37.Bölüm

2.1K 138 13
                                    

-Allison Fleck-

"Merhaba Allison"

"Benim adım Allison'mu?" Diye sordum şaşkınca. Uzun bi süredir burdaydım ve yemek getiren insanlar bana hiçbir şey söylemeden gidiyordu. Karşımdaki mavi gözlü kıza baktım. 

"Evet senin adın Allison"

"Peki sen kimsin?"

"Hayatını geri kazanmanı sağlıycak birisi" 

"Benim hayatım zaten var" Dedim gözlerine bakarak. Gülerek kafasını aşağı eğdi ve tekrar kaldırdı. 

"Yalan bir hayatı yaşıyorsun ve yarın gerçeğine kavuşucaksın" Dedikten sonra dışarı çıktı....

-Zayn Malik- 

"Yaptığım iş karşılığında bir şey istiycem" Diyerek koltuğa oturdu Perrie. Tad ve benimle konuşmak istemişti. 

"Evet?" Bu daha çok soru tarzında bir 'evet' olmuştu.

"Sen" Diyerek bana baktı Perrie.

"Ne demek ben?" Dedim safça.

"Baya, Allison'u size getiricem. Bunun karşılığında benim olucaksın" Sinirlerim tepeme çıkmıştı. Ayağa kalkarak Perrie'nin yanına ilerledim hızla. 

"Sen ne dediğinin farkında mısın?" Diye kükredim suratına doğru. 

"Zayn, yerine otur" Dedi Tad. Elimi yumruk yaparak sıktım ve sinirle yerime oturdum. 

"Bunu neden en baştan söylememiştin Perrie? En baştan bunu söylese-"

"En baştan bunu size söyleseydim bunları yapmama izin vermiycektiniz. Allison'u kurtarmak için farklı yol arıycaktınız ama yok işte. Ben yaptım ve eğer Zayn benimle evlenirse Allison'a yarın kavuşabiliceksiniz. Karar sizin" Dedikten sonra omuzlarını silkti. Haklıydı. Allison'u kurtarmak için günlerdir, haftalardır çalışıyorduk ve yarın ona kavuşabilicektik. 

Tad'de bana bakıyordu. Herşey bana bağlıydı.... 

Onu severken, Perrie ile nasıl olurdum? Peki ya beni hatırladığında nolucaktı? Zaten ona kendimi affettirememişken birde evli bir adam olarak çıkıcaktım karşısına. 

Sevdiğim kadını kaybedicektim. Onu başkalarına  altın tepside sunucaktım resmen. 

"Eğer Zayn seninle evlenmezse, nolucak?" Diye bir soru yöneltti Tad. Perrie gülerek kafasını aşağı eğdi. Şeytani bir şekilde gülmüştü. Gözlerimi kısıp aylardır tek arkadaşım olarak bildiğim kıza baktım. Ben ona Allison'u anlatırken o bunları planlıyormuş meğersem. 

"Allison'un DNA'ları bir açık arttırmada satarım. Aynı zamanda.... Allison'u bir daha asla bulamıycağınız bir yere yollarım ve yeni hayatına adımlarını atar" Dedi acımasızca. Sözleri içimi acıtırken yerimde duramıycağımı anladım. 

"Ben dışarı çıkıyorum. Geldiğimde devam ederiz" Dedim ve artık duramadığım odadan dışarı adımımı attım. Kapıyı kapatıp sırtımı kapıya yasladım ve derin bir nefes aldım.

Londa köprüsünün ayaklarından birine gelince yanımdaki Joe'ye işaret ettim. 

"Birşey olursa ben büroda olucam dostum" 

"Pekala, teşekkürler Joe" 

"Rica ederim" Diyerek elini omzuma koydu ve iki kere vurup geri çekildi. Açtığı kapıdan içeri girip merdivenleri çıkmaya başladım. Allison ve Perrie arasında seçim yapmam gerekiyordu. 

Kuşkusuz olarak Allison'a kavuşmak için Perrie'yi seçmem gerekiyordu ama istemiyordum... Allison'ın üzerindeki ilaç etkisi geçtikçe hatırlamaya başlıycaktı ve benden daha çok nefret edicekti. Perrie'ye hep güvenmiştim. Karşılığında bişey istemediği için ona minnettar olmuştum. Ama yanlış düşünmüşüm. 

Karar zamanı geldi Malik

-Harry Styles- 

"Böyle bir seçimi nasıl yapmasını istersin Perrie!" Diye bağırdı Miranda. Perrie omuzlarını silkip güldü. 

"Onu seviyorum" 

"Sen tam bir sürtüksün!" Diyerek üzerine yürümeye başlamıştıki beline sarılıp onu kendime çektim. Miranda aşırı sinirlenmiş ve onu dövme derecesine gelmişti. Sinirlenmekte haklıydı çünkü bugüne kadar hepimizi 'saf kız' rolüne inandırmıştı. 

Kapı açılınca hepimizin odak noktası kapı olmuştu. İçeri giren baştan aşağı ıslanmış Zayn ile derin bir nefes alıp verdim. Miranda'yı koltukta bırakıp yanına gittim. Bana sarıldığı anda ağlamaya başlamıştı. 

Ağlamasını herkesin önünde yapmayı seven biri olmadığını bildiğim için onu yukarı odasına götürdüm. Kardeş-kardeşe konuşmamız gereken bir zamandı. 

Yatağa oturup ona baktım. Yüzünü ellerinin arasına almış ağlıyordu. 

"Zayn, kardeşim doğru kararı vericeğini biliyorum. Bak neler atlatıyoruz... Perrie'yi de atlatabiliriz. Benim aklımda bir fikir var aslında" Zayn'in umutla veya ağladığından parlayan ela gözleri bana döndüğünde kafamda kurduğum planı anlatmaya başladım. -Planı size okutucağımı sanıyosanız yanılıyosunuz :P nihahahahha DSA.dAS:D

Planı anlattıktan sonra Zayn bir müddet düşündü ve sonunda aklına yattı. 

"Hadi inelim aşağıya" Dedim sırtına vurarak. Kalkıp aşağı indik. Kapıdan girdiğimiz gibi gözler bize döndü.

"Tamam Perrie, seninle evlenicem" 

Phen geldim. Bön göldöm. Ben geldiiiim. Yeap işte ben ve yb! Kısa olmuş olabilir, şu aralar moralim çok bozuk ve sınavlar var. Birde hasta oldum :'( Hastalık+ayrılık acısı+sınavlar=İlham perileri is dead! 

Neyse ben gittim ya öpüldünüz kendinize cici bakın. 

YORUM VE VOTE'LARDA ARTIŞ İSTİYORUM!! KENDİNİZE GELİN BE -.-

Çete || TanışmaTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang