Gerçekten korkmaya başlamıştım böyle davranmak zorundamıydı onu reddettiğimde bu konuyu kapatması gerekmezmiydi bunu kendimden çok emre için düşündüm...
Nefeslerimiz birbirine karışırken kalbim sanki göğsümden fırlayacakmış gibi çarpıyordu ev sıcaktı fakat ellerim buz kesilmişti gerçekten çok ileri gidiyordu boş bir ana denk gelince kaçtım hemen yukarıya doğru hızlı adımlarla çıkmaya başladım peşimden gelmiyordu bu biraz rahatlamama sebep olmuştu odaya girer girmez kapıyı sertçe kapadım ve hemen kilitledim sırtımı kapıya yasladım bir an yere doğru kaydığımı hissettim kendime engel olamadım ve yere çöktüm ağlamak istemiyordum ama pek de doğal bir durum değildi şu an ihtiyacım olan tek şey uykuydu
Yatağa gömüldüm yorganı tepeme kadar çektim başarbilirsem uyumak istiyordum fakat diken üstünde gibiydim emre daha da ileri gidermiydi başka ne yapabilirdi ki saçmaladığımı hissettim düsüncelerimi susturmayı başardığımı umdum fakat sadece yön değiştirmişti
Piç kurusu Tek söylediği buydu kimdi bu çağlaya neden zarar vermişti çağla onu tanıyor olmalıydı kapıyı açtığında burada ne işi olduğunu sormuştu işin garibi neden ozanın bilmesini istemiyordu banada hiçbirşey anlatmamıştı oysa benimle herşeyini paylaşırdı bu farklı bir konuydu
Düşünceler kafamın içinde dönüp duruyordu ama gerçekten yorgundum göz kapaklarım daha fazla dayanamadı ve sanki eriyip yok oldular...
Derin ve doyasıya bir uyku çekmiştim ama uyku çok tatlıydı ve her zaman daha fazlasını isterdim ama beni rahat bırakmamakta ısrar eden sesler duyuyordum bunlar tanıdık seslerdi "melis uyan ve kapıyı aç artık "bu çağlanın sesiydi oldukca endişeli geliyordu her ne kadar istemesemde yataktan çıkıp kapıyı açmaya gittim
"Seni kaltak orusbu" çağlanın öfkeli sesi yüzüme tokat gibi çarptı peki ama derdi neydi bu kızın "hey noluyor "çıkışarak cevap verdim "burda kapıyı kırıyorum ama senin gibi kaltak cevap verme zahmetinde bile bulunmuyor" belkide haklıydı ama olsun "bana kaltak demeyi kes uyuyordum işte" gayet doğal bir cevap verdim çağla gözlerini kısarak baygın baygın bakıyordu "seni bu kadar telaşlandıran ne?"
Bu kadar paniklemesi doğalmıydı bence fazla bir panik vardı ortam baya gergindi tam anlamıyla olmasa da tartışıyorduk ve çağlanın benden bişey saklıyor gibi bir hali vardı "sadece merak ettim" merak etmişti evet ama gereksiz bir merakdı bu "bu kadar fazla merak edmeni sağlayacak sorun ne? " bişeyler vardı eninde sonunda öğrenecektim uzatmadan anlatsada beni yormasa bari ama çağla işte bu illa uğraştıracak "sorun falan yok ya "dedi beni başından savmak istediği belliydi ama buna izin vermeyecektim elbette"bilmem gereken birşeyler var hissediyorum"dedim.
"Bana anlat,lütfen"
bu sefer daha masum görünmeye çalıştım ama bunun nedeni tek merak değildi çağla bana daha önce hiç yalan söylememişti ki yada birşey saklamadı benden başka bir sorun vardı ve bu onu rahatsız ediyordu gözlerimin içine her baktığında endişe,korku,öfke ve sinir hissediyordum bunların nedenini bilmem gerekmezmiydi?"Melis aslında"itiraf edecek gibi başladı ama sonra gözlerini kaçırdı, vazgeçmişti peki ama neden?
Onu bu kadar kıvrandıran şey neydi?
"Evet devam et"
"Yok bişey" maalesef evet vazgeçmişti bu kız tamamen bir karın ağrısıydı kıçımı zorlamam gerekiyordu illa bir taraflarımı yırtmalıydım demi bana kolay lokma yoktuArkadan emrenin geldiğini görünce kulağına eğilip fısıldadım "eninde sonunda öğrenicem"
Emreye doğru ilerledim bir an duraksadım ama dün geceyi unutmak en mantıklısıydı devam ettim emrenin yanından geçerek banyoya yöneldim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Adam
AventuraKaranlık ona yakışabilecek en aydınlık kavramdı belkide. Koyu kahverengi gözleri onun tek aydınlığıydı. Ay ışığı kadar güzel olan genç kız da en az onun kadar karanlıktı aslında. Derin, Melis için karanlığa gömülürken. Melis'i kurtarmaya and içmişti...