Bölümün sonlarında iğrenç bir espri vardır! Asdfghj (Ayrıca parantez içinde göreceksiniz)
Violetta'dan;
Bu aralar kendimi bayağı kaptırmıştım. Hayatımda gerçekleşen yeni olaylar beni bayağı etkilemişti. Özellikle de Calvinetta...Onlarla ilgili yaptığım haksızlık çok kötü yapıyordu beni. Minicik bebeğin hayatını çalıyordum. Hemde, León ile geleceğimizi hayâl ettiğim için! Sırf bu yüzden ablama ve o bebeğe haksızlık ediyordum. Çok bencildim. Kendimi düşündüğüm için, başkalarını umursamıyordum. Mesela, Camila ve diğerlerinin ne yaptığını bilmiyordum. Çünkü kendi hayatımda yeni olaylar olmuş, yine kendimi düşünmeye itmişlerdi beni. Belki de ben suçlu değilimdir? Ah, kimi kandırıyorum? Ben suçluydum! Ablam, beni korumak amacıyla yaşamıştı yaşadıklarını. Şimdi de Calvin'i korumam gerekiyordu ama ben ne yapıyordum? León'a gerçeği söylemiyordum. Harika!
Boya fırçasını bir kez daha kovaya daldırdım. Gerekli boyanın biraz daha fazlası gelince fırçama, biraz kaba sürttüm fırçayı. Böylelikle damlamasını da engellemiş olacaktım.
Biri arkamdan kollarımı tuttu ve kendisine çekti beni. Tabii ben o an attığım çığlıkla, çığlık atma yeteneğimi kanıtlamış bulunuyordum. Bunu yapanın kim olduğunu elbette ki anlamışsınızdır. León. Calvinetta sayesinde aramızdaki ilişki bayağı gelişmişti. Sürekli evimize geliyor, kızını seviyordu. Kızını sevdiğini bilseydi ne tepki verirdi acaba? Bir çocuğunun olmasını ister miydi? İsterdi herhalde. Âşık olduğu kadından olan çocuktu sonuçta Calvin. Bense... onların mutluluğuna engel olan bir caniydim! Evet, aynen öyleydim.
"León!" Boya fırçasının kıllı olan -aynı zamanda boyalı- tarafını kafasına vurdum. Vurduğumda, etrafa boyalar sıçramıştı ama kimin umurunda? Maya'nın dediği gibi, dökecektim o saçları! Ve bunu yapmam için de oldukça kısa bir zaman kalmıştı. DNA Testi için yolduğum saçlarından sonra, bir de bu... Boyayı çıkartabilmek için çok uğraşacaktı. Zavallıcık...
Eliyle fırçanın çarptığı yere dokundu. Parmak uçlarına bol miktarda boya gelince, gözlerinden alev fışkırmaya başlamıştı. Onu -sanırım- ilk kez böyle görüyordum. Malum bölgesi'ne kahve dökme olayından ve dolap kapısının burnuna çarpmasından daha kötüydü bu. Kıymetli saçlarına zarar vermiştim sonuçta.
"Sen. Ne. Yaptın?" Dişlerini sıkıp gıcırdattı. O sinir olduğum ses doldurmuştu kulaklarımı birden. Bu ses yüzünden, ona yumruk atmak istiyordum. Tabii bu sefer o cesareti bulamamıştım kendimde. Açıkça söylemek gerekirse; korkuyordum. Hemde çok korkuyordum.
Kovayı eline alıp bana doğru tuttu. Boyayı üstüme dökeceğinden emin olduğum sırada, kovadaki bütün boyayı günlerdir uğraştığım resme döktü! Onların gösterisi için hazırladığım, GÜNLERCE UĞRAŞTIĞIM RESME!
Ellerimi yumruk yaptım ve yerimde tepinmeye başladım. O ise, "Kısasa kısas," diyerek beni daha fazla sinirlendirmişti. Arh! Ben bu resim için ne kadar emek vermiştim haberi var mı acaba?! Ev ödevlerimi bile bu resim yüzünden yapmamıştım! Ve sınavlarımız başlamak üzereydi! León! Bir kızın nefretini kazandın ya, tebrik ederim seni. Bundan sonrası, senin yaptıklarından da kötü olacak!
Ellerini ceplerine yerleştirdikten sonra hiçbir şey olmamış gibi gitti. Beni arkasında çılgına dönmüş olarak bırakarak...
Madem benim resmimi mahvettin, bende seni kullanacağım beyefendi! Senin yaptığın gibi. Tamam, belki ilkin olmayacağım ama sonun olacağım. Ve belki seninle birlikte olmayacağım ama senin hormonlarını öyle bir kullanacağım ki, bir kıza bulaşmaman gerektiğini anlayacaksın. Senin de dediğin gibi; kısasa kısas.