Mektubu açtığım o an sonsuz ömrüne rağmen ölecekmişim gibi hissediyorum.Çünkü okuduğum şu birkaç kelime hiç hoşuma gitmiyor. Evet, sadece birkaç kelime ama bana kilometrelerce koşmuşum kadar yorucu geliyor, kaybolmuşum gibi sıkılıyor benliğim.
"Do Kyungsoo'nun kayıp bir yeni yıl dileği varmış." yazıyor mektupta.
"Do Kyungsoo'nun kayıp bir yeni yıl dileği varmış. O dileği sen almışsın."
Sayfanın arkasını çeviriyorum, "Hemen gelmen lazım."Yıkılan bir şeyler var bir yerlerde, titreşimini hissedebiliyorum. Kyungsoo yüzümdeki ifadeyi görünce yüzündeki gülümseme soluyor, kendimden nefret ediyorum çünkü onu endişelendiriyorum. Kendimden nefret ediyorum çünkü onu üzeceğim.
Gülümsemeye çalışıyorum. Minseok'a bakmamaya çalışıyorum. "Üstümü değiştirmem ve hemen çıkmam gerek. Acil durum." diyorum zarfına yerleştirdiğim mektubu kaldırarak. "Üstlerden."
Kyungsoo ayağa kalkıp önüme geçiyor, Minseok ile tam aramda duruyor onu korumak ister gibi. Gözlerim doluyor onun bu sahiplenişi karşısında. Ellerini omzuma koyuyor. Ben benim sınırlarımı hem de kendininkileri aşıyor. "Sorun ne?"
Başımı sallıyorum.
Minseok, "Baba, sorun ne?" diye soruyor.
"Başım belada değil. Ben gelene kadar birlikte güzelce vakit geçirin ve bana kurabiye yapabilirsiniz, asla hayır demem. Döneceğimen kısa zamanda tamam mı?"
Üzerimi değiştirmeye odaya geçiyorum, ikisi de peşim sıra odaya geliyor.
"Beyler," diyorum kaşlarımı kaldırarak, "soyunacağım." Kyungsoo kızararak bakışlarını kaçırıyor."Yılın en yoğun günlerindeyiz. Gitmem gerek. Meraklanacak bir şey yok."
Minseok uzanıp Kyungsoo'nun elini tutuyor. "Babam doğru söylüyor, endişelenme." diyor. Kyungsoo ona bakıyor, sol eli ile onun saçlarını düzeltiyor. "Senenin bu günleri sürekli babam böyle birden gitmek zorunda kalıyor, normal bu."
Kyungsoo başını sallıyor, Minseok'a gülümseyerek. Sonra onu yarım kalan kahvaltısını bitirmesi için mutfağa yolluyor. Birkaç adımda yanıma geliyor.
"Sorun ben miyim?" diyor. Islak ıslak bakıyor bana. "Tabii ki de benim, zaten her şeyin bu kadar yolunda gitmesi garipti. Sizden ayrılacak mıyım?""Hayır." diyorum ona, onu kendime yaslıyorum ve yanaklarını avuçlarım arasına alıyorum. "Hayır, böyle düşünme. Sen istemediğin sürece ayrılmayacağız. Asla. Biz seni bırakmayız."
"Aileyiz?" diye soruyor.
"Aileyiz." diyorum ona beklemeden. "Sorun sen değilsin Kyungsoo, ben sana sorun olmaktan korkuyorum. Normal bir işim yok malum."
"Evet, Noel Company'den haz etmiyorum doğru, ama bu senin suçun değil." Kıkırdıyor.
"Neden?"
Omuz silkiyor, "Boşver."Bu 'boşver' başımıza gelenle bir alakası olmasından korkuyorum. Ama üstleyemem.
"Bir sorun yok, bana inan ve Minseok ile güzel bir gün geçirin olur mu? En kısa zamanda geleceğim ben."
Alnına dudaklarımı yaslıyorum. Öpemiyorum ama bu sefer. Dudaklarımı alnından çekmeden, "Buna hakkım var mı?" diye soruyorum. Belime kollarını sarıyor. "Sabahtan beri öpüşüyoruz." diyor. "Sence buna hakkın var mı?"
Kollarımı omuzlarına indirip, onu sarıyorum sıkıca. "Öpme haklarımı bitirdiğimi mi ima ediyorsun?" diyorum onunla oyun oynamak için.
"Eğer hak kazanmak istiyorsan yapman gereken bir şey var." diyor.
"Hemen," diyorum gülümseyen sesimle, "sana Kaf Dağından çiçek bile getiririm."
"Etkileyici ama hayır, ben daha hoşuma gidecek bir şey biliyorum." diyor.
