16. Bölüm

1K 69 16
                                    

''De ki: "Ey inkârcılar! Ben sizin tapmakta olduğunuz şeylere tapmam. Siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz. Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim banadır."''

Kâfirûn Suresi

______________ _ _ _


''Bitirdin mi?''

Sena, şoför yanı koltuğundan arabayı kullanan yaklaşık iki aylık kocasına baktı. Başını sallayarak onay verdi. Sabah saatleriydi, yoldalardı. Tesbihatını yapmayı şimdi bitirmişti. Fındık toplamak için Mahmut'un bahçesine gidiyorlardı. Araçta ikisinden başka kimse yoktu.

Semih, arabasını kardeşine ödünç vermişti. İkizlere hamile Avzem'in gebeliği zor geçtiğinden bu sene gelememişlerdi. Emine de torununa bakıyor, aynı zamanda gelininin ve kendi ev işlerini yapıyordu. Lale'ler ise, ablasının haremlik-selamlık düğününü ''Terörist Düğünü'' diye alay ederek internete koyan kızlarını, halasından geri almadan karı-koca beraber tatile gitmişti.

Esma, halasından güç bularak bu pervasız kötülüklere cüret ediyordu. Ailesinden aşırı tepki gelince çareyi tek desteğine kaçmakta bulmuştu. Erkek kardeşi, ablasının hiç istemediği Lale'yle evlenmişti. Bunu yıllardır hazmedemeyen kadın, on sekizine yeni basmış, iş bilmez şımarık Esma başına kalınca, soluğu Orhan'ı aramakta bulmuştu. Çalmayan telefona ek olarak, yeğeninin keyifli şekilde, ''Hala, annemler dağ evine tatile gittiler, orada telefon çekmiyor, en az iki hafta rahatız,''  cevabıyla kalakalmıştı. Onunla geçireceği günler ağzını yakacak, bir daha Esma konusunda tek bir kelimeyi dahi üfleyerek edecekti. Hatta adını bile anmayabilirdi.

Elbette tüm bunlardan habersiz olan yeni gelin, radyoda türkü kanalını açan kocasına kaçak bakış attı. Onun araba sürmesinden her zaman etkilenmişti. Normal şekilde elleriyle direksiyonu kavramış, sırtı koltuğa yaslı halde, sakallı yüzü yola dönük duruyordu. Yine de bu sıradan görüntü kadının kalbini hızlandırdı. Yanakları kızarmasın diye başını geçip gittikleri binalara çevirdi.

''Balayı mı adı her neyse, seni ona götürmedim diye beni aksi koca ilan ettiler.''

Sena, merakla ona döndü. Kocasının saçlarını daha dün akşam kendisi beş numaraya tıraş etmişti. Sıcağın altında çalışacağından rahatsız olmasın istemişti. Sevdiği adam insanlar tarafından yanlış anlaşılıyor diye üzüntüyle seslendi.

''Tatil yerine, nasip olursa hac için bu sene kuraya başvuracağımızı, bu yüzden de para biriktirdiğimizi söyleseydin keşke.''

Erdem, sözlerini ciddiye alan sevdiğine kısacık bakıp gülümsedi. Onu Semih'in bazı laflarında bile koruyan kadının gönlünü ferahlattı.

''Bak, böyle her dediğimi üzülecek derecede ciddiye alma. Beni sinir etmek için şakasına hususi sataşıyorlar. Ben de bu yüzden sana takılayım dedim. Bakalım gerçekten aksi biri miyim diye, karımın ağzından duyayım istedim.''

Sena, bir şey söylemeden ilgisini yola çevirdi. Şoförün yüzünü görmese de kaşlarını çattığına emindi. Elektrikçi, onun herhangi bir cevap vermemesiyle yeniden seslendi.

''Çiçek, söylesene aksi biri değilsin kocacığım diye.''

''Ben yalan söyleyemem. Günah.''

Gelin, gülmemek için kendini zor tuttu. Öyle mutluydu ki. Yıllardır hasret kaldığı adam, onunla böyle güzel güzel konuştukça neşesi daha da artıyordu. Allah bozmasın.

''Dur bismillah! Hepi topu daha iki aylık evliyiz. Hangi ara aksiliğimi gördün?''

''Ben senin çocukluğunu bilirim.''

SenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin