Kıyametin Dengesi

gg

Zaman tekrar akmaya başladı. Ayşe çok mutlu bir şekilde bana bakıyordu.
- Hangi sınıfı seçtin
- Acemi dövüşçü sınıfını seçtim. Bana biraz izin verir misiniz düşünmem lazım.
Hepsi uzaklaştı. Istatistiklerimde tek değişiklik ejderhadan dövme aldıktan sonra kazandığım. Ejderha derisi ve ejderha gücü tek bir yetenek olduğundan üstünde bir kere kullanabileceğim bin kat güçlendirme nerede kullansam diye üstünde kafa yordum. Ejderha derisi kısmında kullandım ve özellik  'zırh delici hasarlara karşı %50.000 daha fazla direnç' olarak değişti. Mermiler üstümden zaten sekiyordu ama fazla defansif güç daha çok işime yarar. Yeterince saldırı gücüm var zaten. Yeni saldırı yeteneği de aldım. Şimdi sıra banyoda yapmakta. Acaba şamanda banyo yapabilecek kadar var mıdır? Banyodan sonra başkente dönüp canavar edinmem lazım. Derken bir asker bağırdı.
- Kurt sürüsü herkes silah başına Kurt sürüsü herkes silah başına Kurt sürüsü.
Kurtlar etrafımızı sarmış saldırmak için yavaş yavaş yaklaşıyorlardı.
- Durun ateş etmeyin.
Sonra Kıvrık'a döndüm.
- Kıvrık şunları korkutup kaçır.
Kıvrık öne atılıp havlamaya başladı. Kurtlar hemen kaçıştı. Kıvrık'ta peşlerinden kovaladı. Nereye gidiyorsun kıvrık ya.
- Sizler burda kalın ben şimdi geleceğim.
Kıvrık'ın arkasından bende koştum.
- Kıvrık dur yavaşla beni bekle.
Görememe rağmen durduğunu hissettim.
- Kıvrık kaçtılar daha kovalama
Derken ormandan bir gülme sesi geldi. Kıvrık'ta ona doğru hırladı.
Arkamdan biri bana saldırdı ama göremedim hızlıydı. Bir daha saldırdı yine döndüm ama göremedim ve ne zaman arkamı dönsem arkamdan saldırı alıyordum. Kıvrık sağ sola bakıyor ama nerede olduğunu anlayamıyor gibiydi ve gülmeleri artıyordu. Bende rastgele etrafa saldırdım ağaçları ve taşları oraya buraya attım durdum. Derken bir çığlık sesi geldi. Ağaçlardan biri birşeye çarpmıştı. Bir hayalet gibi arkasını görebildiğim saydam ve kanlar içinde bir maymun. Bir kolu kopmuş bir şekilde yerde yatıyordu. Yavaş yavaş görünür olmaya başladı. Maymunun öldüğünü anladım. Sonra birkaç el izi maymunun etrafında belirdi. Maymunun ayakları el gibiydi anladım ki aileside buraya geldi. Onlarca el etrafında toplanmıştı.
- Kıvrık gidelim.
Bunlardan biri hayvanın yapsam nasıl olur. Durup arkaya baktım. Maymun böğürmeleri ve çığlıkları her yerden geliyordu. Yinemi saldıracaklar. Ama saldıran olmadı. Sonra önümüzde 2 metre civarı bir maymun belirdi. Az önceki maymun 1 metre kadardı sanırım yavrusunu öldürdüm. Kendi Göğsüne yumruk atarak bana doğru koşmaya başladı . Zıplayıp üstüme doğru gelmeye başladı ve bende bir tokat vurdum. Ağaç dallarına çarpan ölüsü yere düştü. Çığlıklar tekrar başladı.
- Kıvrık arasında hadi koş yoksa bunlar peşimizi bırakmayacak.
Anladığım kadarıyla güçleri 4000 civarında bunlar biri Kıvrık'ın gücünde olsa kimse karşısında duramaz.
- Kıvrık sen Ayşe'nin yanına dön. ben birazdan gelicem.
Yarım saat maymun aradım ama ölüm olanları bile bulamadım ve elim boş geri döndüm.
- Fatih abi üzgün gibisin birşey mi oldu?
- Yok Birşey olmadı.
Kıvrık'ın yanına oturup kafasını okşamaya başladım ve rahatlamaya çalıştım. Yavru maymunlardan birini yakalayabilseydim çok güzel olacaktı.
Yarın tekrar denemeliyim.
- Yüzbaşı kaç gün daha buradayız?
- Bizim maden yapmamıza gerek yok.
Şeytanlar büyülü cevherlerin hepsini çıkarmışlar. Helikopterle 33 saate geri gelirler ve bizde son yüklemeyi yapar ve burdan ayrılırız.
- Anladım tamam.
Yemekten sonra tekrar aramaya çıkarım. Bu sefer Kıvrık ile kesin onları bulurum diye düşünmeme rağmen izlerine bile rastlayamadık. Bütün boş zamanımı ormanda maymunları arayarak geçirdim. Başkente ellerim boş döndüm. Helikopterler ejderhanın kafasının yanına iniş yaptı.
- Fatih çocuklarımdan biri daha öldü.
Elim kolum bağlı birşey yapamıyorum. Büyülü cevherlerle ölümünü yumurtadan çıkana kadar geçiştirmeye çalışacağım. Yumurtadan çıktığında tüm tehlike atlatılmış olacak.
Hüzünlü ve endişeli görünen ejderha gözlerini yumurtasından ayırmadan büyülü cevherlere ağzından ateş püskürtürken benimle konuştu.
- Ayşe'nin yardım etmesini ister misin? Yeteneği canlıların hızlı büyümesini sağlıyor.
- Bu bir çözüm değil bir çocuğum kaldı hissediyorum oda ölecek yapacak birseyim kalmadı.
- Nasıl ölüyor güçsüzlükten mi hastalıktan mı?
- Hem Hastalıktan hem güçsüzlükten öldüler. Yumurtadan çıksa onu büyü kullanarak durmadan iyileştirebilirim. Hastalık Direnci yeteneği kazandığında bir sorunu kalmaz ama daha doğmayacak.
- Siz ejderhalar sadece et ile mi besleniyorsunuz?
- Bu ne şimdi nerden çıktı bu ve Evet ne bekliyordun ki.
- Bak şimdi insanlar meyvede,sebzede ve ette yerler. Ejderhalar için bilmiyorum ama meyveler ve zebzeler bizi hastalıklara karşı güçlü yapar. Ejderhalardada öyle bir durum olabilir mi?
- Ben bitkide yiyebilirim ama et varken neden bitki yiyeyim.
- Çocuğun için yumurtaları doğurmadan yeterince yemek yersen hastalıklara karşı daha güçlü olur ve   en son ne zaman yemek yedin.
- 400 yıl önce yedim
- Bence Çocuklarının zayıf olması normal. Birşeyler yeseydin çocukların  daha güçlü olabilirdi.
- Dediklerin doğru olabilir.
- Ben sadece kulaktan dolma bilgilerle konuştum. Gerçek doktorlarla konuşmalısın ben sadece fikir vereyim dedim.
- Anlıyorum insan doktorlarını çağırayım o zaman.
- Bence hayvan doktorlarını da çağar.
Gözleri parladı. Bende yumurtayanbakmak için büyülü cevherlerden yaptığı kabuğun içine girdim. 5 metrelik yumurta siyah,sarı ve mor renklerini taşıyordu. Etrafı ateşlerle çevriliydi ama ben ateşi hissetmem çünkü ateş direncim var. Yumurtada dıştan görülecek bir bozukluk göremedim ve sonra dışarı çıktım.
- Diğer çocuklarının neden öldüğünü öğrenmemiz lazım. Doktorlara araştırmalarını söylersin. Ben gidiyorum sonra görüşürüz.
- Hiçbir yere gidemezsin. Sana oda ayarlattım. Kız bana lazım içeri yumurtanın yanına girmesi lazım.
- Ayşe Ateşlere dayanamaz.
- Ben onu büyüyle koruyacağım.
Telepatik konuşmamızı Ayşe duyamazdı. Bu yüzden Ayşe'ye döndüm.
- Ayşe burda kalacağız. Kral hazretlerinin yumurtasına bakman lazım.
- He ama ben şey he niye ben sen gir oraya olmaz mı?
- Senin kutsal yeteneğin lazım gir yeteneğinin gereğini yap sonrada çık. Bende gelicem yani korkma.
Ellerinden tuttum ve onu içeri çektim. Etrafı mavi bir büyüyle sarıldı.
- Ne yapacaksın
- Bilmiyorum daha önce hiç yumurta bakmadım.
Bir an duraksadı ejderhanın ona talimat verdiğini anladım. Yerden aldığı bir taş ile yumurtada mor renkli kısımları kazıdı. Başlarda titriyordu ama sonra ben onun omzundan tuttum ve titremesi kesildi. 10 dakikada işi bitti.