"Madem bu benim kaderim, kabul ediyorum sizinle geleceğim."
Marinette Dupain-Cheng
Çok şaşırmıştı. Bana sarıldı. İlk başta şaşırdım ama yine de karşılık verdim. Kendini geri çekti.
"Çok, çok özür dilerim majesteleri."
"Tamam mühim değil. Ee gitmiyor muyuz?"
Gülümsedi.
"Hadi gidelim."
"Üzerimi değiştirip geliyorum hemen." Dedim ve odama yöneldim.
"Bekliyorum."
Dolabımın karşısına geçtim ve birkaç şey aldım. "Giyelim bakalım."
Evi son kez kontrol ettikten sonra kilitledim. Apartmandan aşağı indik.
"Çok güzelsiniz majeste. Anneniz de gençliğinde sizin gibiydi."
Gülümsedim. Ben doğduğumda ölmüştü.
Keşke bir kez olsun görebilseydim onu..
Diye geçirdim içimden.
Yolda yürümeye başladık. Sürekli ara sokaklara giriyorduk.
"Yanlış anlamazsanız size bir soru sorabilir miyim?"
"Tabii ki."
"Nereye gittiğimizi tam olarak biliyor musunuz?"
"Umm, hayır."
Şaşırmıştım. Bu halime güldü.
"Şunu unutma; yolu bulma, yolu yarat."
Bu ne demekti ki şimdi?
"Bu ne demek?"
"Az sonra anlayacaksınız. Sabırlı olun."
'Hadi amaaa cidden mi?' bakışları fırlattım. Güldü.
"Aynı annenize benziyorsunuz."
Acaba annem nasıl bir kadındı...
{**}
Sonunda durduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak - Miraculous
Fanfiction❦ Tamamlandı ❦ ↬Hayran Kurgu. Yıllar yıllar önce, bir rivayet bulunmuştu saklı dehlizin dibinde. "4 büyük varis gelecek, Yasakları delecek, Güneş, Ay, Rüzgar, Bulut, İmkansızı unut..." Büyük bilgeler uzun uğraşlar sonucu bu rivayeti çözdüler ama, o...