Mistakes

"Seni seviyorum Bella " Gülümsedim. Normalde diğer kızların böyle bir sözün üzerine minnet ve aşk dolu bir gülümseme değildi benim ki.Zaten bende normal değildim. Benimkisi daha çok zaferle alakalıydı. Karşımdakine yaklaştım. Yanlış anımsamıyorsam ismi Chad 'di. "Bende seni seviyorum Chad. " Beklenti dolu yüzü anında yumuşadı. Kolay yemlere bayılırım. Ona daha fazla yaklaştım ve dudaklarını dudaklarımın arasına aldım. Zavallı anın etkisiyle gözlerini kapamıştı. Onu koltuğa ittim ve üstüne çıktım. Aklındaki hayalleri hissedebiliyordum. Evet, evet bilindik yatak odası hayallari. Hoş,o kadar yaşayabileceğini düşündüğümü söyleyemeyeceğim ne yazık ki. Artık zamanın geldiği kanısına varıp işime odaklanmaya başladım. Lambalar ışığını kestiğinde gözlerimin içindeki alevi hissediyordum. Gram düşünmeden elimi hırsla Chad 'in göğüs kafesine soktum. Dudaklarımın üstündeki dudaklarını çekti ve acı içinde çırpınıp bağırmaya başladı. Attığı çığlıklar iştahımı daha fazla arttırmıştı. Elimi göğüs kafesinde oynatıp kalbine dokunduğumda son nefesini verdi. Kalbini çıkarttım. Sonunda ellerimdeydi. Aç bir hayvan gibi taze kalpe gömüldüm.Yemeğim bittiğinde dilimle ağzımdaki kalan kanları yaladım. Cesete bakıp gülümsedim.Bu seferki zaferden çok acıma dolu bir gülümsemeydi."Üzgünüm Chad. Hatam için beni bağışla. Yemin olsun ki çok lezzetli bir kalbin var. Tanrı seni kutsasın. " Cesede bakıp gözlerimi yumdum.Geri açtığımda ceset yoktu. Hafif bir pişmanlık ile eve dönüş yoluna yürümeye başladım. Genellikle böyle olurdu. Erkekleri kandırırdım kalplerini yerdim sonra yaptığımı fark edip pişman olurdum. Ama ben buydum. Bir kalp yiyici. Diğer türlü yaşayamazdım.Benim kalbe ihtiyacım vardı. İnsan kalbine. Eve geldiğimde Afrodit telefon ile uğraşıyordu. Aslında ismi Hope 'tu. Ama benim gibi biriyle arkadaşlık ettiği için ona "Umut " gibi iyimser anlamlı bir isim fazla ironikti. Bu yüzden ona Afrodit diyorum. Afrodit 'i tanırsınız. Güzellik tanrıçası. Evet Afrodit benim için dünyadaki en güzel kız. Sarıya çalan kahverengi saçları, iri koyu renk gözleri, muhteşem fiziği, tatlı yüzü. Afrodit benim en iyi arkadaşım. Aslında tek arkadaşım. Ama konumuz bu değil. Kendimi yanına attığımda bana ters bir bakış attı. "Ne var? " Üfledi. "Sİktir git ve banyo yap Hera. Leş gibi kan kokuyorsun. "Onun sözünü dinleyip temiz kıyafetleri yanıma alıp duşa girdim. Afrodit bana Hera derdi. Hera, baş Tanrıça.

Duştan çıkıp temiz kıyafetlerimi giydim. Oturma odasına girdiğimde Affy ortalıkta yoktu. "Affy? "

"Mutfaktayım gerizekalı. "Gözlerimi devirdim ve mutfağa gittim. Yemek yiyordu. Yemeklere tiksinerek baktım. Normal yemeklerden hoşlanmazdım. Bana yine ters bir şekilde baktı ve ağızındaki makarnayı umursamayarak yine bana laf attı."Evet, tabii ne cirkinler dimi bayan 'benkalpyerim ' "

"Bazen fazla sinir bozucu oluyorsun. "

Kahkaha attı. "Tarzım bu. "Kafamı iki yana sallayıp içeri geçtim. Telefonum çalmaya başladı. Thedor. Thedor benim menajerim gibi bisi. Yada o tarz. Bilmiyorum sonuç olarak ünlü değilim. Herneyse. Telefonu açtım. "Dökül bakalım. "

"Sana yeni bir yemek buldum. "Gülümsedim."Harika.Gereken şeyleri mesaj at. "

"Ama Bella, bu kurban fazlasıyla zor. O bir -"

"Evet,evet herneyse. Bana mesaj atarsın. "

Telefonu suratına kapattıktan 5 dakika sonra mesaj geldi.

﹏Dylan O'Brien. /22/Sevgilisi var.﹏

Demek sevgilisi var. Mühim degil halledebilirim. Bekle beni Dylan. Bekle.