Başını geri çekiyor, göz göze gelmemizi sağlıyor. "Nedir o?" diye soruyorum.
"Beni öp." diyor.
Öyle tatlı ki, içime dolan her sıkıntıyı temizliyor sanki. Hala oradalar ama Kyungsoo yanımdayken o kadar da can sıkıcı değiller.
Onu öpüyorum, kısaca. Ama umuyorum ki anlatmak istediklerimi anlatacak bir öpücüktür. Söyleyemiyorum ama, onu ne kadar çok yanımda istediğimi bilsin istiyorum, benden nefret etmemesi gerektiğini anlatmak istiyorum.
Çünkü Do Kyungsoo'nun dileği kayıp. Ve onun dileğini ben aldım. Do Kyungsoo'nun bunca senelik siniri, üzüntüsü, yorgunluğu ben onun dileğini aldım diye. Çünkü ben onun dileğini alınca, yanlış kişiye ulaşmış olsa da o dilek yerine getirilmiş sayılıyor. Dilek yerine getirilmiş sayıldığı için Do Kyungsoo dileğine kavuşamıyor ama bu sistemde gözükmüyor.
Milyonlarca insana sorunsuz hizmet veren sistemimiz söz konusu benim sevimli Do Kyungsoo'm olunca arıza veriyor. Do Kyungsoo dileğine kavuşamıyor, bunu defalarca söylüyor ama ben bir aptal olduğumdan sistem ne derse onu yapıyorum. Do Kyungsoo'yu anlamıyorum. Ona dileğini veremiyorum Noel Baba olarak.
Hatta onun dileğine ulaşamama sebebi de benim.
Minseok yapacaklarım listesini her zaman özenle düzenliyor, eğri büğrü yazısı ile. Her maddenin başına kalpler koyuyor. Sevgimizi her zaman hatırlayalım diye. Minseok benim neredeyse sekiz yıl önceki dileğim.
İlk ve son dileğim. Hakkım olmamasına rağmen almış olduğum hediyem. Benim güzel oğlum.
Ben Kyungsoo'nun dilek hırsızıyım. Sistemdeki hatayım. Kyungsoo'nun hayatındaki en büyük hediyeden mahrum olmasının sebebiyim.
Ve benim oğlum Minseok aslında benim dileğim değil. Bana gelmiş bir hediye ama benim hediyem değil.
Minseok, Kyungsoo'nun sekiz sene önceki dileği.
Minseok Kyungsoo'nun kavuşamadığı yuvası.
Kyungsoo'nun gözlerinin içine bakıyorum. Onun gözlerinde kendimi görüyorum, paramparça bakıyorum, paramparça görünüyorum. Kendimi hiç böyle görmemiştim, kendimi hiç böyle hissetmemiştim. Ben çaresiz hiç çaresiz kalmamıştım.
Gözlerimi kapatıyorum. Arkamı dönüp, odada gözden kaybolmadan hemen önce ona sıkıca sarılıyorum. "Lanet olsun, ben ikinizden ayrılamam. Asla olmaz." diye fısıldıyorum.
Kıkırdıyor. "İşe gidiyorsun, nükleer savaşa değil." diyor. "Hemen geri döneceksin hem."
"Döneceğim." diyorum. "Burada olacak mısınız?"
"Burada olmayız, salonda oluruz büyük ihtimak." diyor beni rahatlamak için.
Ben gülmeyince, başını göğsüme yaslıyor, "Şaka yapmak konusunda pek iyi değilim ha?"
"Muhteşemsin." diyorum ona. "Söz ver beni bekleyeceğinize."
"Söz." diyor. "Biz aileyiz. Senden gitmeyiz."
Onu alnından öpüyorum. "Gitmeyin bir yere." diyorum. Arkamı dönüyorum ve ödemem gereken hesapla yüzleşmeye gidiyorum.
*******
Merhabaaaaaa, nasılsınız?Hiç cevap verilmeyen sorular sormaktan vazgeçmiyorum görüldüğü üzere.
Nasıl gidiyor kurgu? Hoşnut musunuz gidişattan? Neredeyse 1K oldu benim bebeğim, tebrik ediyorum canım kurgumu. Çok yaşa Noel Baba Jongin, minik Minseok ve alemlerin güzeli Do Kyungsoo-şi.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Gölge,
23.01.2020
12.31Ocak da bitti...
Karbonmonoksitt nerdesin hııı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
What I Want for Christmas "kaisoo
Fiksi Penggemar"Bindiğin alametin seni nereye götüreceği değil o alamete binip binemediğin önemli. Bir kere bunu seçmeye güç yetirebildiysen yeniden ve yeniden bambaşka alametlere binebilirsin. Önemli olan o yumurtayı kırma cesaretini, yüzsüzlüğünü, merhametsizliğ...