Severus, sınıftan bir anda çıkıp giden çocuğun ardından bakakalmıştı. Böyle bir tepki beklemediği ortadaydı. Sonuçta bu Huzur Sıvısıydı. İnsanın içine bir huzur dolması gerekiyordu. Üzülüp dersi terk etmesi değil. İçindeki bir dürtü oğlunun arkasından gitmesini söylüyordu fakat bu çok dikkat çekerdi. Harry hakkında yeterince dedikodu vardı.
Granger ve Weasley de onun arkasından gitmek için can atıyor gibiydiler. Ama sonuçta ders daha bitmemişti ve eğer giderlerse bu bayağı bir bina puanına mâl olabilirdi. Ve ayrıca ceza almalarına da sebep olabilirdi. Hermione kahverengi gözlerini iksir öğretmeninin siyahlarına dikti. Snape diğer çocuklara çaktırmadan Granger'a gözleri ile gidebileceğini işaret etti. Kız bir saniye bile duraksamadan Ron'un kolundan tuttu ve ikili çantalarını alıp hemen arkadaşlarının arkasından koştu.
Sınıftakiler ne diyeceğini bilemezken ortalığı rahatsız edici bir sessizlik kapladı. "Sanırım üç kişi eksikle bile derse devam edebiliriz. Sonuçta daha vaktimiz var.", dedi Snape yüzünde mimik oynatmamaya çalışarak. Tüm Gryffindorlar onun binalarından puan kırmasını bekliyordu. Biraz memnun olup biraz şaşkınlıkla kenara koydukları parşömenlerini aldılar. 'Keşke dersi bitirseydim...' diye düşündü Snape.
"Kim yeni deneğimiz olmak ister?"
***
Harry gözlerinden yaşların boşalmasını engelleyemezken koşabildiği kadar hızla koştu. Dudleyler onu kovalarken artık hızlı koşmaya alışmıştı ve bayağı da hızlı koşabiliyordu. Nereye gideceğini bilmiyordu. Bu yüzden sadece ayaklarının onu bir yere götürmesine izin verdi. Gözleri kapalı bir şekilde koşmak tehlikeliydi,biliyordu, fakat o an hiçbir şeyi umursayacak hali yoktu. Sonunda -nasıl kimseye çarmadığını bilmeyerek- bir yere ulaştığında gözlerini açtı.
Oraya gelmişti. Uzun zamandır gelmediği yere. En son ne zaman geldiğini bile hatırlamıyordu. Eskiden neredeyse buraya gelmeden bir gün geçirmezdi. Şimdi ne değişmişti? Neredeyse her şey. Ama değişen onca şey bile burayı ona unutturamamıştı. Ormandaki gizli yerinde her zaman rahat olabileceğini biliyordu.
Minderlerle kapladığı yere doğru küçük adımlar attı. Gözlerini hızlıca sildi ve kendini minderlerden birinin üstüne attı. Sırtını her zaman yaptığı gibi arkasındaki ağaca yasladı ve gözlerini ağaçların arasından süzülen güneş ışıklarına dikti. Gözlükleri ona bir nevi koruma sağlıyordu. Arkadaşlarının onu burada bulamayacaklarını bildiğinden istediği kadar kendi kendine konuşabilirdi. Kimse onu duyamaz, göremezdi.
"Neden ben?"
Bu soru artık onun yaşam felsefesi gibi birşeydi. Bu soruyu kendine o ladar çok sormuştu ki, bir zaman sonra saymayı bırakmıştı -evet, bir süre cidden saymıştı. İsyankar birisi olmak istemiyordu. Fakat şartlar hiç onun mutlu olmasına izin vermiyordu.
"Keşke seçilmiş kişi olmasaydım. Belki o zaman herşey farklı olurdu, Snape ile büyürdüm, daha mutlu olurdum, Hogwarts'ta benden nefret eden bir babam olmazdı..." Damlalar, Harry onları tutamadan gözünden firar etmeye başlamıştı bile. Artık onları silmeye bile takati yoktu. Hem damlaların yüzünden aşağı yuvarlanması güzel bir duyguydu.
Ne kadar süre orada kaldığını hatırlamıyordu. Veya kaç karıncanın üzerine tırmanmaya çalışıp aşağıya düştüğünü. Tek bildiği şey bir süre sonra gözyaşlarının dinmesi ve havanın kararmasıydı. Havanın karanlık olmasına rağmen hiç bir şey umrunda değildi. Voldemort önünde dursa umrunda bile olmazdı. Bu yüzden de dersler ona vız gelirdi.
Arkadaşlarını meraklandırdığını ve büyük ihtimalle endişelendirdiğini biliyordu. Sadece arkadaşları için o zamana kadar rahat bulduğu ama aslında tüm zaman boyunca boynunu acıtmış olan ağaca yaslanmayı bıraktı ve ayağa kalktı.
Yavaşça ayaklarını hareket ettirip bir adım attı, ardından kolunun tutulmasıyla durmak zorunda kaldı. Korkuyla arkadını döndü ve kolunu tutan kişiye baktı.
Severus Snape.
İçini öyle bir korku ve panik doldurdu ki, sanki birisi kalbini tutup sıkıyormuş gibi hissetti. Ne yani? Onun söylediği her şeyi duymuş muydu şimdi? Nefes almaya çalıştı. Başarılı olamayınca en azından kolunu adamın elinden kurtarmaya çalıştı.
Kolunu sonunda gözlerinden kırıldığı belli adamdan kurtardığında geriye doğru sendeledi. Ayağı yerdeki bir taşa takıldı ve kalçasının üzerine hızlı bir iniş yaptı. Elleriyle kafasını çapmamak için yerden destek aldı. O kadar yere düşmesine rağmen göz temasını bir saniye bile kesmemişti.
"S-siz burda ne yapıyorsunuz,
e-efendim?" Harry kendine lanet okudu. Cidden bunu mu demişti? Ne yaptığını zaten biliyordu. Kendisini dinliyordu. "Efendim mi?" Snape'in yüz ifadesi cidden kırıldığını belirtiyordu. Severus'un yüzünü garip bir ifade kapladı. Kararlı bir ifadeydi.Orta yaşlı adam bir anda küçük çocuğun kollarından sertçe tuttu ve mindere oturtturdu. Hemen ardından da kendisi yanındaki mindere oturdu. "Yüzüme bak." Çocuk, yüzünde bir dehşet ve korku ifadesiyle adama baktı. Ellerini çocuğunun kollarından yüzüne çıkarttı. "Harry..." Adamın gözleri yanmaya başladı. Ama ağlamamayı becerebildi. Duygularını kontrol etmekte zorlanıyordu.
"Gözlerini annenden almışsın."
Harry'nin gözleri bir anda yanmaya başladı. Daha önce bu sözleri hiç bu kadar duygu yüklü duymamıştı. O daha buna engel olamadan gözlerinden yaşlar sicim sicim boşaldı. Bu da babası için sınır oldu. Hemen kollarını oğlunun etrafına sardı. Gözlerinden yaşlar boşalırken oğlunu daha da sıkı tuttu. Yumuşak ve hindistan cevizi gibi kokan saçlarından defalarca öptü. İkisinin de bu sarılmaya ihtiyacı var gibiydi. Harry adamın sıkı tutuşuyla hıçkırmaya başladı. O anda ikisinin de aklından geçen şey şuydu:
Bu, Huzur Sıvısından daha huzur vericiydi.
***
Yok canım ağlamıyorum gözüme voldinin asası kaçtı.Aslında bu bölümü dün atacaktım fakat telefon cezası aldım. Neysee
Not: 764 kelimeeeee wowowoowowowowowowo
İthaf: bunu okuyan herkes. Tek bir kişiye yapınca diğerlerine haksızlık yapmışım gibi hissediyorum.
Hadi baaay

ŞİMDİ OKUDUĞUN
waldeinsamkeit ➵ severitus ✔︎
Fanfic'Ormanda iken hissettiğimiz o güzel yalnızlık hissi' Severitus; Severus Snape'in Harry'nin babası olma durumudur. #Snape~1. 24.10.19 #Snape~1. 24.03.20 #Severus~1. 31.03.20 #Harmione~1. 27.03.20 -gerçekten okunma alan ikinci kitabımdır, bayağı bir c...