun Baek, başka ne olabilir?"
"İyi de neye canı sıkılmış anlatsaydı, belki bir çözüm bulabilirdik," dedi Baek.
"Sevgilisiyle tartışmıştır," belki dedi Sehun.
"Bildiğim kadarıyla sevgilisi yok," dedi Kai.
Chen, garip bir ses tonuyla Baek’e baktı. "Sevgilisinin olmaması birini sevmediği anlamına gelmiyor."
"Platonik aşk yani," dedi Baek.
Chen, Baek’e bakıp gülümsedi. "Sanırım onun gibi bir şey. Hey, bu arada siz bunu bilmiyorsunuz, ben size hiç birşey söylemedim anlaşıldı mı," dedi işaret parmağını sallayarak.
Hepsi, evet anlamın da başını salladı. Baek biraz olsun rahatlamıştı. Derin bir nefes aldı.
Chanyeol’la olan sorunu çözmeliydi.
•
•
•
•================================
Y/N: Hepinize kucak dolusu sevgiler 🙆
Bu bölümler kısa olduğu için çabuk çabuk paylaşıyorum
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazar mısınız?
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın, mutlu kılan 💙💙💙💙
Hepinizi klasik Baekhyun öpücüle 😙😙😙😙 mu mu mu mu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Gelen Öğrenci/ Chanbaek
FanfictionÜniversite 2 Tarih bölümü öğrencisi Baekhyun. Aynı üniversitenin mimarlık bölümüne transfer olan öğrenci Chanyeol. Bu iki öğrencinin arasında oluşan kimya ile gelen aşk, diğerlerinin dahil olmasıyla gelişen olaylar. =================== Çift:...