Chanyeol kendini kaybetmişti. Baekhyun, meleği kendini boşluğa doğru bırakırken atılmış onu yakalayamamıştı. Suho ondan önce davranıp uzanmış, kendini boşluğa bırakan Baekhyun’u elinden tutmuş onu yukarı çekmeye çalışıyordu.
"Yardım edin! Lütfen! Onu çekmemiz lazım, daha fazla tutamam."
Chanyeol hemen atılıp çekmeye çalıştı. Baekhyun kendin de değildi hep birlikte çekmeye çalıştılar. Nihayet yukarı çekebilmişlerdi. Chanyeol hemen onu kollarına alıp sıkı sıkı sarmış ağlıyordu.
"Oh, Baek, meleğim. Neden bunu yaptın? Neden? Ya sana bir şey olsaydı." Cümlesinin sonunu getiremedi başını sallayıp yüzünü onun saçlarına gömdü.
Suho, oturmuş ikisine bakıyordu. Yaptıkları yüzünden kendinden nefret ediyordu ama ne yapabilirdi ki? Onu sevmişti hem de çok. Sehun yanına gelip onun omuzunu sıvazladı rahatlatmak ister gibiydi. o da yaşananların etkisinden çıkamamıştı.
Xiumin, Chanyeol’un yanına gelip çömeldi, elini omuzuna koydu. "Chanyeol, dostum. Baek kendinde değil, izin ver bakayım. Az önce ambulansı ardım, birazdan burada olur."
Chanyeol kolların da sıkıca tuttuğu Baekhyun’u incitmekten korkar gibi yavaşça dizlerine yatırdı. Xiumin, Baekhyun’a baktı nefes alıyordu ama solukları çok düzgün değildi. Nabzını kontrol etti zayıf atıyordu. Cildi buz gibi olmuş, dudakları morarmıştı, şu an şok geçiriyordu. Bileğine baktı çok kötü şişmişti anlaşılan Suho onu tutmaya çalışırken incilmişti. Aşağıdan ambulansın sesi geliyordu. Chanyeol hâlâ dizlerinde baygın yatan Baekhyun’a yaşlı gözlerle baktı.
"Seni seviyorum meleğim, seni seviyorum..."
•
•
Baekhyun, tuhaf bir karanlık içinde kendini hapsolmuş hissediyor, garip sesler duyuyor, ne olduğuna anlam veremiyordu. Gözlerini açmaya çalıştı ama yapamadı. Biri ona seslenip ona adını soruyordu. Bedeni uyuşmuş hareket ettiremiyordu. Gözlerini zorda olsa araladı, çok iyi seçemiyordu sadece ona eğilen gözleri gördü. Neydi bu gölgeler? Kimlere aitti? Ona ne yapmak istiyorlardı? Doğrulmaya çalıştı ama yapamadı, biri adını söyleyip duruyordu.
"Baek, Baek, meleğim."
Gözleri hâlâ net seçemiyordu, üşüyordu hem de çok. Tekrar doğrulmayı denedi. Korkunç bir acı hissetti nefesi kesilmişti, kendini yine o tuhaf karanlığa teslim etmeden duyduğu son şey yine o sesin kendine seslenişi oldu.
"Baek, meleğim."
Chanyeol, ambulansta Baekhyun’un elini bir an bile bırakmadı. Baekhyun ara sıra kendine gelir gibi oluyor ardından yine bilinci kapanıyordu. Hastahaneye varmışlar doktor Baekhyun’u kontrol ediyordu. Chanyeol, içeri girilmesine izin verilmediği için koridorda sabırsızlıkla bekliyordu. Xiumin onu rahatlatmak ister gibi elini omuzuna koyup sıktı.
"Sakin ol, Chanyeol. O iyi. Doktorlar yanında ve güvende."
Chanyeol, endişeli, ağlamaktan kızarmış gözlerle ona baktı, derin bir nefes aldı. "İyi değil mi? Meleğime bir şey olmayacak?’" Çok acı çektiği sesinden belli oluyordu. Xiumin gülümseyerek elini tuttu.
"Elbette dostum. Ona bir şey olmayacak merak etme. Birazdan doktor gelip durumu hakkında bilgi verecektir. Senin sakin olman lazım onun iyiliği için lütfen." O sırada kapı açılmış doktor çıkmıştı, Chanyeol hemen koşarak yanına gidip heyecanla sordu.
"Nasıl? Baek iyi mi? Lütfen gerçeği söyleyin."
"Sakin ol, Chanyeol. İzin verirsen doktor açıklayacak," dedi Xiumin.
"Arkadaşınız yaşadığı aşırı stres ve endişe yüzünden büyük bir şok ve astım krizi geçirmiş. Kendisine yatıştırıcı verdik, şu an uyuyor. Ayrıca sağ kolunda ve omuzunda çekmeye bağlı incilme var, çok önemli değil birkaç gün kolu askıda kalırsa geçer. Genel olarak durumu iyi ama astım krizi geçirdiği için her ihtimale karşı bu akşam burada gözetim altında tutalım. Korkacak bir şey yok, sadece tedbir amaçlı."
"Astım krizi mi? Nasıl olur? Astımı olduğunu bilmiyordum." Chanyeol şaşırarak sordu.
"Yaşadığı şok yüzünden olabilir. Önemli değil. Şu an iyi, merak etme."
Chanyeol, doktorun açıklamasından sonra derin bir nefes aldı rahatlamıştı meleği iyiydi. "Teşekkür ederim doktor, çok teşekkür ederim. Onu görebilir miyim?" Doktor endişeyle ona bakan gence gülümsedi.
"Hemşireler odaya alınca görebilirsin," diyerek omuzuna hafifçe dokunup gitmek için yürüdü. Chanyeol ve Xiumin defalarca teşekkür ettiler.
Baekhyun, odaya alınmış yatağında her şeyden habersiz uyuyordu. Chanyeol yanına oturup elini tutarak ona baktı. Xiumin, Baekhyun’un eşyalarını almak için onun evine gitmişti. Chanyeol, Baekhyun’un annesini arayıp hocanın seminer hazırlığı için onu birkaç günlüğüne şehir dışına göndereceğini, onun vakti olmadığı için kendisinin aramasını istediğini ve arkadaşının eşyalarını almaya geleceği yalanını söylemişti. Buna mecburdu gerçekleri söylemiş olsa çok üzüleceğini biliyordu. Doktor her şey yolunda giderse yarın çıkabileceğini söylemişti, bu halde eve gönderemezdi. Bu yüzden iyileşene kadar Baekhyun’un kendinde kalmasını öneren Xiumin’in teklifini kabul etmişti. Şimdi yapması gereken, meleğinin kendine gelmesini beklemekti.
•
•
•
•=====================
Y:N: Hepinize kucak dolusu sevgiler 🙆
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazar mısınız lütfen?
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın, mutlu kalın 💙💙💙💙
Hepinizi klasik Baekhyun öpücüğüyle öpüyorum 😙😙😙😙 mu mu mu mu....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Gelen Öğrenci/ Chanbaek
FanfictionÜniversite 2 Tarih bölümü öğrencisi Baekhyun. Aynı üniversitenin mimarlık bölümüne transfer olan öğrenci Chanyeol. Bu iki öğrencinin arasında oluşan kimya ile gelen aşk, diğerlerinin dahil olmasıyla gelişen olaylar. =================== Çift:...