Çin'e Yolculuk (34)

222 11 89
                                    


  Saatin alarmıyla, telefonun zili aynı anda çalmaya başladığın da, Baekhyun yattığı yerden korkuyla sıçradı. "Hey, neler oluyor?" Bir an karar veremedi hangisine bakacağına. Telefonu susmuştu, uzanıp saati susturdu. Sabah saat altı otuz olmuştu. Gece hocası mail atmış seminerle ilgili raporları tekrardan atmasını istemişti. Hem raporları atmak, hem de hazırlanmak için erkene kurmuştu saati. Kim aradı acaba derken telefonu tekrar çalmaya başladı, meraklandı. "Sabahın bu saatin de arayan da kim?" diyerek telefonuna uzandı, ekranda Chanyeol’ün numarası ve onun kaydettiği gülen resmi vardı. Chanyeol, bu resmi özledikçe bakarsın diyerek çekip kaydetmişti onun telefonuna. Telefon çalmaya devam ediyordu. "Bu kadar erken bir saatte neden arıyor, bir şey mi oldu acaba?" diyerek telaşla açtı. Konuşurken sesinden duyduğu endişe hissediliyordu.

    "Alo! Chanyeol, bir şey mi oldu? Neden bu kadar erken bir saatte aradın?" Bir solukta sormuştu bunları, endişeyle vereceği cevabı bekliyordu.

    Chanyeol’un gülen sesini duydu kulağında. "Seni korkuttum mu meleğim?" Yumuşak bir sesle devam etti. "Korkma meleğim, sadece uyanır uyanmaz sesini duymak istedim."

    Aslında Chanyeol bütün gece doğru düzgün uyuyamamıştı. Ne zaman gözünü kapatsa Baekhyun’u görüyor, onu özlüyordu. Bu Çin tatili onların dönüm noktası olacaktı.

     "Chanyeol, beni ne kadar korkuttuğunun farkında mısın? Bir an bir şey oldu diye çok endişelendim."

    Rahatlayıp yastığına gerinerek bıraktı kendini.

    Chanyeol, kulağına gelen seslerden onun gerindiğini duyabiliyordu. Ne tatlı görünüyordur şimdi, diye düşündü. Xiumin’in evinde kaldıkları onca gün boyunca sabahları kolların da uyanışı geldi aklına. Küçük bir kedi yavrusu gibi gerinirdi uyanınca, sonra uykulu gözlerle ona bakar gülümserdi.

    Baekhyun’un kendine seslendiğini duydu düşünceleri arasında.

    "Chanyeol, aşkım orada mısın? Uyudun mu yoksa? Alo!"

    "Buradayım meleğim, merak etme bir an dalmışım."

    "Ben de uyudun sandım."

     Saat yeniden çalmaya başlamıştı. Yumuşak tonda bir kadın sesi, "Uyan hadi sabah oldu, kalkmalısın uykucu, geç kalacaksın," diyordu.

    "Hey, o seste ne meleğim?" Chanyeol merakla sordu.

    "Yok bir şey saatin alarmı, demin kapatırken yanlışlıkla ertelemeye basmışım."

    Chanyeol gülmeye başladı. "Saatin alarmı böyle mi çalıyor?"

    Baekhyun oflayıp güldü. "Ya! annem almış bunu, sonra kendi sesini kaydetmiş. Sabah onun sesiyle uyanıyorum."

   "Annen harika bir kadın. Sanırım bundan bir tanede ben almalıyım kendim için, kaydıda sen yaparsın. Ne desen acaba?"

    Baekhyun gülerek dinliyordu onu kim bilir neler geçiriyor aklından, diye düşünürken onun oyununa katıldı. Sorusuna soruyla cevap verdi.

    "Bilmem, ne demeliyim sence?" Alt dudağını ısırmış vereceği cevabı bekledi.

    "Buldum, şuna ne dersin?" Ardından çok seksi bir sesle devam etti. "Oh! Chan sevgilim, uyan lütfen seni istiyorum, beni bekletme."

    Baekhyun’un nefesi kesildi, utancından kıpkırmızı olmuştu bunu hiç beklemiyordu.

    "Hayatta böyle bir şeyi bana söyletemezsin, Chanyeol. Çok utanmazsın."

Yeni Gelen Öğrenci/ Chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin