tamamlandı•
Gürültünün çirkinliği ne kadar tırmalarsa zihnini, sessizliğin uğursuzluğu da o kadar uyuşturur bedenini. Ortası yok ve geç bile kaldık.
Kurtlar ulumaya başladı.
Zamanı geldi.
Çalan davulları duyabiliyor musun?
...
cuHd'un ilk bölümünü yayımlayalı tam bir sene olmuş bugün...
bırakmayı çok istedim, denedim. yeri geldi hesabımı kapattım, yeri geldi hikayeyi taslağa aldım. dökümanlardaki bölümleri sildim...
ben cuHd'a çok zulmettim. ama tüm bunlara rağmen beni bırakmadı, umarım yolun sonuna az kalmışken onu ve kendimi çok yormam 🌓
birinci yıl dönümüne özel diyebilir miyiz? evet :3 bence çok iyi denk geldi...
İyi okumalar ♥️
BTS- Black Swan Younha- Winter Flower (feat. RM)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
''Jungkook!''
''Jungkook bizi bekle! Hala kendinde değilsin!''
Genç olan peşinden gelenleri umursamadan depodan çıktı. Şu an soluğunun dahi titremesinin sebebi ruhundan bir şey koptuğu için değil, asıl ruhuna eş olanı kaybedebileceği içindi. Kanı hiç olmadığı kadar hızlı akıyor, aklında beliren ihtimaller algılarını kapatıyordu. Bu yüzden hızla Taehyung'un zincirden kurtardığı motoruna yöneldiğinde kırmızı saçlıya ufak bir bakış atmakla yetindi. Zaman, elindeki keskin bir bıçakla kendini yaralıyor ve intihara kalkışıyordu.
Taehyung ise karşılığında ellerini Jungkook'un omzuna çıkarmış, geri gelmesinin umuduyla parıldayan gözleriyle genç olanı hemen gitmesi için onaylamıştı.
''Taehyung, ne yapıyorsun?!''
Jin önce kilidi anahtarla açıldığı için yerde duran zincirlere, daha sonra ise elindeki otomatik kumandayla garajın kapağının kalkmasını sağlayan Taehyung'a baktı. Jungkook önü açılır açılmaz harekete geçip geriye motoruyla gürleyen bir ses bıraktığında, sinirle genç olana döndü.
''Nasıl tek gitmesine izin verirsin?!'' Eliyle giden Jungkook'u işaret etti. ''Kendine gelip gelmediği kesin değil. Bayılabilir, farklı bir semptomla karşılaşabilir. Ya direksiyonun başındayken tekrar Suga--''
Taehyung alayla güldü. ''Bakışlarını görmedin sanırım hyung, Suga'nın geri dönmeyeceğini biliyorsun. En azından bir süre. Jungkook, Bae'yi bulmadan asla gitmez.'' dedi Jin'in arkasında kalan jipe doğru yürürken. ''Ayrıca tek gitmesine izin verdiğimi söyleyen kim?''
Jin arkasını döndüğünde çalıştığı için yakılan araba farıyla gözünü kısmak zorunda kaldı. ''Hyung atla!''
Hoseok'un sesiyle kenara çekilip Namjoon'un açtığı kapıya yönelip arka koltuğa geçti. Jungkook'un çoktan ilerlediğini düşünüp ona yetişemeyeceğini düşünse de Taehyung'un elindeki tabletten yolu takip ettiğini ve Hoseok'a direktifler verdiğini gördü. Tabii ya... Jimin bu tarz şeyleri asla atlamaz, herkesin kontrolünü sağlardı. Bu tablet onun sağ kolu gibiydi ve Taehyung'un bunu akıl edebilmesi içini rahatlatmıştı.
