❇ 2.Bölüm ❇ İLK GÜN

24 2 0
                                    

Alarmın çalmasıyla birlikte gözlerimi zar zor açıp telefonu elime aldım ve alarmı kapattım fakat yataktan çıkmayı bırakın uyanmayı bile düşünmeden tekrardan kendimi yatağa bıraktım.

Bir kaç dakika sonra annemin bana seslenmesiyle gözlerimi ovuşturup kalkmayı denedim. Yatakta oturur pozisyonu alıp etrafa baktığım da odanın gerçekten de güzel olduğunu gördüm diğer odalardan farkı ise hem ebeveyn banyosu olması hem de ufakta olsa bir balkonu olmasıydı. Esneyerek yataktan kalktığım da kapının orada bulunan bavulları gördüm. Annemin sabah çıkardığını düşünerek pencereye doğru küçük adımlar attım. Perdeyi bir kenara toplayıp dün fark etmediğim ama şimdi fark ettiğim karşıda ki eve bakmaya başladım. Bizim ev gibi eski ama bir o kadar da bakımlı bir yere benziyordu.

Daha fazla oyalanmadan banyoya ilerledim ve rutin işlerimi hallettim. Kısa bir duşun ardından tekrar odaya döndüğüm de bavuldan giyecek sıradan bir şeyler aramaya koyuldum. Bir siyah pantolon ve üstüne de gri bir tişört seçerek kombinimi yapıp üzerime geçirdim. Ne olur ne olmaz diyerekten siyah bir hırka da alıp saçlarımı şekil vermeden saldım. Ayakkabı olarak da beyaz bir spor ayakkabı tercih edip makyaj yapmadan artık üzerime yapışmış olan siyah sırt çantamı sırtıma geçirdim. Telefonu da cebime atıp hazır olduğumu düşünerek odadan çıkıp seri adımlarla aşağıya indim.

"Anne!"

Bir ses dahi vermediğinde mutfağa doğru ilerledim ve tabakta bir tost ile onun yanında duran portakal suyuna bir bakış attım. Yanında ise bir not vardı ve nota şöyle bir bakıp portakal suyundan bir yudum aldım. Annem yine iş gereğince çıkmış ve kahvaltıyı yemem gerektiğinden bahsediyordu.

Göz devirip telefonumun saatine baktım ve okulda ki ilk günüm de geç kalacağımı anladım. Tostun tadına dahi bakamadan portmanto da duran anahtarı elime aldım. Almamla dışarıya adımımı attım ve kapıyı sert bir şekilde kapatıp hızlı hızlı yürümeye başladım.

Okulun önüne geldiğim de bahçeye ve bahçede ki öğrencilere göz gezdirdim. Hepsinin benim gibi sivil değil de okul kıyafetli olduklarını görünce dudak büzüp okula doğru yürüdüm.

Derin nefesler alarak koridora ayak bastım, koridorda ilerlerken gergin olduğumu hissettim. Ne yapacağım konusunda hiç bir fikrim yokken dolaplara ilerleme kararı alıp oraya doğru yürüdüm. İlk olarak eşyalarımı yerleştirmeye başlayacaktım.

Bir öğrenciye dolabımı sorup oraya doğru ilerledim ve eşyalarımı tane tane dizmeye başladım. Düzen hastası bir insan değildim fakat dağınıklıktan da hoşlanmazdım.

Eşyalarımı dolabıma dizerken yanıma bir kız geldi. Kahverengi saçlı, ela gözlü ve çok neşeli bir yapısı vardı. "Merhaba sen yeni kız olmalısın"

Kafamı sallayarak tek elimi uzattığım da gülümseyerek bana baktı ve birden kollarını bana sardı. Ne yapacağımı bilmediğimden sadece öyle durmakla yetindim. Öyle kolay kolay insanlara ısınan tiplerden değildim. Benim bir tepki vermediğimi görünce gülümseyerek benden ayrıldı ve aramıza bir kaç adımlık mesafe bıraktı. Tek elini uzatıp, "Ben Pınar"

Kafamı sallayıp gülümsedim, "Ben de Feza" diyerek uzattığı eli sıkıp tokalaştım.

"Okulumuza hoş geldin Feza"

"Teşekkür ederim"

Yan yana yürümeye başladığımız da herkesin gözü benim üzerimdeydi. Anlamlandıramadığım bu bakışların altın da biraz utansam da belli etmemeye çalışarak yürümeye devam ettim ama sormadan da edemedim.

"Şey acaba Pınar, bir şey sorabilir miyim?"

Bana bakmadan yürümeye devam ederek, "sor tabiki dinliyorum" dedi.

KIRMIZININ PEŞİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin