☘️13☘️

6.5K 402 256
                                    

Dün yeni evimize gelmiştik onunla. Açıkcası ev hayal ettiğimden bile daha ihtişamlıydı.

Krem rengi duvarlarına iç açıcı tablolar asılmış, bazı bölümlere ahşaptan yapılma eşyalar vardı. Ve bir çok şey daha.

Evde 2 oda vardı. Birisi onun biriside benim içindi.

Birde anlamlandıramadığım kilitli bir oda. Sanırım 'senin için özel' dediği şey bu odanın içindeydi.

Merdivenleri yavaşca indim ve, mutfağa ulaştım. Mutfak, gri-beyaz tonlarında inşa edilmişti.

Ve fazla yüksek rafları yoktu.

Birde hizmetçimiz vardı ismide myung-dae idi. Kendisi 40 yaşlarında bir hanım efendiydi. Sıcak bir gülümsemeside vardı ayrıca.

Birde evin dışında bekleyen korumalar.

Elimdeki romeo ile juliet kitabını aldım ve bahçede bulunan salıncağa yatar bir biçimde oturup, kendimi sallamaya başladım.

Hafif tatlı meltem ortalığı sarıyordu ve bu, güzel hissettiriyordu.

"Lisa hanım, size bir çay yapmamı istermisiniz?" diye bir ses duyduğumda sıçramıştım.

"Ah, üzgünüm amacım sizi korkutmak değildi."

"Tamam, tamam. Sorun değil ve çay isterim."

Dediğimde gülümsedi ve mutfağa doğru ilerledi. Ben ise, rüzgardan uçuşan saçlarımı kulağımın arkasına sokup  telefonumu elime aldım.

                      Şey... evdeki kilitli
                       oda da neyin nesi?
                    
                                                
senin için özel olan orada lisa.
Ve sakın benden anahtarının
nerede olduğunu sorayım deme.
Ayrıca, jisoo ve jin'i ara bu akşam
bize gelsinler.

                              Tamam, ararım.

Derin bir nefes verdim ve, telefonumdan jisoo unniemin numarasını tuşladım.

"Alo?"

"Ah, unnie nasılsın?"

"İyiyim güzelim sen nasılsın?"

"Bende iyiyim. Şey, bu akşam bize yemeğe gelebilirmisiniz?"

"Ah, tabikide gelebiliriz."

"Unnie, bana baloda demediğin şeyi ne zaman diyeceksin?"

"Yakında söyleyeceğim lisa. Şimdi kapatmam gerek görüşürüz."

"Görüşürüz."

Aramayı sonlandırdıktan sonra, derin bir nefes aldım ve kafamı salıncağın demirine yasladım.

Çok sıkılmıştım. Acaba dışarı çıksam bana kızarmıydı? Daha fazla düşünmek istemiyorum. Hızlıca kitabımı salıncağın üzerine bıraktım ve, üzerime siyah ceketimi giyerek ve kimse ile muhattap olmayarak evden ayrıldım.

Öylesine saatlerce yürümüştüm. Öyleki, saat 5 olmuş ve ben eve geri dönmeye karar vermiştim.

Evin içeri girer girmez içeride sinirli bir jungkook beklemiyordum. Yutkundum.

"Neredeydin sen?!" dediğinde tam karşımda durmuş, dişini sıkmış ve kolumu acıtacak bir biçimde tutmuştu .

"D-Dolaştım."

"Dolaştın mı?! neden yanına koruma almayıp dışarı çıkıyorsun ha?!"

"U-Unuttum."

"Unut muş muş yalan söyleme lisa! madem unuttun telefonun neden kapalı ha?! bunun ne anlama geldiğinin farkında mısın?!"

SİLVER ☘️ LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin