Gülümseyip dudağımı ısırdım.
"Nerdesin?" diye sordu.
- Aslında son karşılaşmamızın ardından 20 dakika geçti. Yani bıraktığın yerdeyim.
- hımm.. O zaman 1 saat sonra sizin sitenin sahil çıkışında buluşalım mı?
- Düşünmem lazım evet sanırım bu gün boşum ve yarın ve ondan sonraki günde
"Tamam görüşürüz"
Telefonumu kapattım. Havlumu ve kitabımıda alıp ayağa kalktım. Şu çantalar hiç bana göre değil gerçekten Bersu'nun 4-5 tane plaj çantası var ama... Cihanerk' ede haber verince eve yürüdüm. Duş alıp ne giyineceğimi düşünmeye başladım. Güzel bir kız değilim ve kısa olduğumu önceden söylemiştim sanırım. Buda demek oluyor ki kısa bacaklarım var o yüzden şu güzel kot şortlardan giyemiyorum. Yani benim için sorun olmazda ... neyse siz anladınız işte. Etek giymek istemedim. Dizimin hemen altında biten kot şort giyindikten sonra üstüne düz beyaz bir tişört giydim. Kıvırcık saçın iyi yani saçlarını sadece bir kez banyodan sonra tarayabiliyorsun. Ve 2 3 defa salladıktan sonra birşeye gerek kalmıyor. Makyaj sevmezdim sevmezdim değilde nasıl yapıldığına dair en ufak fikrim yok. Tek yapabildiğim kalem ve rimeldi ama ergenlik, lise ve 10. sınıf sağolsun bana eyeliner ve bb creami öğrenmem gerektiğini gösterdi. Ama sadece kalem sürdüm. Kendime heycanlanmamam gerektiğini söylüyordum. Çünkü bu randevu felan değildi. Sadece burda yeni arkadaşlar ediniyordum. 1 haftam vardı zaten. Merdivenlerden inip Dilsu'yu televizyon başında görünce yanına gidip doya doya öptüm. En sonunda kıkırdamaktan nefes alamayacak hale gelince onu bırakıp Göksuyu kucağıma alıp yanına oturturdum. Verandaya çıkmak üzereyken yukarıdan "Cihanerk banyodan çıktım." diye bir ses geldi. Kuzenim hızlıca merdivenlere yöneldi.
Tam dışarı çıkıyordum ki "Bersu nerde?" diye sordu annem.
- Az önce duştan çıktı giyiniyordur.
Teyzem ağzını açmıştı ki.
- Şimdi Cihanerk girdi. dedim.
Annem kahvesinden yudum aldıktan sonra " Baban uyansın biz Yalova merkeze gideceğiz yarın gidiyoruz ya"
- aaa ne zaman?
"Akşam çıkacaz"
- Tamam
Sahilde olan kapıdan çıkınca etrafa baktım. Anıl duvar yaslanmış sigara içiyordu. Hayır gerçekten insanlar bunun havalı olduğunu felan mı sanıyor. Sigara korkaklıktır birkere. Neden herkese korktuğunu belli etmek istersin ki. Bunları düşünürken ondan biraz uzakta durarak duvara yaslandım. Beni fark etmemişti. Sigarasını içine çekerken damarları belli oluyordu. Dumanı yukarı üfledi gözlerini kapattı. Yüzüne dikkatle baktım. Çok düzgündü. Küçük burnu, küçük pembe dudakları çok çok .... ıı güzeldi. Altın sarısı saçları hafif yana yatmıştı. Nefes alıp verdim. Gözleri hala kapalıydı. Göz altında oluşan morluklara baktım. Kavgaları sırasında Uzay'ın uyuşturucu hakkında söylediklerini düşündüm. Hala içtiğini söylüyordu. Ve bende tam bir salak olarak kimseye söylemeden bir serseriyle gidecektim ki nereye gideceğimide bilmiyordum. Sonra gözlerim aşağı indi. Lacivert tişörtü omuzlarını sıkı sıkı sarıyordu. Vücut kısmı ise boldu. Altında siyah dizine kadar bir şort vardı. Spor ayakkabıları giymişti şimdi fark ettiğim basketbol topu sol koluyla karnının rasında duruyordu. Sigarasını bitirip yere attı. Beni farketmemişti telefonunu alıp saate baktı. Bir kaç tuşa bastıktan sonra kulağına götürdü. Elimdeki telefon titreyince hemen yeşil düğmeye dokundum.
" Nerdesin?"
Merhabayı geçtim bir 'hey' de bari.
- Sigaranı bitirmeni bekliyordum. diye cevapladım. Kaşlarını çatıp yan tarafa dönünce göz göze geldik dudağının kenarı kıvrıldı. Telefonunu kapatıp bana dğru yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAHA 16 (Ara Verildi)
AcakAdım Cansu Belen, Cansu BELEN. Birşey ifade etmedi değil mi? Etmez çünkü ben hiçkimseyim yada daha kötüsü ben... ben herkesim hani şu amerikan dizilerinde ana karakterlerin arkasında dolaşan öğrenciler vardır ya onlardan biri. Belki ilk bölümde birk...