Bedenim içimdeki iyi ve kötü savaşına dayanamıyor. Birkaç gün sonra öleceğimi gördüm. Ama galiba bugün öleceğim. Çünkü—Aaah! Son 3 dakikadır aynı ses duyuluyordu odamdan. Kız kardeşim ikizim, her şeyim… O öldü! Bunu hissediyorum çünkü. İçimde bir boşluk oluştu. Ama çok büyük bir boşluk. Neredeyse dayanamayacağım! Kardeşimi istiyorum! O nerde? İkizim, Kardeşim, Dostum, Arkadaşım, Öğretmenim, Öğrencim, Her şeyim!... O benim ikizim ve haliyle kardeşim. Benim hiç dostum, arkadaşım olmadı. Buradakilerden (Dilara, Selin, Merve, Gökhan, Erdem…) başka. Ama eski hayatımda dostsuz olmama rağmen kendimi hiç üzgün hissetmedim, çünkü kardeşim yanımdaydı. O benim öğretmenimdi. Bana ne çok şey öğretti; Hayatı, sevgiyi, kardeşliği, sağlığı, her şeye rağmen yaşamayı, acının da bir mutluluk olduğunu, ölümün aslında güzel bir şey olduğunu… Ama bazen de o öğrenci oldu, ben öğretmen. Ona bir şeyler öğretmeye çalıştım. Ve birbirimize destek olduk. Annem ve Babam yokken biz kendimiz büyüdük. Nasıl günler geçirdiğimizi kimse bilemez. Çok acıydı…
Birkaç gün sonra öleceğimi gördüm. Belki de bugün öleceğim
O günü çok iyi hatırlarım. Daha 6 yaşımdaydım. Hatırlamam bile mucize üstelik bu kadar değişimden sonra. Evimiz 3 katlıydı. Ama en üst katı kilerdi. Seda ve Benim odamız aynı, yataklarımız farklıydı. Alt kattan yangın kokusu gibi bir koku vardı. Seda’yı uyandırdım- ya da çalıştım. Ama kimse ikiz olduğumuzu söylemezdi çünkü aramızda en az 3 yıl varmış gibiydi. Seda çok zayıftı. En azından bana göre. Boyu da kısaydı ama şimdiki hali eşitiz. Her neyse, Seda’yı Leyla Teyze(Annemler öldükten sonra bizi evlat edinmiş 38 yaşındaki kadın/Şimdi 62 yaşındadır.) ‘den gördüğüm gibi kucakladım ve merdivenleri inmeye başladım. Ama son basamağa gelince öksürdüm. Ve ağzımdan kan geldi! Çok korkmuştum. Ama etrafıma baktığımda-- O an kör olmam için nelerimi vermezdim ki? Ocak yanıyor ve etrafını dumanlar sarmış. Ocağın arkasında ise—yanmakta olan televizyon! Leyla Teyze koltukta uyuya kalmış, ateşler neredeyse ona yaklaşacak. Ona yardım etmeye gidecektim ki Ateş birden yükseğe kıvılcım sıçrattı. Seda öksürmeye başlamıştı. Onun da benim gibi kan kusmasını istemiyordum. Kapıyı açmam ve kapatmam bir oldu. Artık istesem de içeriye giremezdim. Koşmaya başladım. Ve evden fazla uzaklaşmamıştım ki camı n yanındaki duvardan ateşler yükselmeye başladı. Ve o an Leyla Teyze’nin acı çığlıkları duyuldu. Her geçen saniye ateşler yükseliyordu. Yaklaşık 1 dakika sonra evin tamamını ateşler-alevler kaplamıştı. Benim kucağımda hala Seda var ve o—öksürük krizine girmiş gibiydi. Hemen koşmaya başladım.
Yaklaşık 1,5 saat koştum… Koştum… Koştum… Bir ara sokağa geldiğimde durdum. Dinlenmek için durdum. Seda da yarım saat içerisinde uyanmıştı. “Alba bi nernezliy? (Abla biz nerdeyiz?”) Seda’yı tanımayan biri onun saçmaladığını düşünür. “Evimiz yandı Seda. Leyla Teyze öldü. Bende seni zor kurtardım.” Normal bir bebek bunları algılayamaya bilirdi. Ama o ağlamaya başladı. “Alba niin heyp selvlidiliklerimiz öüol?(Abla neden hep sevdiklerimiz ölüyor?)” “Ölüm diye bir şey yok Seda! O sadece Yok oluş! “ “Aa sıien sleödieonin öüly dei?(Ama sen söyledin öldü diye?)” “O yok oluş Seda. Ölümden sonra dirilme diye bir şey olabilir mi sence?” “LmazO Alba. Aa by ou bidha grymycyzmy?(Olmaz Abla Ama biz onu bir daha göremeyecek miyiz?)” “Hayır. Üzgünüm.” “Alba! Hy-ır! LmazO! Bi Sline knsşymycmy bdhar!(Abla! Ha-yır! Olmaz! Ben Senle bir daha konuşmayacağım!) “ “Benim elimde olan bir şey değildi ama Seda!” “KieP (Peki).”
6 yaşımızdan 10 yaşımıza kadar sokaklardaydık. Ama sonra eski bir kütüphane bulduk. 13 yaşımıza kadar ise orada idare ettik. Karnımızı yeteri kadar doyuramıyor, doyursak bile hastalanabilirdik. Ama işte o gün… Hayatımın dönüm noktasıydı. Ben tam 13. Yaş günümdeyken(yani o gün) Bizi görevliler buldu ve bize 18 yaşımıza kadar baktılar. Doğrusu orda Okuma-Yazma-Terbiye-Sağlık-Ahlak vb. Tüm kuralları öğrendik. 18 yaşımızdayken ise 3 yıllık bir geçliği bir kenara bırakıp üniversiteye gittik. Ama yalnızca 1 yıl okuyabildik. Çünkü mezuniyet törenine 1 yıl vardı Biz oraya gittiğimizde.. Ve 19 yaşımızdayken eskiden bulunduğumuz sokak çocukları derneği (Soder) bize bir ev bırakmış. 1+1! Olsun bize yetti. Ve 3 yılımız orada bitti. Ve bu maceraya öyle başladık. Ama sokaktayken ne acılar çekmiştik!
Ama bunların bir hayal değil ölümden önceki hayat akımı olduğunu anladığımda artık çok geçti. Azrail’i gördüm! Korkunç bir şekilde! Allah’ım hayır ben- Ben- be- b- Ben Cehenneme gidemem! Sonsuza dek orda kalamam! Aaah! Ruhum inciniyor. Azrail benim ruhumu acı çektirerek alıyor! Ve Azrail ruhumu aldı. Şimdi gökte süzülüyorum. Cehennemden korkuyorum. Ben daha 23 yaşımdayım… Azrail yanımdan gitmişti ama yerine iki melek gelmişti. Kolumdan tutup beni gökyüzüne sürüklüyorlardı. Ama içimi parçalayan o sesleri duydum işte! Kabilemin çığlıklarını ve bağrıltılarını! Ölüm çok acı!