TANIŞMA

44 18 10
                                    


''Geleceğini biliyordum,'' dedi yüzüme bakmadan. Şaşkınlığım karşısında söyleyeceklerimi yutmakla yetindim.


Anlamayan gözlerle baktım. Daha sonra her şeyin kontrolüm altında olduğunu gösteren bir duruş sergilemem gerektiğini kendime hatırlatarak silkelendim. ''Evimin yandığını duyman zor olmamıştır,'' dedim az önceki sözüne istinaden.

Kaşları hafifçe çatılarak bana döndü ama tam gözüme bakmamıştı, kendine ve bana kızar gibiydi.

'' Ne dedin?''

Bilmediğini anladığımda biraz daha gerilmiştim. İşler git gide daha da sinir bozucu oluyordu.

'' Tabi ya!'' dedi kendi kendine.

Tepkileri içimde sakin kalmak isteyen Nazlı' yı ayağa kaldırıyordu. Suratından bir şeyler okurum umuduyla onu inceledim. Yüzü gerçekten çok can yakıcı görünüyordu. Aslında normalde olsa asla yanına yaklaşmayacağım tehlikeli tiplerdendi. Ama bu tehlike serserilikle karıştırılmamalıydı. Çünkü oldukça düzgün yetiştirilmiş bir adam olduğu her halinden belliydi. Benim ,birinin karşısında savunmasız kalabileceğim gerçeğiydi asıl tehlike. Ve bu adam da yasaklı kelimeye giden yolları güllerle süsleyecek kadar davetkardı. O kendi içinde verdiği savaşta boğulurken ben olan bitenden habersiz bir şekilde '' Adın ne?'' diye sordum. Tam da o an varlığımdan haberdar olmuş gibi tam göz bebeklerimin içine baktı. Bakışları hemen sonra yüzümde oyalansa da tekrar gözlerimi buldu. İçimde bir dürtü ilk defa karşılaşıyormuş gibi hissetmeme neden oldu. Zaten bakıldığında ilk defa karşılaşmasak da ilk defa tanışıyorduk.

''Mahir,'' dedi saydam bir gülümsemeyle. '' Mahir Karahan''

''Bende'' diyecek oldum ki gülüşü yüzüne biraz daha yayıldı. ''Nazlı.''

Ah, tabiki adımı biliyordu.ve kim bilir hakkımda başka neler öğrenmişti.

O ağız dolusu gülerken bir kez daha şaşkınlığımı saklamaya çalıştım. Duygularımı bastırmak için gülüşüne odaklanmıştım. Dudağının kenarında belli belirsiz bir çukur oluşmuştu ya da sakalları yüzünden öyle görmüştüm ama nedense çok dikkat dağıtıcıydı.

Ben düşüncelere dalarken tok sesi beni çekip çıkardı. '' Girilemeyecek halde mi?''

''Evim mi? Hayır, sanırım sadece bir tür oyun başlattılar.'' dediğimde Mahir derin bir iç çekmişti. Ama bana soru soran ifadesi hala üzerimdeydi.

'' Neden böyle düşündün ?'' dedi sakinlikle.

'' Sadece birkaç evrak dosyası yanmıştı, anlamamı istemeselerdi evin tamamını yakarlardı öyle değil mi?'' dedim omuz silkerek.

Birden ayağa kalktığında kafamı kaldırarak ne yaptığını görmeye çalıştım. Cebinden telefonunu çıkartarak birine mesaj atıyordu.

Bana sesiyle saklamaya çalıştığı öfkesini sunarak '' Ya da aklına, aradıklarını bulamadıkları için evin tamamını yakmamış oldukları ihtimali geldi mi hiç? diye tısladı.

Kafamda bir yerlerde şimşek çakarken vücudum titreyerek sarsıldı. ''Nasıl yani!'' dediğimde karmakarışıktım.

''Oraya gitmeliyiz,'' dedi net bir sesle.

Aniden çıkıştım '' Hayır.''

Tepkim karşısında şaşırsa da tanımadığım birine evimi açmak istememe ihtimalim çok normal olduğu için daha ılımlı yaklaşarak '' Biliyorum, bende tanımadığım birini öylece evime kabul etmezdim ama onlar gelmeden oraya biz gitmeliyiz,'' dedi.

MAHNAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin