-----
Ofisimde oturmuş belgelerle boğuşuyordum.
Tak tak tak
- Gel
Karşımdaki asker selam verdi.
- Komutanım şehrin batı bölgesinde şeytan ölüleri bulundu. Yıkılan bir binaya çok yakın bir ekip şüphelenip hemen intikal etmişler ama vardıklarında savaş çoktan bitmiş. Savaş alanında 5'i şeytan 11 ölü bulunmuş.
- Hemen helikopterleri hazırlat olay yerine intikal edelim.
- Emredersiniz komutanım.
Helikopterde olay yerine giderken telsizden bir anons geldi
- şeytanların görüldüğü olay yerinin 600 metre kuzeyinde patlama oldu. Olay yerine intikal ediyoruz Tamam
- Asker patlamanın olduğu mevkiye gidelim.
20 saniye geçmeden ikinci bir anons daha geldi.
- Dikkat Dikkat Patlamanın olduğu olay yerinden bildiriyorum. Ölü sayısı bilinmiyor ama ölenlerin içinde şeytanlarında olduğuna kesin olarak eminiz Tamam.
Üçüncü bir anons daha geldi.
Dikkat Dikkat Patlamanın olduğu bölgenin yakınlarında 1 altın güneş kurdu ve 1 pigme savaşçı kuzeydoğu yönüne doğru uçan bir şeytanı yerden takip ediyorlar. Tamam
- çabuk kuzeydoğuya yönel asker.
- Emredersiniz Komutanım.
Elime telsizi aldım
- Dikkat Dikkat tüm birimler ben Korgeneral Hüseyin Kaplan Pigme savaşçıya derhal bütün gücünüzle destek olun. Olay yerlerine zırhlı araçlarla intikal edilsin 14. Bölgeyi merkez alarak 3 kilometre çapındaki alanda kırmızı kod ilan ediyorum . Tamam
Kuzeydoğuya doğru uçarken havadaki bir şeytanın mermi yağmuruna tutulduğunu gördüm
- Daha hızlı savaş bitmeden yetişelim.
- Emredersiniz Komutanım.
Olay yerine vardığımda pigme savaşçı ve altın güneş kurdu çoktan gitmişti.
- Dikkat Dikkat Ben Korgeneral Hüseyin Kaplan. ikinci bir emre kadar Tüm şehirde olağanüstü hal ilan ediyorum. Her bölgenin merkez caddesinde zırhlı araçlar konuşlansın.
Hastanelerde,Okullarda, ve sarayda üst düzey askeri önlem alınmasını istiyorum. 30 dakika içinde tüm üst düzey yetkili subayları şehrin askeri komuta merkezinde hazır görmek istiyorum Tamam.
----
Maceracılar locasının karşısındaki lokantada 20 dakikadır Doruk amcanın gelmesini bekliyorum.
1 tane acısız dürüm yedim ve 4 altın istediler resmen kazık. Ben sıkıntıdan patlarken 2 zırhlı araç maceracılar locasının önüne geldi ve anons geçmeye başladı.
- Dikkat Dikkat Korgerenal Hüseyin Kaplan ikinci bir emre kadar tüm şehirde olağan üstü hal ilan etmiştir.
Lütfen evlerinize veya konakladığınız binalara dönün.
Daha fazla bilgi için şehrin resmi televizyon kanalı Kanal Reysay'ı takipte kalın.
Ansonstan sonra bir polis yanıma geldi.
- Ailen nerde çocuk eve kendin dönebilir misin? Korkuyorsan veya yolu bilmiyorsan biz bırakalım seni
Anladın mı?
- Doruk amca maceracılar loncasına girdi onun çıkmasını bekliyorum.
- Anladım Kerim gel buraya gel
- Emredin başçavuşum
- Al bu çocuğu beraber maceracılar locasında amcasını bulun. bulamazsan evine götür anladın mı?
- Anladım başçavuşum
- Rahat asker. Aferin hadi ne duruyon çabuk çabuk bak süre tutucam 1 dakika geç gel 2 gün nöbettesin haberin olsun.
- Emredersin başçavuşum.
Ayağa kalktım Kerim'in yanında durdum.
- Hadi abi daha eve gidicez.
Dedim ve sırtından itekledim. Sonunda loncanın içini görebilecem.
Içeri girdik.
Resepsiyona doğru yürüdük etrafta ancak bir RPG'de görebileceğiniz karakterler vardı. Resepsiyon görevlisi bile çok güzel bir kadın ve gülümsemesiyle parıldıyor.
- Iyi günler bu çocuğun amcası burdaymış. Amcanın adı neydi çocuk?
- Doruk maceracı değil kendisi tüccardır.
- 3. Katta A rütbeli maceracı Büşra ile görüşüyor. Haber etmemi ister misiniz ?
- Lütfen haber verin bu çocuğu kendisine teslim etmem gerekiyor.
Resepsiyonist eline kablolu bir telefon aldı ve arama yaptı. Biraz telefonda konuştu ama ben göremedim ve duyamadım konuştuğu sırada bir sandalyeye oturdu. boyum ufaklığı beni sinir ediyor.
- Asker abi beni şuraya oturtur musun?
Deyip elimle önümde bana engel olan masayı gösterdim.
- Olmaz uslu dur.
- Hadi ama nolcak
- Olmaz dedim.
- beni oraya çıkartmazsan seni yere yapıştırırım.
- hahaha tamam tamam büyüde öyle gel.
Kolundan tutup çektim dengesi bozuldu sonra kolunu kıvırdım ve yere düşürdüm. Bir daha kolunu kıvırdım ama bu sefer arkasına doğru
- Beni masaya oturtsaydın bunlar başına gelmezdi.
Kendim zıplayabilirdim ama ne zaman birşeyin üstüne zıplasam kırılıyor ve ufak parçalara ayrılıyor.
- Bırak tamam bırak yapıcam tamam mı bırak.
O sırada arkamdan Doruk amca geldi.
- Fatih asker abinle güreş oyununu oynamamalısın kavga sanılıp aleyhinde dava açılabilir.
- Tamam Doruk amca
Aşağı tek başına indi.
- Hadi gidelim Fatih işimiz bitti.
- Tamam Doruk amca işin olmadı mı?
- Olmadı.
- Anladım.
Eve geri döndük Kıvrık hala yaralı duruyordu. Amcam Kıvrık'ın yaralarına pansuman yaptı. Yemek falan yedik. 10 saat sonra Kıvrık'ın yaraları kapandı.
- Canın fullendi mi?
Havlayarak evet der gibi cevap verdi.
Hava kararmıştı. Herkesin yatmasını bekledim sonra Kıvrık'la dışarı çıktık.
Bu sefer daha dikkatli olacağız. Şeytanları avlamasam daha iyi olur diye düşündüm ama anılarımdaki ana hikaye görevlerini yapmadan oyunlarda ilerleyemiyorsun. Burası gerçek hayat ama gidişat aynı gibi. Bunu bir oyun olarak düşünmek daha iyi gibi kafam daha rahat ama Kıvrık ölürse kötü olur. Para biriktirip güçlü bir hayvan alsam iyi olur. Bir dakika ben araştırıp gidip kendim avlasam parada kaybetmem. Ben düşünürken Kıvrık elimi yaladı ona doğru baktım.
Baktığımı görünce havlayarak koşmaya başladı. Peşine düştüm şeytan kokusu aldığını anladım.
- Kıvrık dur etrafta çok asker var gizlenerek gidelim.
Öne ben geçtim gittiğimiz yön bu şehrin soylularının olduğu bölgeydi.
Kıvrık büyük bir malikeneye doğru hırladı.
- Biraz bekle gözlemleyelim.
Dün önce 23 sonra 13 düşman gitti.
32 tane kaldı. Bir plan düşünmüş olmalılar. Bende birşeyler düşünmeliyim. Şeytanlardan birini avlayıp . Malikenin dış kapısına bıraksam askerler bu malikaneyi sararlarsa ne olur acaba. Hemen saldırmazlar bence burası bir soylunun evi olduğundan önce araştıracaklardır ve bende o zaman yardım ederim.
- Kıvrık gel içeri sızıyoruz.
Malikânenin camlarına bakındım hepsi kapalıydı. Ama ikinci kattaki bir camda ufacık bir aralıktan biri dışarıyı gözlediğini fark ettim. Üçüncü kattaki bir camı kıracaktım ki Kıvrık hırladı. Malikânenin arka bahçesinde 2 kişi kazı yapıyordu.
- Şeytan kokusu varsa bana bırak ben öldüreyim.
Bir daha hırladı bende yerden aldığım bir küreği mızrak fırlatır gibi fırlattım ama ıskaladım. Onlar tepki verene kadar birini göğsüne yumruk atarak öldürdüm. Diğeri bana vurmaya çalıştı ama onun vuruşu bana gelene kadar onu tekmeledim oda öldü.
Ikisinide üst üste el arabasına koydum. Ama el arabasını sürmek yerine kafamın üstünde malikânenin dışına taşıdım. Ölü cesetler insan gibi görünüyordu fakat kanları yeşildi.
Birini 2 sokak ötede ki zırhlı araçların oraya fırlattım diğerini malikânenin önünden bir araç geçerken atarım diye düşündüm. Beklemeye karar verdim.
----
- Pilot Binbaşı Mustafa helikopteri hazırlayın ekselansları fazladan koruma istiyor. Yanına 2 bölük asker al ve Sarayın korumalarına katılın.
- Emredersiniz Komutanım.
Tak tak tak
- Gel
- Komutanım Bir şeytan cesedi 3 bölgedeki zırhlı araçların yanına atılmış. Bölgedeki askerler demirlerinizi bekliyor.
- Mustafa sen sana emredileni yap. Binbaşı Kemallettin zırhlı araçlar ve 3 bölük askerle bölgeye intikal edin. Operasyonun yönetimi sende pigme savaşçı görünürse yönetimi ben devralacağım. Pigme savaşçı ve güneş kurdu görünürse onların savaşlarına engel olmayın. Güvenli mesafeden takipte kalın.
Hemen komuta merkezinden ayrılıp ile bölgeye intikal ettim.
----
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıyametin Dengesi
Ciencia FicciónBenim gibi bir bilimkurgu severin hayal ettiği bir hikaye Edebiyattan anlamam ama umarım hayalimdeki evrenin hikayesini seversiniz