Yazım yanlışları için özür dilerim.
Kapıyı kapattım. Elini tutum koşarak aşağı indik. Pastanenin kapısından içeri girdik ve ilk masaya oturduk. "Nüfus cüzdanını aldın demi" dedi emir. "Tabikide romeo" dedim. Masmavi gözleri parıldıyordu. Elmalı tutayı söyledim ve beklemeye başladık.
"Kaç yılın kaldı?" Neyden bahsettiğin anlamadım. "Ney için kaç yılım kaldı?" Diye sordum. "Stajın ve diploman için" dedi emir. Meraklı be masmavi gözleri beynimi uyuşturduğu için bir kaç dakika sonra cevap verebildim." Bu yazın başında ikiside biticek." Dedim. Yüzü güldü sanki yıllardır bunu bekliyordu. Aslında gülmesi normaldi çünkü mayısın son haftasındaydık yani iki üç hafta içinde diplomamı alıcam. "Diplomamı alıyım söz istifa edip seninle türkiyeye dönücem." Dedim. Yüzü bi anda düştü. "Ne yani türkiyeye mi dönmek istiyorsun?" Diye sordu. Tuzak soru olduğu sesinden beliydi. O yüzden açıkça söyledim. "Annemi, babamı ve arkadaşlarımı özledim ama seninle heryere geliceğimi unutma." Dedim. Yere bakan mavileri gözümün içine baktı. "Ne oldu inanmıyor musun?" Dedim. Tuzak sırası benimdi. " hayır sana inanıyorum. Aşkım ama şimdi evlenicez değil mi?" Dedi emir. Aşkımdan sonrasını duyamamıştım. Bana dedi aşkım dedi. İçimdeki saf sahra galiba ortaya çıkmıştı çünkü yüzüme gülerek bakıyordu. Yüzüme bakmak istedim çünkü ne kadar kızardığımı görmeliydim. Arkasında duran aynaya baktım. Yüzüm 100 tokat yemiş gibi kırmızıydı.
Çok iyi zamanlamaydı. Elmalı turta masaya geldi. "Bana gülmeyi bırakta tadına bak çok güzel" dedim çatallan bir parça alıp ağızına uzattım. Tadını beğendiği yüzünden beliydi." Bu italyanların herşeyi neden bu kadar güzel" dedi emir. Sesli bir kahkaha attım.
Turtamızı bitirdik ve konsolosluğun yolunu tuttuk. "Emir eminsin değil mi?" Dedim. "Eminim sevgilim" dedi emir. 24 saat içerisinde hiç bu kadar sevgi sözü duymamıştım. Yüzüm gülüyordu. 32 dişimde gözüküyordu. "Tamam senin sırını buldum. Sen artık her bana sinirlendiğinde sana 'sevgilim,aşkım,bebeğim' falan diyicem." Dedi emir. Koluna hafif bir yumruk attım. "Tamam aşkım" dedi emir. İmalı bir şekilde "emir..." dedim. "Tamam pes" dedi. Kıkırdadım.
"Geldik" dedi emir. Kapının önünde durdu. "Hadi girelim." Dedim. Bana baktı ve " ya da istanbulda mı evlensek" dedi. Gözümü devirdim ve " Emir karar ver şimdi mi yoksa istanbula dönüncemi?" Dedim. "Karar verdim." Dedi. "Eeee" dedim "seni bu kadar zorlamamalıyım bana 1 gün ver" dedi. "Neden bir gün istiyorsun?" Dedim meraklı gözlerim onu heyecanlandırmıştı. "Görürsün. Hadi evine dön. Ben gelicem." Dedi ve koşarak gitti. Ne yapmaya çalışıyordu bu. Offff. Evin yolunu tuttum. Neyseki konsolosluk evime yakındı bu yüzde 5 dk kada geldim. Apartmana girdim. Kapımı açtım. İçeride görmeyi beklemediğim bir manzara vardı. Etraf gül yapraklarıyla doluydu. Masamın üzerinde de bir not. 'Akşama hazırlan. Beni götürdüğün pizzaya gel.' .
Akşam oldu. Üzerime kırmızı olan etek taraflarında beyaz ve kısa fırfırlarla süslenmiş çok şık bir elbise giydim. Bana baloda verdiği siyah topukluları giydim. Hafif makyaj yapıp çıktım. Naz kapıda beni bekliyordu. "Sonunda ya sonunda geldi şu romeo." Dedi ve evine girdi. Bana şans öpücüğü vermeyi tabi unutmadı. "He bu arada bu akşam erva arayacaktı." Dedi. Haklıydı. Romeom geldiğinden beri programım altüst olmuştu. "Sen-"diyordum ki bana "ben hallederim sadece ona ne diyim?" Dedi. " 'Romeo geldi ' de" dedim ve apartmandan çıktım.
