Dünya Tek Biz İkimiz

40 7 0
                                    

Dün gece yaşanan duygusal anlar, Burağı büyülemişti. Burak uyumamış gece boyu dünkü yaşananları düşünmüştü. Sabaha kadar Bahar, Burağın dizinde yatmış ve Burak onun kokusunu gece boyunca koklamıştı.

Sabah oldu ve Bahar uyandı. Gözünü açtığında ilk gördüğü kişi Burak oldu.
Bahar'ın yüzünde günün ilk saniyesinde bir tebessüm oluşmuştu. Bahar;

"Günaydın"
"Günaydın, hadi uyan, kahvaltımızı yapıp gidelim buradan."

Bahar dik bir şekilde şöminenin başında oturdu. Ve hafifçe saçını kaşıyarak esnedi. Bir kaç gündür yıkanmaması şu anda ona en fazla rahatsızlık veren şeydi. Bu ihtiyacını gideremiyordu çünkü sular kesikti.

Burak dünkü yedikleri mısır gevreği ve sütü yeniden hazırladı. Ve iki tabağıda alıp Baharın yanına oturdu.
Bahar'ın dün olanlardan dolayı utandığı çok belliydi. Burak bunu farketmişti. Ama üzerine gitmemek için söylemedi.

"Nereye gideceğimiz hakkında hiç bir fikrin varmı?"
"Hiç bir fikrim yok. Ama tek düşündüğüm bir an önce buradan gitmemiz gerektiğini, yaratıklar fazla uzakta olamazlar, şehirde bir sürü oluştuğunu göz önüne alarak söylüyorum bir an önce bunları yiyip buradan gitmemiz gerek."

Yemeklerini bitirdiler ve yavaş yavaş hazırlanmaya başladılar. Evde buldukları küçük çantaya ne varsa doldurdular. Artık hazırladı.
Bahar;
"Gidiyor muyuz?"
"Sanırım."
Ve iki gün boyunca onlara küçük bir sığınak olan evin kapısını son bir kez kapatıp yola koyuldular.

Şehrin tam zıt yönünde yollarına çıktılar. İkiside konuşmuyordu. Burak yavaşça elini Baharın eline getirdi ve onu elinden tuttu. Bahar buna karşılıksız kalmadı ve o da onun elini sımsıkı tuttu. Birbirlerinin yüzlerine bakmamalarına rağmen birbirlerini sevdikleri çok belliydi. Ama ikiside bu ilişkiye bir açıklık getirmek istiyorlardı. Burak sessizliği bozdu ve;

"Bahar, gerçek bir soru soracağım, dün gece yaşananlar bir kerelikmiydi yoksa biz bir ilişkinin başında mıyız?

"Dün olanların hepsi gerçekti Burak, biz birbirimizi sevdiğimizi dün geceki olayla söyledik zaten."

Burağın mutluluk seviyesi zirvedeydi. Ve bir anlık heyecanla Bahara sarıldı. Bahar'da Burağın güçlü sırtına sımsıkı sarıldı ve artık birliktelerdi.

Saat öğlene gelmişti ve güneş tam tepedeydi. Yemyeşil bir ormanın içinden geçmelerine rağmen orman ürkütücüydü. Aniden bir ses geldi Burak parmağıyla Baharın ağzını kapattı ve "Sessiz ol" Diyerek yavaşça cebindeki silahı çıkardı. Etrafına baktı. Ve yalnızca 15 metre sollarında bir yaratık belirdi. Yaratık onları görmemişti ama onlar yaratığı görüyordu. Burak ateş etmemişti.

Bahar sessizce;
"Burak! Ateş etsene"
"Edemem mermimiz sınırlı bir mermiyi bunun için harcayamayız o bizi görmeden sessizce uzaklaşalım."

Bahar tamam şeklinde kafasını yukarıya aşağıya salladı. Sessizce ilerlerken "Çat" Bahar bir dala basmıştı! Dal küçüktü ama sesi büyük çıkmıştı. Yaratık bu sesle onlara doğru döndü. Ve değişik sesler çıkartarak onlara doğru gelmeye başladı.
"Şimdi sıçtık, Bahar koş."
Hızlı bir şekilde koşuyorlardı yaratık hızlıydı fakat onlar daha hızlı, bu kovalamaca zıt yönden gelen bir silah sesleriyle yaratığın yönünü değiştirmesine sebep oldu.

Bahar;

"Oh, ucuz atlattık."
Burak cevap vermedi.

"Burak, iyi misin?"

"Yakınlarda insanlar var, ateş sesleri çok uzaktan gelmedi. Silahı çok kez ateş ettiler, gerizekalı gibi ölüm isteyip boş yere bir çok kere ateş etmiş olamazlar. Şehirdeki sürü yaklaşıyor Bahar, bir an önce durmadan buradan ne kadar uzağa gidersek gitmemiz gerek."

Bahar korkmuştu ve korkusundan cevap vermedi. Yola birazcık soluklanarak devam ettiler. Ormandan çıkalı çok olmuştu, artık sık sık kasabalardan geçiyorlardı. Fazla risk almak istemediklerinden kasabalara sadece araba var mı diye bakıyorlardı, şu ana kadar hiç bir kasabada görmemişlerdi. Araba göremedikleri için kasabaların içine girmeyip kenarlarındaki yollardan devam ediyorlardı. Gerçekten iyi yol kat etmişlerdi. Arabasız bu kadar yol kat etmeleri yorucuydu ama hayatları için bunu yapmak zorundalardı. Burak çok yorulmuştu ve aynı zamanda sinirliydi.

"Siktiğimin piçleri motorumuzu çalmasalardı şuan beş kat daha ilerdeydik."
"Burak üzülme artık o eski motor için, yeni bir şey bulup yolumuza onunla devam edeceğiz inan bana."

Burağın morali, Baharın tesellisi ile biraz daha yerine gelmişti. "Teşekkür ederim." Diyerek ona şu anda tek güç veren şeyi yaptı, sevdiği kıza sarıldı.

Karanlık çökmeye başlamıştı. Sabah bulundukları evden çok uzaktalardı. En azından bir günlük dinlenmek için önlerine gelen ilk kasabada güvenli buldukları iki katlı bir eve girdiler.

Ev temiz gözüküyordu çevresindeki evlerin güvenliği hakkında bir düşünceleri yoktu. Perdeleri çektiler kapıyı kitlediler ve üst kata dışarıyı gören bir odaya çıktılar. Oda çok ama çok sıcaktı aynı zamanda bir yatak ve bir kanepe vardı. Uykuları yoktu fakat yorgunlardı. Burak perdeyi çekip dışarıdan hava girmesi için camın küçük bir kısmını açtı. Bahar ise yatakta uzanmış ama henüz uyumamıştı. Burak;
"Offf, buradan da hava girmiyor." Diyerek üzerindeki kıyafeti çıkardı.
Bahar onun kaslı vücudunu görünce mest olmuştu. Burak gülerek;
"Hayırdır ne bakıyorsun?"
"Hiç, ne bakıcam."
Bahar daha fazla dayanamadı ve ayağa kalktı Burak arkasını döndüğü anda Bahar Burağın dudaklarına tutkulu bir şekilde yapıştı. Burak buna karşılıksız kalmadı ve "Seni seviyorum" Diyerek Baharı öpmeye devam etti.
Bütün geceyi birbirleriyle geçirdiler.



YIKINTILARIN ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin