Şehir Hayatı 6

3 0 0
                                    

Büyücü kulesine geldik. Ne büyücü kulesiymiş arkadaş bildiğin gökdelen.
Resepsiyon masasına geldik.
- Antrenman hocalarından Kerem beyle görüşecektik.
- Önce ziyaretçi formunu doldurun lütfen. Çocuk için ayrıyetten form doldurmanıza gerek yok. Açıklamaya yanımda şu adlı bir çocuk var diye yazmanız yeterli.
Doruk amca formu doldurup resepsiyondaki görevliye verdi.
- K numaralı asansörle 56 numaralı kata çıkınız lütfen.
- Tamam teşekkürler.
- Oha kaç tane asansör var.
- asansöre şaşırmadın kaç tane olduğuna mı şaşırdın.
- 1 aydır burdayım şaşırmamış olmam normal değil mi?
- Öyle olsun sana ve yaptıklarına akıl erdiremiyorum zaten benim için tam bir muammasın.
- Öylede kalsın zaten. Hadi gidelim Doruk amca.
Asansörde sıra vardı. 5 dakika bekledikten sonra asansöre binebildik. Herkes bir numaraya bastı. Canım çekti bende birine bastım. Bastığım kata geldiğimizde biri indi. Aha şansa bak. Bende boş boş birbirlerine bakarlar diye düşünmüştüm. Bizim kata geldik ve indik. Dinçer ve birkaç çocuk ilerideki
Tahta Hedeflere ateş ediyordu. Bizi fark etmediler. Arkalarında onlara yanlış yaptıklarını söyleyen bir adam vardı. Hepsi aynı büyüyü yapıyordu.
- Kolay gelsin, Kerem hocam.
- Hoşgeldiniz Doruk bey, çocuklar bugün 1 saat fazladan duracaklar.
- Tamam onu biliyorum ben başka birşey için geldim. Bu yanımdaki çocukla alakalı.
- Anladım buyrun ofisime geçelim.
Ofise geçtik.
- Söyle bakalım çocuk yeni büyücü adayımız sen misin?
- Hayır.
- Bu çocuk büyü direnci kasmak istiyor erkenden başlarsa büyüyünce daha fazla büyü direnci olur. En azından yarı zamanlı olsa ona bile razı olacaktır.
- Anladım ama biliyorsun 14 yaşından küçükler için yasak olduğunu herkes biliyor.
- Evet ama kendisi bu yaşta herşeye dayanacak güçte. Isterseniz dışarda alıştırma yapan çocuklarla bir deneme yapabilirsiniz.
- Bu çocuk senin gayrı meşru çocuğun mu?
- Hayır bu çocukla akrabalığım bile yok.
- O zaman neden bu kadar yardım etmek istiyorsun?
- Benim köyümü biliyorsun isimsiz olan köylerden biri. Bizim köyün büyükleri bu çocuk okusun diye bana yardım ettikleri gibi yardım ediyorlar.
Ben tüccar oldum ama bu çocuğun çok güçlü bir savaşçı olacağını onu tanıyan herkes biliyor. O yüzden para engeline takılana kadar yapabileceğim şeyleri yapmak istiyorum. Bu çocuğa para vermeseniz de hayır diyemeyiz.
- Anladım o zaman onu ben işe alacağım ama vereceğim işi başkalarına bahsetmesi durumunda hayatı tehlikeye girer. Sizin hayatınız da dolaylı yoldan tehlikeye girer.
- Fatih işi istiyor musun?
- Evet anladım. Kimseye bahsetmeyeceğim yoksa ölürüm.
- Doruk bey bundan Dinçer'e bahsetmeyelim dememe gerek yok herhalde.
- Dinçer'in Bu olayla alakası yok tabi ki bilmesine gerek yok.
- Peki Doruk bey size güveniyorum. Akşam 9 gibi alırım çocuğu. Yanında gelecek misin?
- Fatih bende geleyim mi?
- Gerek yok. Tek başına hallederim.
- Tamam o zaman biz gidelim.
Asansöre doğru gittik. Doruk amca bağırdı.
- Dinçer Seni bekleyelim mi?
- Baba ne oldu neden geldiniz?
- Fatih'e iş arıyoruz. Seni almaya gelmişken hocana soralım dedik. bakalım belki Fatih'e bir iş buluruz.
- Tamam baba anladım.
- Seni bekleyelim mi ? Yoksa arkadaşlarınla mı gezeceksin?
- Siz gidin ben akşam yemeğine yetişirim.
- Tamam akşama görüşürüz.
- Görüşürüz dinçer abi.
Eve gittim, Akşam oldu, Yemekler yendi, ve saat 9 oldu. Meraktan ve beklemekten yerimde duramadım.
Sağ sola gittim gittim durdum sonra biri avluya girdi.
- Iyi akşamlar Fatih burdaysa biz hemen çıkalım acelemiz var.
- Burdayım.
- Hadi arabaya binde gidelim.
- Iyi akşamlar herkese.
Biz yola çıktık.
- Diğerleri sorarsa nasıl bir işte çalıştığımı söyleyeyim?
- Getir götürcü dersin.
- okkeyy
- O ne be hangi dili konuştun.
- Ha şey bende bilmiyorum pazarda adamın biri 'tamam' anlamında durmadan diyordu.
- Anladım bak sana ne diyecem. Gideceğimiz yerde seni canlı hedef olarak kullanmak isteyen kişi bir soylunun çocuğu bu yüzden sakın ona karşı saygısızlık yapma anladın mı?
- Anladım ama ben daha önce bir soyluyla konuşmadım nasıl konuşulacağını bilmiyorum. Geçen gece şeytanların bulunduğu malikânenin yakınlarında başka bir malikâneye geldik. Arabayı kapının önünde durdurdu. Ve zili çalıp geri geldi. 2 dakika sonra bir hizmetçi gelip kapıyı açtı. Içeri arabayla girdik.
Malikânenin önüne geldik ve indik. Anahtarı bir hizmetçiye teslim etti sanırım bir valelik yapıyordu. Kapıda bekleyen hizmetçi bizi içeri aldı ve onu takip ettik. 2. Katta büyük bir odaya geldik. Içerde bir yaşlı soylu, bir küçük kız birde soylu adamın yanında ayakta duran takım elbiseli biri vardı.
- İyi akşamlar efendi Mahmut Tayfun ve bayan Buse Tayfun. Selam ver Fatih.
Onun yaptığının aynısını yaptım.
- Kerem hoşgeldin bu sefer niye bir çocuk getirdin biliyorsun torunum güçlüdür. Zavallı çocuğun ölmesinden korkarım. Torunum bu yaşta birini öldürmemeli.
Soylu Konuşurken yaklaştık.
- Efendim bu çocuk bu yaşta günde 2 saat normal bir yetişkine göre daha ağır olan antrenman yapıyor. Ayrıca buraya büyü direnci kazanmak için geldi. Efendim Torununuzun Güçlü olduğuna eminim ama bu çocuğu öldürmesi için çok çalışması lazım.
- Anlıyorum Buse saldır bakalım.
Büyülü sözler söyledi ve bana ateş topu attı. Büyüyü elimle karşıladım. Canımın azaldığını görmedim.
- Eli bile yanmadı. Bu çocuk için az söylemişsin.
- Kâhya antrenman sahasına gidin Buse'nin yanından ayrılma.
Manası bitene kadar bana çeşitli büyüler attı durdu. Sonra mavi bir su içti ve büyü atmaya devam etti. Bir yandan bağlandığım koltuk beni iyileştiriyor. Koltuk olmasada benim canım kendiliğinden yenilenirdi. Okullar başlayana kadar hergün 3 saat bana büyü attı. Son gün 1 saat erken gittim. Soylu bu sefer biriyle dövüşmemi istedi. Bana doğru tahta kılıç attı.
- Savaşın.
- Emredersiniz.
Boksör duruşu aldım.
Karşımdaki parlak zırhlı adam saldıraya geçti. Kılıcını savurdu bende boyum küçük olduğuna kaçmam kolay oldu. Kılıç kolunu tuttum ve kıvırdım ve Kılıç düştü sonra adamı yere bastırdım düşen kılıcı boynuna doğru tuttum.
- Bu kadar yeter. Sen dışarı çık.
Zırhlı adam odadan dışarı çıktı. Soylu bana döndü. 5 dakika boyunca sadece baktı. Ne istiyorsun ihtiyar sinir oldum ya.
- Kızımın okuldaki koruması olmanı istiyorum. Sadece okuldayken onun yanından ayrılmayacaksın, koruyacaksın ve onun yanına erkek yaklaştırmayacaksın. Yaklaşanları önce uyaracaksın sonra az önce yaptığın gibi engelleyeceksin. Karşılık olarak aylık 2000 altın alacaksın. Üstelik senin sıkı antrenman yapman için şövalyelerin antrenman sahasına gidebilmeni sağlayan belge ayarladım. Başka birşey ister misin?
- Ben köpeğimide okula getireceğim. Izin almak gerekiyormuş.
- Tamam başka.
- Dirseğime kadar zırhlı eldiven istiyorum keskin aletleri engellemek için Buse hanımı koruyacaksam kaçınma yapmamam lazım.
- Tamamdır buda son isteğin olsun.
Dedi ve kapıya doğru bağırdı.
- Kâhya yüzüğü getir.
Yastık üstündeki bir kırmızı yüzükle kâhya geldi.
- Bu yüzük boyutsal büyü içeriyor. Içerisinde Torunum için gerekli giysiler ve iksirler var. kısacası gerekli olacağını düşündüğüm herşey var.
- Her sabah kızımı alırken takacaksın ve bırakınca teslim edeceksin.
- Teşekkürler efendim.
- Ilk hafta boyunca yanında biri seni gözlemleyecek. Az önce yendiğin eziği gönderirim büyük ihtimal.bu arada yüzüğün içinde geçici kelepçeler var takıldıktan 30 dakika sonra kayboluyorlar. Eğer Bir soyluyla uğraşıyorsan ve torunumla konuşmakta ısrar ediyorsa onları kullanmakta serbestsin.
- Anladım sadece gerekli olduğunda kullanacağım.
- Tamam şimdi git ve torunumu bekle.
- Peki Efendim.
Sabah erkenden malikâneye gittim. Yüzüğü aldım Buse hanımı beklemeye  başladım. 5 dakika bekledikten sonra dün dövüştüğüm adam geldi.
- Günaydın hem okuyup hem çalışacaksın ama önceliğin işin olsun. sınıfa benim girmem yasak. Sınıftayken küçük hanımın tam yanında değilde yakınında otur. Yaklaşan erkek olursa hemen önüne geç. Yaklaşan hoca dahi olsa önüne geç ve şunları söyle 'Küçük Hanımın yanına yaklaşmanıza izin veremem' dinlemezler ise 'geri çekilin yoksa sizi kelepçelerim' diyerek uyarırsın tekrar dinlemezlerse sonrasında yere yapıştırıp kelepçelersin.
- Anladım.
- Al bunlar istediğin zırhlı eldivenler. Parlak kara çelikten yapılma  ve savunma büyüsü mevcut.
- Iyi saol.
Buse hanım aşağı hizmetçisiyle birlikte indi. Limuzin gibi bir araçla okula gittik. Okulda öğrenciden çok hizmetçi vardı. Sanırım bu okul sadece soylular için neyse bedava okul okumak iyidir.
- Fatih benim yanıma erkek yaklaştırmayacaksın büyükbabam öyle dedi değil mi ?
- Görevim bu korumanızım sonuçta.
- Anladım teşekkürler.
Okul başladı, derslere girdik, ben birkaç kişiyi uyardım. Uyarı yapınca geri çekiliyorlar çünkü o sırada Kıvrık'ta havlıyor. Neyse gel zaman git zaman pek bir şey yaşanmadı. Hayatım çok monoton bir şekilde devam etti.

Kıyametin DengesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin