Merhaba! uzun zaman oldu. İyi okumalar : ) 🌺Bölüm sınırı 40 oy & 750 yorum..
**
60. Bölüm: ' Uçurtma'
1 Ay sonrası;
Benden çalıp gittikleri ile akmaya devam eden zamanın nabzını ölçmek artık imkansızdı.
Omzuma binen bu rahatsız edici zaman kavramının yükü bedenime eşit şekilde dağılmış olsa da, acısı asla azalmıyordu.
" Nereye gidiyoruz ?" diye sordum bakışlarımı onun bana bakmayan göz bebeklerine dikerek. Gözleri, kahve kol saatinin kulpundaydı. Saati bileğine taktıktan sonra kafasını kaldırdı ve dudaklarını beni cevaplamak adına yavaşça araladı. Teninin solgunluğu dikkatimi bozarken, dağınık saçlarını alnından çekerek yan tarafa yatırdı gelişigüzel bir şekilde.
" Cameron götüne," diye cevapladı siyah deri kemerini düzelterek. Siyah kotu ve lacivert boğazlı kazağın üzerindeki uyumu müthişti. Beyaz solgun teniyle lacivertin en koyu tonu adeta bir bütün gibiydi. " Hazır mısın sen ?"
Balıkçı yaka beyaz bana biraz bol gelen kazağımı ve siyah deri taytımı geçirmiştim üstüme. Saçlarımı ensede dağınık bir topuz yapmışken, üzerimide deri uzun bir kabanla örtmüştüm. Eğilerek yatağın dibine bıraktığım düz taban botlarımı ayağıma geçirdim.
" Evet," diye fısıldadım. Saat kaçtı bilmiyordum ama muhtemelen altı olmalıydı. " Ben gelmesem?" son anda sorduğum soru ile bakışları elindeki telefonundan koptu ve kahveliklerimle buluştu. Göz bebeklerindeki sorguya gözlerimle cevap veremeyeceğim için ağzımı araladım.
" Sadece yorgunum," dedim sessizce. Bir elim az da olsa çıkan karnımın üzerinde dururken derin bir nefes aldım. Yanlız kalmak şu an için bana daha çok cazip geliyordu. Ama reddedileceğimi bilmek alacağım cevaba olan merakımı bitiriyordu.
" Hayır, düş önüme Velet." erkeksi sesi düşüncelerimi dağıtırken kopuk kopuk nefeslerim boğazıma dizilmekle meşguldü. " Bak, kafan dağılacak ve kendini daha iyi hissedeceksin. Anlıyor musun ?" yüzüme dökülen birkaç saç telini yavaşça kulağımın arkasına tıktım. Haklıydı, biliyordum ama kabul etmek istemiyordum.
Ben sadece yanlız kalmak istiyordum. Ben onun zihnime sapladığı düşüncelerle savaşmak ve bunu kimseye sahte gülümsemeler sunmak zorunda kalmadan yapmak istiyordum.
" Kalabalığa sahte gülüşler vermek zorunda kalmaktan yoruldum," dedim, düşüncelerimin sesime yansıması ses tonumu sertleştirmişti. "Diğerlerine İyiyim yalanını zırvalamaktan da sıkıldım. Değilim."
İlk defa hissettiklerimi bu kadar net söylememin verdiği şaşkınlığı, bir anlığına da olsa yüzünün kıvrımlarında yakalamıştım. Açıklık belki de susmaktan daha iyiydi ama her zaman insanların canına okuyacak olan kelimleri sarfetmek zordu.
" Bunları yapmak zorunda değilsin, Gomez. " boğuk sesinden sızan netliğiyle gözlerimi yumdum. Kokusu burnuma geliyordu, tıpkı oluk oluk akan kanın kokusu kadar ağır ve sertti. " Yalan söyleyerek diğerlerinin istediği şeyi vermek zorunda da değilsin." gülümsedim.
Yüzümde tamamen yapay durduğuna emindim." Bu yalanları söylemediğin zaman açıklamasını yapmak zorunda kalıyorsun," dedim oturduğum yerden kalkıp cama ilerleyerek. Çaprazımda öylece dikilmiş duruyordu. Kaşları çatılmış, elmacık kemikleri belirginleşmişti.
" Oturup neden iyi olmadığımı anlatmak istemiyorum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LET ME LOVE YOU
FanficGeçmiş, hiç geçmemiş olduğunu binlerce kez yüzümüze en ağır tokatlarını indirerek anlattı bu hikayede... Geleceği mi yaşıyorlardı yoksa Geçmiş'in getirdiklerini mi ? @balyenn hesabından yazdığım Let me love you'nun devamıdır.