Kainatı içime almış, kefenini giymiş ormanda bir o yana bir bu yana koşup duruyordum. Nefes nefese kalan bedenime oksijen fazla gelmişti. Dudaklarım hiç kapanmadan derin derin nefesler alıyor, karşımdaki ölü bedene bakıyordum. Bedenime fazla gelen o...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
3.Bölüm; 'Bir Garip Kara Karga'
İki ucu sivri olan bir değneğin soluna doğru canımın delicesine yanacağını bile bile yürüyorum; sonuç her iki yön içinde aynı, ortada durmak ise yalnızca can yakıyor.
Canım alevler içinde cayır cayır yanıyor ama asla küle dönmüyor. Küle dönüp toprağa gömülse belki de geçer acısı diyorum ama her küle dönüşeceği vakit biri çıkıp üzerime bir parça daha odun atıyor. Alevler ölmeme bile izin vermiyorlar.
Kim bu odun parçalarını atan?
"Duydunuz mu Sardal'da olanları?"
O odun parçalarını atan da benim; ölmemek için her an her saniye yeni bir umudu kalbime ekip onu susuz bırakıp öldüren de benim.
"Adeta korku filmi!"
Son umudum Hazer ile bir kez daha arkadaş olabilmek iken bu umudumu kendi ellerimle öldürmüştüm.
"Hangi vicdansız yapar böyle bir şeyi?!"
Lakin Hazer, dün gece bu umudumu toprağın altından bir ceset halinde çıkarıp tekrar diriltmem için bir cümle kurmuştu.
'Sakin ol Pinokyo'
Bana Pinokyo demişti, peki ya o?
"Tüylerim diken diken oldu oğlum!"
Peki ya o, hala benim perimanım mıydı?
"Neyse çocuklar başlayalım mı artık projeye?"
Değildi, bunu iliklerime kadar hissediyor ama kabul etmek istemiyordum. Onsuz geçirdiğim yıllar ruhumu küle çevirmiş, kalbimde asla söndüremeyeceğim dehşetli bir yalım* bırakmıştı. Bu yalım beni mahvetmişti.
Önce gözlerim görmeyi bırakmıştı.
"Sara!"
Daha sonra ellerim eski ölü haline geri dönmüştü.
"Sara!"
Şimdi de onun çok sevdiği saçlarım ölmüştü.
"Sara!"
Onun yokluğu bedenimde ki her bir parçayı yavaşça öldürüyordu. Periman öldürmez, yardım ederdi.
"Sara!"
"Evet."
Girdiğim derin düşünceler nefes nefese kalmamı sağlamış, ellerimin titremesine neden olmuştu.
"Neden cevap vermiyorsun?"
"Dalmışım, özür dilerim."
Mahçup bir şekilde ellerimi saçlarıma dokunmak için başıma doğru götürdüğümde çıplak tenim ile afallamış, ellerimi kucağıma yerleştirmiştim.