Pizzacıma geldiğimde çok şaşırdım. İlk defa kapının önünde sıra yoktu. Şaşkın yüz ifademi gören kapıdaki adam "julietaaa" dedi ve reverans yapıp kapıyı açtı. İçeri girdim. Sakin bir müzik başladı. Karşıma Emir geçti ve elini belime attı. Elini havaya kaldırdı ve elini tutmamı bekledi. Bende karşılık vererek elini tuttum. Dans etmeye başladık. "Emir sana inanamıyorum." Dedim. Güldü "ben emiri tanımıyorum. Benim adım romeo." Dedi. Bende güldüm. 15dk boyunca dans ettik daga sonra pizzamız geldi. Oturup pizzamızı yemeye başladık. "Hadi hızlı ol juliet bu akşam yapıcağımız başka şeyler de var." Dedi. "Başka ne yapıcaz ki?" Dedim. Güldü ve son lokmasınıda yuttuktan sonra "sürpriz" dedi. Ayağa kalktı "julietim hadi gel" dedi. Beni Ayağa kaldırdı. "Hesap" dedim. " hallettim bile" dedi. Dışarı çıktık ve yürümeye başladık. "Birinci yerimize geldik" dedi. Fakat biz julietin evinin bahçesindeydik. "Buraya kapıdan bu saatte nasıl girebildik?" Diye sordum. Oda "Emir Hanzadenin işleri bunlar. Kesin" dedi. Biraz kıkırdadım. Daha sonra karşıma geçip diz üstü eğildi. Beklediğim andı. Bana evlenme teklifi edicek. "Benim canım julietim, kedi kadınım, sahram ve her şeyim hayatının geri kalanında banada yer ayırır mısın?" Dedi yüzük kutusunu açarken. Ağzım açık kalmıştı. Hayatımın aşkı karşımda eğilmiş ve bana evlenme teklifi ediyordu. "Eee cevabını bekliyorum Juliet" dedi. Kendime gelir gibi irkildim. Beynim uyuştuğundan cevap vermeyi unutmuştum. "Ne diyeceğimi bekliyordun. tabikide evet" dedim. Bir oh çekti ve dev gibi olan yüzüğü parmağıma taktı. Belimden tuttu ve kendine yapıştırdı. Dudaklarıda dudaklarıma yapıştığında benim için hayat durdu. Kaç dakika öyle kaldık bilmiyorum ama bir süre sonra benden ayrıldı ve " daha bitmedi" dedi ve benim elimden tutup beni çekmeye başladı. "Bana bu kadar yeter ben bu gece bu kadar maceraya doydum." Dedim. Kahkaha attı. "O zaman seni yormayalım" dedi ve beni kucağına aldı. Karşılık olarak bende onun boynuna sarıldım. Bir otele geldik ve bir odaya geldik. "İzninle kartımı almalıyım." Dedi ve beni indirdi. Kapıyı açtı. İçeri girdik. Koltuğa oturdum. "Üçüncü sürprizim." Dedi ve elime bir çerçeve verdi. Şok oldum çünkü bu benim diplomamdı " sen...nasıl..." diyebildim sadece "senin ve benim için babamla 5 yıl sonra iletişime geçip işlemleri hızlandırdım ve buraya yollatım." Dedi. Sözünü bitirdiğinde ona sarıldım ve fısıldayarak teşekkür ettim. "Ve bu sayede sen istifa ediyorsun ve istanbula sönüyoruz. Ve de evleniyoruz." Dedi. Bende güldüm. "Bavulumu hazırlamama yardım edicek yakışıklı ve karizmatik bir erkeğe ihtiyacım var." Dedim. Gülüp beni kucaklayarak dönmeye başladı. "O zaman şimdi benim eşyalarımı toplayalım. Daha sonra senin evine gidelim. Akşam senin evinde uyuyalım. Sabah sen istifanı ver bende o sırada senin eşyalarını toplayım. Daha sonra da akiam uçağıyla seninkilere baskın yaparız." Dedi. Bende onu onaylamak için" bavulların nerede?" Dedim. Güldü ve "dolapta" dedi.
Öneri için yorum yazmayı unutmayın. Oylamayıda unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emir ve Sahra
ЧиклитZeynep Sahranın kitapları olan Ayçöreği ve Elmalı Turta kitabının üçüncüsüyle karşınızdayım. Elamlı Turtanın kaldığı yerden itibaren yazılıcak olan bu kitap benim gibi kitap bitince üzülenler için Birebir.